You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Çağımızın hastalığı kilo mu?

Çağımızın hastalığı kilo mu?

⭐⭐⭐ Süper Moderator
Çağımızın hastalığı kilo mu?
[Resim: makale.png]Dün ayrıca hastam ayrıca de çok sevdiğim bir arkadaşım ziyaretime geldi. Fazla hoş kilo vermesi bundan fazla memnun olmasına karşın bütün öteki kilo verenlerde olduğu gibi bitmiş kilo alma korkusundan bahsetti. Böyle bir nefret olması olağan. Şimdiye değin yapılan katı bir takım rejimler ile ortaya çıkan ünlü yoyo etkisinin de bu korkudaki payı cok yüksek. Peki nedir bu yoyo etkisi? Bunu izah etmek için öncelikle obezite tanımını gerçekleştirmek zorunlu diye düşünüyorum.

Vücut yağ kitle ağırlığının normalin üstünde olmasına obezite denir. Obezite insan vücudunda bulunan tüm sistemleri -yürek ve damar sistemi, solunum sistemi, hormonal sistem, sindirim sistemi gibi- sinsice etkileyen ve çoğu manâlı rahatsızlığa zemin hazırlayan mutlaka tedavi edilmesi zorunlu bir hastalıktır. Sahiden bu tanımı cümbür cemaat biliyor, sonuçlarından kimsenin şüphesi değil fakat nedense aşırı kilo halen günümüzün en büyük problemi olarak duruyor. Uzun senelerdir olan tecrübelerime dayanarak şunu söyleyebilirim ki kilo devretmek gerçekte sorun değil. En büyük sorun verilen bu kiloyu koruyabilmek. Çoğunlukla yapılan katı bazı rejimlerle çabuk kilo verilir. Ancak olağan yemeye başlandıktan kısa bir süre daha sonra seri bir şekilde verilen kilolar geri alınır. Biz bu sorunu cocukların oynadığı yoyo ya benzeterek ‘’ yoyo etkisi’’ diyoruz.

Ben her defasında açıklama etmeye çalıştığım şeyi tekrarlamak istiyorum. Yaratılışımız itibari ile istek yaratacak durumlar meydana geldiğinde enerji tüketim azalıyor ve aldığı eksik miktardaki besini bile son derece verimli kullanır ayla geliyor. Yani bir kişi çöle düştüğü zaman kilo vermesinden daha doğal bir şey yoktur. Cisim kitlesi azaldığı için günlük almamız gereken kalori ihtiyacı azalır. Eğer laf konusu kişiler diyetten sonradan yeniden eskisi dek kalorili yeme düzenine devam edecek olurlarsa vücudumuzdaki enerji verimliliğini kontrol eden hormonlar devreye girerek alınan her kalori yağ depolanmasında kullanılır. Tabii ancak kalori ihtiyacı azalmış olan bir ceset yalnızca kaybettiği kilo kaybını yerine koymakla kalmayıp, üstüne ilave edecektir. Benzer çöle düşmüş birey örneğine dönersek çölden kurtulduğu zaman bir daha çöle düşebilirim yeniden aç kalabilirim diyerekten aldığı her kaloriyi yağ olarak depolayacaktır.

Bu koşul gıda alışkanlığını oturtamamış kişilerde mutlaka görülecektir. Özellikle de olağandışı kalori kısıtlamalı diyetlerde bu durum sistemli bir başarısızlık olarak karşımıza çıkmaktadır.Diyet yaparken mutlaka kalori kısıtlaması yapılacaktır. Ama bunu yaparken dengelenmiş kontrollü dinç beslenme düzenini oturtarak yapmak gereklidir. Yani gerektiği dek protein, yağ ve karbonhidrat almanın yanısıra, bununla beraber gerektiğinde tatlı, içki ve çikolata elde etmek, sosyal hayatı bozmayacak şekilde minik düzen alışkanlıkları geliştirmekte bu sistemin bir parçasıdır.

Bütün bunların ışığında diyete karar verip uygulamaya başlamadan önce, yoyo etkisi ile karşılaşmamak için hedefi belirleyebilmek gerekiyor. Bugün fazla yaygın olarak kullandığımız boyla kilo arasındaki oranı belirleyen Beden Kitle Indeksi bu konuda bize yardımcı oluyor. Lakin kişinin yapısına, spor yapıp yapmadığına, ırksa kökenine ve ırkına kadar şartların değişmesi gösteriryor. Eğer yanlızca BKI dikkate alınarak bu hedefi belirlemeye çalışırsak Brad Pitt gibi bir yıldız fazla şişman, mehşur terminatör fazla kilolu olurdu. Sadece BKI ile ölçmek bizi fazla önemli yanılgıya düşebilir. Bu farkı belirleyebilmek için de gövde yağ kitlesini tespit ederek ideal kiloyu hesaplıyoruz. Beden yağ kitlesi nedir?

Etkin ve dinç kalabilmemiz için vücudumuzun belli oranda yağa ihtiyacı vardır. Yağlar, eklemlerimizin desteklenmesi, organlarımızın korunması, vitamin teminimiz, vücut ısımızın kontrolü, enerji rezervlenmesi (aç kalma halinde), gibi görevler üstlenmektedir. Bu yüzden vücudumuzda kayıtlı bir oranda yağ kitlesinin bulunması gereklidir. Artı yağ oranı önemli sıhhat problemlerine yol açarken, gereğinden eksik yağ ise hayati risk oluşturmaktadır. Şöyle fakat yağ oranı, kadınlarda %10-%12’nin, erkeklerde ise %5-%6’nın altına düşmemelidir. Eğer bu rakamların altına düşecek olursa fazla önemli bazı problemlerle karşılaşılabilir. Bilhassa günümüzde aşırı zayıflık hali sağlıklı olmakla karıştırıldığı bir dönemde bu durumun bilinmesi ve öneminin vurgulanması fazla önemlidir.

Bazen bakış de yanıltabilir. Çok güçsüz görünen bir birey Şekilde A ve B tipleri aynı kiloya sahiptirler. C ise daha hacimli ve daha yağlı görünmektedir. Üç tipin de yağ oranları ölçüldüğünde B ve C’nin yağ oranlarının bayağı düzeyde A'nın ise çok yüksek oranda yağ değerine sahip olduğu görünmektedir. Bu yüzden A cılız göründüğü halde risk grubuna dahildir.

İdeal kilo hedefine bu doğrultuda ve dengeli bir şekilde ulaşmış bir birey sağlıklı gıda alışkanlığını da devam ettirebiliyorsa şüphesiz yoyo etkisi ile karşılaşmaz. Sadece 8-10 kg kilo atamak yok her koşulda ilk kez belirlediğimiz kilo hedefini tutmak önemlidir. Bu hedefe dürüst şekilde yürümeyi öğrenmediğimiz sürece, her yaz sezonu başlangıcında mecazi anlamda sarıldığınız koltuk değnekleri (mucize şok diyetler, yiyecek yerine gecen uzay karışımları vs) aksayarak yürümeye devam etmemize niçin olacaktır.

Işık ve Sevgiyle kalın....

Dr Bilgin SILAN



İzmir Dahiliye uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın!

doktorsitesi

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Forumki.Com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.