You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Halime Çavuş (Koca Bıyık)

Halime Çavuş (Koca Bıyık)

Özel Üye
Halime Çavuş (Koca Bıyık)
TKastamonu’da doğan, anne-babasının “kızım gitme” şeklinde yalvarışlarını dinlemeden mücadeleye katılan Halime Çavuş, uzun yıllar Halim Çavuş zannedildi. Kurtuluş Savaşı’na giderken erkek kılığına girdi, erkek gibi traş oldu, saçını kazıttı ve kimseye kadın olduğunu söylemeden Türk askerinin arasına karıştı.Mühimmat taşımada birçok görev yaptı. Bir Düşmanın açtığı ateş sonucu bir ayağı sakat kaldı.Bir keresinde İnebolu’dan cepheye cephane taşırken Mustafa Kemal Paşa’ya rastladı. Ancak rastladığı kişinin O olduğunu bilmiyordu Mustafa Kemal Paşa “Sen üşüyor musun böyle?” diye sordu. “Bey, 100 bin kişi kurtulacak. Ben öleceğim de ne olacak?” dedi. Paşa kafa kağıdını istedi. Verdi. “Sen kız mısın?” “Evet.”

Gün geldi savaş bitti, ancak o ne asker üniformasını çıkardı ne de her sabah traş olmaktan vazgeçti. Savaş sonrası Mustafa Kemal tarafından Ankara’ya çağrıldı. Ailesi önce korktu, Paşa Halime’yi neden çağırıyordu ki? “Gitme” dediler,o yine dinlemedi …Kapıda yavere “Paşa hangisi bilmiyorum” dedi. Yaverin “soldaki ” demesiyle koşup elini öptü. O’nun “ Seni yollamıyorum, bizim kızımız ol” önerisine “Annem babam beni bekler” şeklinde cevap veren Halime Çavuş, “Ben ana-babaya itiatli evlada saygı duyarım” diyen Mustafa Kemal Paşa tarafından çeşitli hediyeler verilerek tekrar evine yollandı ve kendisine maaş da bağlandı.75 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Erkek kılığında savaşan Halime Çavuş

Savaşa katıldığında içindeki vatan aşkıyla erkek kılığına girerek cepheye giden Halime Çavuş`un öyküsü.

Kurtuluş Savaşı`nda, erkek kılığına girerek, İnebolu`dan cepheye mühimmatın taşındığı yardım kolunda görev yapan, Yunan gemilerinin İnebolu`yu bombaladığı sırada şarapnel parçalarıyla bacağından yaralanarak ordudan ayrılan Halime Çavuş`un hatırasını, manevi kızı ve torunu yaşatıyor.

Halime Çavuş`un, kardeşinin oğlunun eşi olan, `manevi kızı` 65 yaşındaki Şahizer Kocabıyık ve onun kızı 40 yaşındaki Safiye ile 3 çocuğu, tarihe tanıklık eden Kastamonu`nun merkez Duruçay köyündeki evde yaşamını sürdürüyor.

Halime Çavuş`un doğduğu ve son nefesini verdiği ahşap evin bugünkü sakinleri, `Halime Çavuş`la aynı soyadı taşımak bizim için büyük onur` diyor.

Aile, Halime Çavuş`un kahramanlıklarını ve fotoğraflarını, yakın tarihe ilgi duyanlarla paylaşıyor.

-ERKEK KILIĞINDA SAVAŞA KATILDI

Kocabıyık ailesinin anlatımları ve Kastamonu Valiliğince yayımlanan `İnebolu`dan Ankara`ya Atatürk ve İstiklal Yolu` kitabındaki bilgilere göre Halime Kocabıyık, 1898 yılında Kastamonu merkez Duruçay köyünde doğdu. Kurtuluş Savaşı başlarında ailesinin tüm engellemelerine karşı çıkarak savaşa katıldı.

Erkek kılığına girip saçını erkek gibi kestirerek asker kıyafeti giyen ve sakal tıraşı olan Halime Kocabıyık, İnebolu`ndan Ankara ve Sakarya`ya cephane taşıyan yardım kolunda görev aldı.

