You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

HASTALARA ŞİFA VEREN DUALAR

HASTALARA ŞİFA VEREN DUALAR

Çalışkan Üye
HASTALARA ŞİFA VEREN DUALAR
[Resim: temizlik-ile-ilgili-ayet-ve-hadisler-171729-m.jpg]Dinimiz fiziksel ve manevi temizliğe büyük yük vermiş, ibadetler için temizliği farz kılmıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) temizliğin, imanın yarısı olduğunu belirtmiştir.  Peki Kuran'da geçen fiziki temizlik ile ilgili ayetler nelerdir?  Bedensel temizleme ile ilgili ayet ve hadisleri sizler için derledik.Melekler de temizlikten hoşlanır, kirlilikten rahatsız olurlar. İnsanın rûhu da oysa temizlikte huzur bulur. O hâlde bir Müslüman için temizlik, vazgeçilmez bir düsturdur. Hayatın temelidir. Ümmet-i Muhammed’in alâmet-i fârikasıdır.

Müslümanın elbisesi temizdir, bedeni temizdir, mekânı temizdir, kalbi temizdir, rûhu temizdir, aklı temizdir, duyguları temizdir, lisânı temizdir, lokması temizdir… Hâsılı bir Müslümanın her şeyi temizdir. Bunların nasıl temizleneceğini de bizlere Cenâb-ı Yargı -azze ve celle- Hazretleri, Rasûlü (s.a.v) vâsıtasıyla öğretmiştir.

Abdest ve gusül ile maddî olarak başlayan temizleme, namaz, Kur’ân-ı Kerîm tilâveti ve tavâf gibi ibadetlerle mânevî âleme geçer, mü’minin dünyasını arındırır; kalbini, rûhunu ve âhiretini nurlandırır.

Vücûdun dışını temizleyen abdest ve gusül, insanın rûhuna da anında sirâyet eder. Bu sebeple mü’minler aralıksız abdestli bulunmaya uyarı ederler. Hatta yatarken bile abdest alırlar ki rûhları bedenlerinden ayrılıp gittiğinde uyanıncaya değin abdestli bulunsun.

Mü’min abdest aldığında nasıl bir mânevî hâl kazanıyor ama şeytanlar ondan uzaklaşıyor ve melekler kendisine yaklaşıyor. Abdestsizlik hâli de nasıl bir mâhiyet arzediyor oysa melekler bundan rahatsız oluyor ve o insandan uzaklaşıyorlar. Bunlar dünya gözüyle görülemeyen ama sâdık haberle bilinebilen hususlar.

Buraya kadar bahsettiğimiz temizlikler su ile yapılıyor. Ama Cenâb-ı Yargı su ile birlikte toprağı da Nebiyy-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz’e pak ve temizleyici kılmış. Bu sebeple su bulamadığımızda temizliğimizi toprakla yaparız.

[B]TEMİZLİK İLE İLGLİ AYETLER[/B] [B]Bakara / 57 [/B] "Üzerinizi bulutlarla gölgelendirmiş ve size kudret helvası ile bıldırcın eti indirmiştik. “Size verdiğimiz rızıkların pak ve helâl olanlarından yeyiniz” demiştik. Onlar bu nimetleri hiçe sayarak bize bir hasar veremediler, ama böylelikle yalnızca kendilerine zulmediyorlardı."

[B]Bakara / 125[/B] "Biz Kâbe’yi, ırk için toplanıp sevap kazanma yeri ve emniyetli bir mekân kıldık. Öyleyse siz de İbrâhim’in makâmını namazgâh edinin. Zâten İbrâhim’le İsmâil’e de: “Tavaf edenler, ibâdet kastıyla orada kalanlar, rükû ve secde edenler için evimi Tertemiz tutun!” diye emretmiştik."

[B]Bakara / 168 [/B] "Ey halk müziği! Yeryüzündeki helâl ve temiz nimetlerden yiyin. Şeytanın adımları ardınca gitmeyin. Çünkü o, sizin için açık açık bir düşmandır."

[B]Bakara / 172 [/B] "Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların pak ve helâl olanlarından yiyin! Eğer yalnız Allah’a kulluk ediyorsanız O’na şükredin!"

