Forumki.Com
Acı - Baskı Önizleme

+- Forumki.Com (https://www.forumki.com)
+-- Forum: Şiir (https://www.forumki.com/forum-siir.html)
+--- Forum: Şairlerden Şiirler (https://www.forumki.com/forum-sairlerden-siirler.html)
+--- Konu Başlığı: Acı (/konu-aci.html)



Acı - PeRi - 04-23-2021

[Resim: no-image.jpg] seni de vururlar bir gün ey acı

uçuşup durduğun kanatlarından

sazın, sözün, türkülerin tükenir

ellerin koynunda kalakalırsın

şakaklarına kar yağıyor bilesin ey acı

gül açan yüzlerimizde

göğeriyor rengin senin de

biz seni

tâ eskiden tanırız

hani göğüslerimize taş olur inerdin

avuçlarımızda hira dağıydın

al atların tan yerine ayarlanmış yelelerinde

akdeniz rüzgarlarına karışan sendin

biliyorum

hiçbir tarih yazmayacak ve bir

sır gibi kalacak yakılan kitaplarda

göbek bağı anasından henüz çözülmemiş bebelerimize

mitralyözlerin washingtondan ayarlandığını

seni de yakarlar bir gün ey acı

bir taptuk kul gözlerinden vurursa

parmakların eğri ağaç tutmaz

çığlıkların çağlar aşar duymazsın

ve ben biliyorum

örümceği, mağarayı, güvercini, asâyı

ve ibrahim'in baltasını

biliyorum

nereden başladı bu kesik dans

ve bu dansa karşı afyonlanmış hecin yüzlü

insanlar kim?

kim kimin yanında

kim kimin karşısında

meclis kürsüsünden konuşan bu adam kim

üsküdür kız lisesinde okuyan genç kız

çantasında kimin fotoğrafını taşıyor

kadıköy vapurunda sigara tüttüren delikanlılar

neden gülüyorlar ki

seni de vururlar bir gün ey acı

filistin'de sapan taşlı çocuklar

dalın, kolun, fidelerin budanır

kuru bir kütükle kalakalırsın

öyle bakmayın balkonlarınızdan

fırat nehri ayrılık çıbanına tutuldu,

damarlarımızı yırtıyor

tuna nehri, onulmaz boşnak sızıları

pompalıyor yüreğimize

pilevne türküleri ağıtlara dönüşürken,

çeçenya'da yiğitler

inancın emeğin / ve aşk'ın

kılcal damarlarına ulanıp sustular...

ve ne bağdat'tan

ne şam'dan

ne mekke'den

ne diyarıbekir'den

ne istanbul'dan

ne buhara'dan

bunca telefon direğine rağmen kimse kimseyi

duymuyor

seni de vururlar bir gün ey acı

halepçe'de soldurulmuş gül gibi

bu sevdaya düşsen, sen de yanarsın

suskun, sıcak, uzun yaz geceleri

ve siz

ey analar,

hani siz, gecelerinizi böler, çocuklarınıza ninniler

söylerdiniz

hani siz, fatihler doğururdunuz...

gelin kızların giysileri kirletildi

çocuklar hep yetim kaldı

'elem yecidke yetimen feava'

ve ben biliyorum

ben biliyorum

istanbul'un

bağdat'ın

diyarıbekir'in

mekke'nin

buhara'nın

birbirine nasıl bağlandığını, nasıl çözüldüğünü; sonra

ey insan

ey insanlık

ayağa kalk

kolları ve bacakları budanmış delikanlıları

boyunları gövdelerinden ayrılmış insanları

gözleri uyur gibi kapanmış, kan pıhtıları içindeki bu

çocukları

gelişmiş laboratuarlarınızda dikkatle inceleyin

ve bir gün

bu dünya

gül bahçesine dönecek

bunu böyle bilin; ve

unutmayın..

Ferman Karaçam