Cephane taşıma işinde üstlendiği zor görevlerin üstesinden, kadın olmasına rağmen başarıyla gelen Halime Kocabıyık, soğuk bir kış gününde İnebolu`yu denetlemeye gelen Mustafa Kemal Paşa ile karşılaştı.

-MUSTAFA KEMAL PAŞA, KADIN OLDUĞUNU ANLAMADI-

Soğuk hava ve kar yağışına rağmen üzerindeki montu cephanenin üstüne örten Halime Kocabıyık, Mustafa Kemal Paşa ve beraberindeki heyetin dikkatini çekti. Paşa, cepheye taşıdığı mermileri kendi hayatından bile fazla önemseyen bu askeri görünce çok etkilendi ve O`na, `Neden üzerindeki montu mermilerin üzerine örttün, üşümüyor musun?` diye sordu.
.Halime Kocabıyık ise `Benim üşümem hiç önemi değil. Bu cephane yüzlerce

belki de binlerce askerimizi koruyacak` dedi.

Bazı kaynaklara göre ise Kocabıyık, `Bey, 100 bin kişi kurtulacak. Ben

öleceğim de ne olacak?` karşılığını verdi.

Bu cevap üzerine Paşa, Halime Kocabıyık`tan eski tabirle `kafa

kağıdını` yani kimliğini istedi. Kocabıyık`ın `kadın` olduğunu anlayan Mustafa

Kemal Paşa, yaverine, Kocabıyık`la ilgili tüm bilgileri not aldırarak Ankara`ya döndü.

-YUNAN SAVAŞ GEMİLERİ İNEBOLU`YU BOMBALAYINCA-

Görevine kaldığı yerden devam eden ve savaşta bulunduğu süre içerisinde

gösterdiği insan üstü başarılarla büyük takdir toplayan Halime Kocabıyık, 9

Haziran 1921 tarihinde Yunan savaş gemileri Kılkış ve Averof`un İnebolu`yu

bombaladığı sırada şarapnel parçası ile ayağından yaralanarak ordudan ayrıldı.

-ÇANKAYA KÖŞKÜ`NDE 15 GÜN MİSAFİR OLDU-

Kurtuluş Savaşı sonunda Gazi Mustafa Kemal tarafından Ankara`ya çağrılan

Halime Kocabıyık, Çankaya Köşkü`nde 15 gün misafir edildi. Kendisine Latife Hanım gereken misafirperverliği gösterdi.

Gazi Mustafa Kemal Paşa`nın kendisiyle çok ilgilendiğini her fırsatta

dile getiren Halime Kocabıyık`a, Çankaya Köşkü`nde düzenlenen törenle İstiklal Madalyası ve `Çavuş` rütbesi verildi.

Atatürk`ün verdiği emirle ölene kadar maaşa bağlanan Halime Çavuş,

`Benim geride kalan bir ailem var diyerek` Çankaya Köşkü`nden ayrıldı ve

Kastamonu`ya döndü.

-`EVİMİZE SÜREKLİ ÜST RÜTBELİ ASKERLER GELİRDİ`-

Kendisini milletine ve vatanına adayan Halime Çavuş, hiç evlenmedi ve

kardeşi Hasan Kocabıyık`ın oğlu 13 yaşındaki Sadık Kocabıyık`ı evlat edinerek büyüttü.

Hayatının son 6 yılını doğum yeri Kastamonu`nun Duruçay köyündeki evinde

yatalak olarak geçiren Halime Çavuş, 20 Şubat 1976 tarihinde vefat etti. Evlat edindiği Sadık Kocabıyık ise 2004`te öldü. Bugün, evlatlığının 65 yaşındaki eşi Şahizer Kocabıyık (65), onun kızı 40 yaşındaki Safiye Kocabıyık ve 3 çocuğu, Halime Çavuş`un doğup vefat ettiği evde yaşamını sürdürüyor.
.Halime Çavuş`un hatırasını yaşatmaya çalıştıklarını belirten Şahizer

Kocabıyık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, `Ben onun manevi kızıyım. Kızım da manevi torunu` dedi.