[B]Bakara / 222 [/B] "Rasûlüm! Sana kadınların âdet görmesini de soruyorlar. Şöyle de: “O, rahatsızlık veren bir durumdur. Bu sebeple âdet gördüklerinde kadınlardan uzakta durun ve onlar temizleninceye dek kendileriyle cinsî münâsebette bulunmayın. temizlendikleri süre Allah’ın müsade verdiği yerden onlara yaklaşın.” Kuşkusuz Allah fazla tevbe edenleri de, fazla temizlenenleri de sever."

[B]Bakara / 267 [/B] "Ey iman edenler! Çalışıp ürettiğiniz malların ve sizin için yerden çıkardığımız ürünlerin iyi, temiz ve helâl olanından Allah yolunda harcayın. Size verildiğinde gözünüzü yummadan alamayacağınız fena şeyleri, iyilik yapacağım diye başkasına vermeye kalkışmayın. Şunu bilin ancak, Allah’ın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur; O her türlü övgüye lâyıktır."

[B]Nisâ / 43 [/B] "Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilecek derecede ayıkıncaya, cünüp iken de -yolcu olanlarınız hâriç- yıkanıncaya değin namaza yaklaşmayın. Eğer hasta ya da yolcu iseniz ya da sizden biriniz abdestini bozmuşsa veyahut kadınlarınızla cinsî münâsebette bulunmuşsanız; bu durumlarda abdest alacak veya yıkanacak su bulamazsanız, o vakit pak bir toprakla teyemmüm edin: yüzünüzü ve kollarınızı onunla meshedin. Açıkçası Allah, fazla affedici, fazla bağışlayıcıdır."

[B]Nisâ / 160 [/B] "Yahudilerin yaptıkları zulümler ve böylece fazla kimseyi Allah yolundan alıkoymaları yüzünden daha önce kendilerine helâl kılınmış olan bir kısım temiz ve güzel yiyecekleri biz onlara haram kıldık."

[B]Mâide / 4 [/B] "Rasûlüm! Senden, kendilerine nelerin helâl kılındığını soruyorlar. De fakat: “Size tüm iyi ve pak şeyler helâl kılındı. Allah’ın size öğrettiği bilgi ile eğittiğiniz avcı hayvanların, sizin için yakaladıklarını yiyin ve ava gönderirken üzerlerine Allah’ın ismini anın. Allah’a aleyhinde gelmekten sakının; çünkü Allah, hesâbı böylece tez görendir."

[B]Mâide / 5 [/B] "Bugün size bütün iyi ve pak şeyler helâl kılındı. Ehl-i kitabın yiyeceği size helâl, sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir. İffetinizi korumanız, zinâ etmemeniz, sıcacık dost edinmemeniz şartıyla ve mehirlerini verdiğiniz takdirde hür ve iffetli mü’min kadınlar ile sizden önce kitap verilmiş olanların hür ve iffetli kadınları size helâldir. Her kim inanılması gereken kâideleri inkâr ederse, onun tüm amelleri boş yere gider ve o âhirette kesin olarak zarara uğrayanlardan olur."

[B]Mâide / 6 [/B] "Ey iman edenler! Namaza kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklere dek ellerinizi ve kollarınızı yıkayın, başınıza meshedin ve topuklara kadar da ayaklarınızı yıkayın! Eğer cünüp iseniz uygun bir şekilde yıkanıp temizlenin. Şayet hasta veya yolcu olursanız yahut biriniz tuvaletten gelirse veya eşlerinizle cinsî münâsebette bulunur da, abdest veya gusül almanız gereken böyle durumlarda su bulamazsanız, o vakit pak toprağa ellerinizi sürüp onunla yüzlerinizi ve dirseklere kadar kollarınızı meshedin. Bu nesil emirlerle Allah size zorluk dahil etmemek istemez; bilakis şükredesiniz diye sizi tertemiz kılmak ve size olan nimetini bitirmek ister."

[B]Mâide / 87 [/B] "Ey iman edenler! Allah’ın size helâl kıldığı pak ve hoş nimetleri kendinize haram kılmayın! Haddi de aşmayın; çünkü Allah haddi aşanları sevmez."

[B]Mâide / 88 [/B] "Allah’ın size verdiği helâl ve pak rızıklardan yiyin. Kendisine iman ettiğiniz Allah’a karşı gelmekten sakının!"

[B]Mâide / 100 [/B] "Rasûlüm! Kirli ve murdar olan şeylerin çokluğu seni hayrete sevk etse bile: “Pis ve murdar olanla temiz ve güzel olan asla bir değildir” de. Öyleyse ey selim us sahipleri, Allah’a aleyhinde gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz."

[B]En'âm / 145[/B] "Onlara şöyle de: “Bana vahyedilenler içinde, bir kimseye haram kılınmış yiyecekler olarak yalnızca ölmüş hayvan etini, akıtılmış kanı, bir pislikten ibaret olan domuz etini, diğer taraftan yoldan çıkma mânasında bir günah olarak Allah’tan başkası namına kesik hayvanı buluyorum. Lakin kim yasaklanan bu şeylerden yemeye mecbur kalırsa, başkasının hakkına tecavüz etmemek ve zaruret ölçüsünü geçmemek şartıyla yiyebilir. Çünkü senin Rabbin fazla bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir."

[B]A'râf / 31 [/B] "Ey Âdem oğulları! Namaz kıldığınız, ibâdet ettiğiniz yeniden pak ve güzel elbiselerinizi giyin. Yiyin, için lakin tutumsuzluk etmeyin. Çünkü Allah tutumsuzluk edenleri sevmez."

[B]A'râf / 32 [/B] "Rasûlüm şöyle de: “Allah’ın kulları için yarattığı zînetleri, temiz ve güzel rızıkları kim haram kılabilir?” De fakat: “Bunlar, dünya hayatında iman edenler içindir; kıyâmet günü ise yalnızca mü’minlerin olacaktır.” İşte biz, bilen bir toplum için âyetleri böyle dobra dobra beyân ediyoruz."

[B]A'râf / 82 [/B] "Kavminin cevâbı: “Lût ve yandaşlarını memleketinizden çıkarın. Çünkü bu efendiler, kendilerince temizliğe çok düşkün insanlar!” demekten diğer bir şey olmadı."

[B]A'râf / 157 [/B] "Onlar, ellerindeki Tevrat ve İncil’de özelliklerini yazılı buldukları o Rasûl’e, okuma yazma bilmeyen o Peygamber’e uyarlar. O Peygamber onlara iyilik, doğruluk ve güzelliği emretmekte; her türlü kötülüğü ve çirkinliği yasaklamakta; temiz ve hoş olan tüm yiyecek ve içecekleri onlara helâl, kötü ve kirli olan şeyleri ise onlara haram kılmakta; sırtlarındaki kendi şeriatlarından kalma ağır yükleri kaldırmakta, boyunlarına vurulmuş zincirleri kırıp atmaktadır. Bu bakımdan ona inanan, ona saygı duyan, düşmanlarına karşı ona yardım eden ve kendisine indirilen Kur’lahza’a uyan kimseler, işte onlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir."

[B]A'râf / 160 [/B] "Biz İsrâiloğulları’nı, Yâkub’un on iki oğlundan türeyen oymaklar hâlinde on iki kabileye ayırdık. Çölde susamış kalıp da kavmi Mûsâ’dan su isteyince ona: “Asanla taşa vur!” diye vahyettik. O da vurur vurmaz taştan on iki pınar aniden fışkırıverdi. Böylece her kabile su alacağı yeri öğrendi. Yine çöl sıcağında üzerlerine bulutu gölge yaptık; kendilerine kudret helvası ile bıldırcın eti ikram ettik. “Size verdiğimiz temiz ve helâl rızıklardan yiyin” dedik. Onlar bu nimetleri hiçe saymakla gerçekten bize bir zarar veremediler, lakin bu vesile ile yalnızca kendilerine zulmediyorlardı."

[B]Enfâl / 26 [/B] "Hatırlayın ama, çok eskiden siz yeryüzünde cılız ve hor görülen azınlık bir gruptunuz; insanların sizi her lahza yakalayıvermesinden korkuyordunuz da Allah size sığınacağınız bir yurt nasip etti, sizi bana kalırsa yardımıyla destekleyip güçlendirdi ve sizi temiz ve güzel rızıklarla rızıklandırdı. Umulur ki şükredersiniz."