Son 6 yılında hiç yanından ayrılmadığı Halime Çavuş`u uzun süre sırtında

taşıdığını anlatan Kocabıyık, şöyle konuştu:

`Halime Çavuş, bizim gurur duyduğumuz bir aile büyüğümüzdür. Bizi çok

severdi. Kendisiyle ilgili fazla bir şey anlatmazdı. Savaşta gösterdiği

kahramanlıktan dolayı evimize sürekli üst rütbeli askerler gelirdi. Onlarla uzun

uzun konuşurdu. Bacağından sakat olduğu için onu sırtımda gezdirir dışarıya

çıkarırdım. Savaş yıllarına dair fazla bir şey anlatmadı, ama evimize gelen

komutanlarla konuşurken dinlerdik. Onlara o yıllarda yaşadıkları zorlukları,

sefaleti anlatırdı. Onu en çok etkileyen şey ise Atatürk`le tanıştığı ve

Ankara`da Atatürk`ün misafiri olduğu günlerdi.`

-`SÜREKLİ SAKAL TIRAŞI OLURDU`-

Savaşa katıldığı dönemlerde içindeki vatan sevgisi ile erkek kılığına

girerek cepheye gözü kapalı giden Halime Çavuş`un, savaş sonrasında evdeki hayatında da sürekli sakal tıraşı olduğunu anlatan Şahizer Kocabıyık, `Savaşın ilk yıllarından beri bir erkek gibi yaşamaya ve onlar gibi davranmaya çok alışmıştı. Üzerinden ceketini ve pantolonunu hiç çıkarmazdı. Her sabah sakal tıraşı olurdu. Hiç sakalı yoktu, ama yine de sakal tıraşı olmayı hiç ihmal

etmezdi` dedi.

-`BİZİMLE KİMSE İLGİLENMİYOR`-

Halime Çavuş`un hayatta olduğu yıllarda kendileriyle devlet ve askeri

erkanın sürekli ilgilendiğini belirten Şahizer Kocabıyık, `Halime Çavuş

başımızdayken gelenimiz gidenimiz çok olurdu. O öldükten sonra kimse bizi arayıp sormadı. Asgari ücretle çalışan bir kızım ve bu tek maaşla okumaya çalışan 3 torunum var. Devletten yardım bekliyoruz. Torunlarımın okumalarına yardım istiyoruz` diye konuştu.

-`KEŞKE BACAĞIM İYİ OLSA DA TEKRAR CEPHEYE KOŞSAM`-

`Manevi torun` Safiye Kocabıyık ise Halime Çavuş`un vefatı sırasında

ilkokul 1. sınıfa başladığını belirterek, şöyle dedi:

`Gösterdiği kahramanlıklarla neredeyse herkes tarafından tanınan Halime

Çavuş`un torunu olmaktan gurur duyuyorum. Onu kaybettiğimizde ben çok küçüktüm.

Geçmişine dair fazla bir şey hatırlamıyorum, ama evimize gelen askeri

misafirlerle konuşmalarını hatırlıyorum. Yatalak olarak yanımızda olduğu son

günlerinde eve sürekli devlet büyükleri ve üst düzey komutanlar gelirdi. Onlara Kurtuluş Savaşı yıllarında yaşadıkları zorlukları anlatırdı. İlerlemiş yaşına rağmen `Keşke bacağım iyi olsa da istedikleri zaman tekrar cepheye koşsam` dediğini çok iyi hatırlıyorum. Özellikle Atatürk`le tanışmasını anlatırdı gelen misafirlere. Latife Hanım ile sohbetlerini ve Ankara`da Atatürk`le birlikte geçirdiği günleri anlatırdı. Yalnızken bizimle fazla konuşmazdı. Bacağı sakat olduğu için annem onu sürekli sırtına alır gezdirirdi. Onun tek mutluluğu buydu zaten. Savaşta ayağına gelen şarapnel parçası nedeniyle sakat kalan bacağına bakıp sürekli ah çekerdi.`

Safiye Kocabıyık, Halime Çavuş`un soyadını devam ettirmekten dolayı gurur

duyduklarını sözlerine ekledi.
Alıntı:Sadece her şeyimizi kaybetdikden sonra , gerçekten özgür olabiliriz ~

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Forumki.Com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.