[B]Enfâl / 37 [/B] "Allah bu nedenle murdar olanı pak olandan ayırır, daha sonra murdar olanları birbiri üstüne yığıp, hepsini bir balya hâline getirir ve gerisinde cehenneme doldurur. İşte onlar, en büyük zarara uğrayanların tâ kendileridir."

[B]Enfâl / 69 [/B] "Ama bundan böyle elde ettiğiniz ganimetlerden helâl ve temiz olarak yiyin ve Allah’a karşısında gelmekten sakının. Hiç şüphesiz Allah, çok bağışlayıcıdır, engin acıma sahibidir."

[B]Yunus / 93 [/B] "Biz, İsrâiloğulları’nı güzel bir bölgeye yerleştirdik, onları temiz ve hoş nimetlerle rızıklandırdık. Onlar ise, kendilerine ilim geldikten sonra anlaşmazlığa düştüler. Hiç şüphesiz Rabbin, anlaşmazlığa düştükleri hususlarda kıyâmet günü arasında hüküm verecektir."

[B]Hûd / 78 [/B] "Daha evvelden de o çirkin işleri yapmaya alışkın olan kavmi koşarak, itişe kakışa Lût’un yanında geldiler. Lût onlara: “Ey kavmim! İşte şunlar benim kızlarım; sizin için en temiz olanı onlarla evlenmenizdir. Allah’tan korkun ve misafirlerime aleyhinde beni rezil etmeyin. İçinizde akla yatkın bir adam yok mu!” dedi."

[B]Nahl / 3 [/B] "Allah, gökleri ve yeri reel bir sebep ve hikmetle yaratmıştır. O, müşriklerin koştukları ortaklardan çok pak ve fazla yücedir."

[B]Nahl / 66 [/B] "Reel şu oysa, sağmal hayvanlarda da sizin için büyük bir ibret bulunmaktadır. Nitekim, onların karınlarında fışkı ile kan arasından çıkardığımız, içenlerin boğazından kolayca geçen, lekelerden temizlenmiş temiz bir sütle sizi besliyoruz."

[B]Nahl / 72 [/B] "Allah sizin için kendi cinsinizden eşler yarattı; eşlerinizden de size evlatlar ve torunlar verdi. Sizi temiz ve güzel nimetlerle rızıklandırdı. Buna rağmen bazıları, yalan yanlış şeylere inanıp, Allah’ın bunca nimetine karşı nankörlük mü ediyorlar?"

[B]Nahl / 97 [/B] "Erkek olsun kadın olsun mü’min olarak kim sâlih amel işlerse ona dünyada muhakkak pak ve güzel bir hayat yaşatırız. Âhirette de onları, yaptıkları en güzel işleri esas alarak mükâfatlandırırız."

[B]Nahl / 114 [/B] "Öyleyse, Allah’ın size rızık olarak verdiği helâl ve temiz nimetlerden yiyin. Eğer yalnız Allah’a kulluk yapıyorsanız O’nun nimetlerine şükredin."

[B]İsrâ / 70 [/B] "Fiilen biz Âdemoğullarını şerefli kıldık, onlara karada ve denizde kendilerini taşıyacak vasıtalar lutfettik, onları pak ve hoş nimetlerle rızıklandırdık ve onları yarattığımız varlıkların bir çoğundan üstün kıldık."

[B]Kehf / 19 [/B] "Biz onları uyuttuğumuz gibi, durumlarını aralarında soruşturmaları için öylece de uyandırdık. İçlerinden biri: “Burada ne değin kaldınız?” diye sordu. Bir kısmı: “Bir gün, olur ya bir günden de eksik” diye yanıt verdi. Diğerleri ise şöyle dediler: 'Ne dek kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir. Acilen birinizi şu gümüş parayla şehre gönderin de yiyeceklerin hangisi daha temiz ve daha güzelse baksın, ondan size biraz gıda getirsin. Ama çok nazik ve itinalı davransın da sakın sizi ve yerinizi hiç kimseye sezdirmesin.'"

[B]Tâ-Hâ / 81 [/B] "Size rızık olarak verdiğimiz pak ve helâl nimetlerden yiyin. Bu hususta azgınlık ve nankörlük yapmayın; huysuz halde gazabım tepenize iner. Kimin de üzerine gazabım inerse, artık o helâk uçurumuna yuvarlanıp gider."

[B]Hac / 26 [/B] "Bir süre İbrâhim’e Kâbe’nin yerini hazırlayıp göstermiş ve şöyle buyurmuştuk: 'Bana hiçbir şeyi karşılıklı koşma. Evimi, onu tavaf edecekler, huzurumda ibâdete duracaklar, rukûya varıp secde edecekler için her türlü kirden temiz tut!'"

[B]Hac / 29 [/B] “Daha Sonra gerekli temizlikleri yaparak kirlerini gidersinler, adaklarını yerine getirsinler ve o Beyt-i Atîk’i tavaf etsinler!”

[B]Mü'minûn / 50 [/B] "Meryem oğlu İsa ile annesini de kudretimizi bildiren bir mûcize kıldık ve her ikisini barınmaya kullanışlı, pak akar sulu bir tepeye yerleştirdik."

[B]Mü'minûn / 51 [/B] "Ey peygamberler! pak ve helâl olan rızıklardan yiyin ve dâimâ sâlih ameller işleyin. Aslında ben, yapmakta olduğunuz her şeyi hakkiyle bilirim."

[B]Nûr / 26 [/B] "Kötü kadınlar kötü erkeklere, kötü erkekler de fena kadınlara yakışır. pak ve iffetli kadınlar temiz ve iffetli erkeklere, temiz ve iffetli erkekler de pak ve iffetli kadınlara yakışır. Bu pak ahali, iftirâcıların kendilerine isnat ettikleri suçlardan uzaktır. Onlar için bir bağışlanma, bol ve hoş bir rızık vardır."

[B]Furkan / 48[/B] "Rüzgârları rahmetinin önünde müjdeleyici olarak gönderen de O’dur. Biz, gökyüzünden Tertemiz bir su indiririz."

[B]Neml / 56 [/B] "Kavminin ona cevâbı ise sadece: “Lût’un ailesini memleketinizden çıkarın. Çünkü onlar, temizliğe çok düşkün, böylece ahlâklı ırk(!)” demeleri oldu."

[B]Sâd / 29 [/B] "Bu Kur’an feyiz ve bereket yüklü pek şerefli bir kitaptır fakat, onu sana, millet âyetleri üstünde derin ve etraflıca düşünsünler ve temiz düşünce sahipleri ondan gereken ders ve öğüdü alsınlar diye indiriyoruz."

[B]Mü'min / 64 [/B] "O Allah fakat, yeryüzünü sizin için yaşamaya müsait bir mekan, göğü de emniyet kalkanı gibi bir kubbe yaptı. Size sûret verdi, sûretlerinizi de en güzel şekle koydu. Sizi temiz ve helâl nimetlerle rızıklandırdı. İşte Rabbiniz olan Allah budur. Âlemlerin Rabbi olan Allah yüceler yücesidir, bütün nimet, feyiz ve bereketlerin kaynağıdır."

[B]Câsiye / 16 [/B] "Biz İsrâiloğulları’na kitap, hüküm ve peygamberlik verdik; onları temiz ve hoş nimetlerle rızıklandırdık ve kendilerini o zamanki diğer topluluklara üstün kıldık."

[B]Muhammed / 15[/B] "Gönülleri Allah’a saygıyla dopdolu olup O’na karşı gelmekten sakınanlara va‘dedilen cennetin durumu şöyledir: Orada hiç bozulmayan Tertemiz su ırmakları, tadı bozulmayan taptaze süt ırmakları, içenlere lezzet veren ve dünyadakiler gibi ayyaş etmeyen şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır. Onlar için orada keza canlarının çektiği her değişiklik meyve ve Rablerinden bir bağışlanma vardır. Böyle nimetler içinde yaşayanlarla; cehennemde aralıksız kalacak olan ve kaynar su içirilip de bağırsakları parçalanan kimseler hiç bir olur mu?"

[B]Vâkıa / 79 [/B] "Tertemiz olanlardan başka biri ona dokunamaz."

[B]Müddessir / 4[/B] "Elbiseni tertemiz tut."

[B]Müddessir / 5[/B] "Maddi-manevî her türlü pislik ve kötülükten uzaktan dur."

[B]İnsan / 21[/B] "Cennetliklerin üzerlerinde ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler vardır. Gümüş bileziklerle süslenirler. Rableri onlara Tertemiz bir içecek içirir."

[B]Şems / 9 [/B] "Nefsini maddî ve mânevî kirlerden temizleyen kesinlikle kurtuluşa erecektir."

TEMİZLİKLE İLGİLİ HADİSLER [B]Temizleme İmanın Yarısıdır[/B] Ebû Mâlik Hâris İbni Âsım el-Benzeyen’arî radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine tarafından Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizleme imanın yarısıdır. Elhamdülillah duası mizânı, sübhânellah ve elhamdülillah sözleri ise yer ile gökler arasını sevap ile doldurur. Namaz nurdur; sadaka burhandır; tahammül ziyâdır. Kur’an senin ya lehinde ya da karşı delildir. Herkes sabahtan (pazara çıkar) nefsini satar; kimi onu âzâd kimi de helâk eder.” (Müslim,Tahâret 1)

[B]Allah Teâlâ Temizdir[/B] Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den söylenti edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Allah Teâlâ temizdir; sadece temiz olanları kabul eder. Allah Teâlâ peygamberlerine neyi emrettiyse mü’minlere de onu emretmiştir. Cenâb-ı Adalet Peygamberlere:

‘Ey peygamberler! Temiz ve helâl olan şeylerden yiyin, iyi ve faydalı işler yapın!’ buyurmuştur. Mü’minlere de:

‘Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların pak olanlarından yiyin’ buyurmuştur.”

Resûl-i Ekrem sonradan şunları söyledi:

“Bir kimse Allah yolunda uzun seferler yapar. Saçı başı düzensiz, toza toprağa bulanmış vaziyette ellerini gökyüzüne açarak: Yâ Rabbi! Yâ Rabbi! diye dua eder. Halbuki onun yediği haram, içtiği haram, gıdası haramdır. Böyle birinin duası nasıl kabul edilir!” (Müslim, Zekât 65.)

[B]Temizlenmemiş Mescid[/B] Ebû Zer radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Ümmetimin iyi-kötü bütün amelleri bana gösterildi. İyi işlerinin içinde, gelip geçenlere ızdırap veren şeylerin yollardan kaldırılmasını da buldum. Fena amelleri arasında da mescidde temizlenmeden bırakılmış balgamı gördüm.” (Müslim, Mesâcid 57)

[B]Abdest İnsanı Temziler[/B] Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den söylenti edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Bir müslüman (ya da mü’min) abdest aldığı süre, yüzünü yıkarken gözleriyle işlediği günahlar abdest suyu (veya suyun son damlası) ile dökülür gider. Ellerini yıkadığında elleri ile işlediği günahlar abdest suyu (veya suyun son damlası) ile dökülür (o kadar fakat birey tüm günahlardan arınır ve tertemiz olur). Ayaklarını yıkadığında da, ayaklarıyla işlediği günahları abdest suyu (veya suyun son damlaları) ile akıp gider. Nihayet o müslüman günahlarından tamamıyla temizlenmiş olur.” (Müslim, Tahâret 32)

[B]Su Temizdir[/B] Selmân İbni Âmir radıyallahu anh’den söylenti edildiğine kadar Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu:

“Biriniz orucunu açacağı süre hurma ile açsın; çünkü hurma bereketlidir. Eğer hurma bulamazsa orucunu su ile açsın; çünkü su temizdir.” (Tirmizî, Zekât 26)



[B]Efendimiz Temizlenmeye Sağdan Başlardı[/B] Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem temizlenmeye, taranmaya, ayakkabısını giymeye varıncaya kadar her işe sağdan başlamayı o kadar severdi. (Buhârî, Vudû’ 31, Salât 47, Et`ime 5, Libâs 38, 77)

Yeniden Âişe radıyallâhu anhâ şöyle dedi:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sağ elini temizlik ve yemek yemek için, sol elini de tuvalette arınmak ve yarı işler için kullanırdı. (Ebû Dâvûd, Tahâret 18)

[B]Düşen Lokmanın Temizlenmesi[/B] Câbir İbni Abdullah radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Herhangi birinizin lokması yere düştüğü vakit, onu alıp bulaşan şeyi temizledikten daha sonra yesin. Lokmasını şeytana bırakmasın. Parmaklarını yalamadıkça da elini beze silmesin. Zira yemeğinin neresinde bereket bulunduğunu bilemez.” (Müslim, Eşribe 136)

[B]Beyaz Temizdir[/B] Semüre radıyallahu anh’den söylenti edildiğine tarafından, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Beyaz renk elbise giyiniz. Çünkü beyaz daha temiz ve daha güzel görünümlüdür. Ölülerinizi de beyaz kefene sarınız.” (Nesâî, Cenâiz 38, Zînet 97; Hâkim, Müstedrek IV,185.)

[B]Cuma Günü Temizlenin[/B] Ebû Abdullah Selmân el-Fârisî radıyallahu anh’den söylenti edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Bir kimse cuma günü gusül abdesti alır, elinden geldiği değin temizlenir, ya kendi özel kokusundan ya da evinde bulunan güzel kokudan sürünür ve evinden çıkar, iki kişinin arasına girmez, sonra üzerine farz olan namazı kılar, imam hutbe okurken susup onu dinlerse, o cuma ile öteki cuma arasındaki günahları bağışlanır.” (Buhârî, Cum’a 6, 19)

[B]Uygun Bir Şekilde Temizlenip Evden Meydana Çıkan Kimse[/B] Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine kadar, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Bir kimse evinde uygun bir şekilde temizlenir, sonradan Allah’ın farzlarından bir farzı yapmak için Allah’ın evlerinden birine giderse, attığı adımlardan herkes bir günahı silip yok eder; öteki adımı da onu bir derece yükseltir.” (Müslim, Mesâcid 282)

[B]Cuma Temizliği[/B] Semüre radıyallahu anh’den söylenti edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Her kim cuma günü abdest alırsa ne iyi eder; hele yükseklik abdesti alırsa, o daha iyidir.” (Ebû Dâvûd, Tahâret 128; Tirmizî, Cum`a 5)

[B]Her Namaz Vaktinde Dişleri Temizlemek Gerekir[/B] Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine tarafından Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Ümmetimi (veya insanları) zora sokmaktan üzüntü etmeseydim, onlara her namaz zamanında misvakla dişlerini temizlemelerini emrederdim." (Buhârî, Cum'a 8, Temennî 9, Savm 27; Müslim, Tahâret 42)

[B]Efendimiz Uyanınca Dişlerini Temizlerdi[/B] Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:

Biz Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in misvakını ve abdest suyunu akşamdan hazırlardık. Allah onu, gecenin dilediği saatinde uyandırırdı. Hz. Peygamber uyanınca derhal misvakla dişlerini temizler, abdest alır ve namaz kılardı. (Müslim, Müsâfirîn 139)

[B]Efendimiz Eve Gelince İlk İşi Dişlerini Temizlerdi[/B] Şüreyh İbni Hânî şöyle dedi: Hz. Âişe'ye;

- Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem evine girdiği süre ilk kez ne yapardı? diye sordum.

"Dişlerini misvaklardı" dedi. (Müslim, Tahâret 43, 44.)

[B]Misvak Ağzı Temizler[/B] Âişe radıyallahu anhâ'dan rivayet edildiğine kadar Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Misvak göstermek ağzın pak kalmasına ve Rabbın razı olmasına sebeptir." (Nesâî, Tahâret 4; İbn Huzeyme, Sahih, I, 70)

[B]Efendimiz Misvak ile Dilinin Üstünü Temizlemiştir[/B] Ebû Mûsâ el-Benzer’arî (r.a) şöyle buyurur:

“Bir defasında Nebiyy-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz’in yanında vardım. Ellerindeki bir misvâk ile dişlerini temizlediklerini ve ağızlarında misvâk olduğu halde öğürür gibi «Ö’, ö’» dediklerini gördüm.” (Buhârî, Vudû’, 73)

[B]Peygamberlerin Sünneti Temizleme[/B] Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den söylenti edildiğine tarafından Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Peygamberlerin sünneti (fıtrat) beştir - yoksa beş şey fıtrat gereğidir- :Sünnet almak, kasıkları tıraş olmak, tırnakları kesmek, koltuk altını temizlemek, bıyıkları kırpmak." (Buhârî, Libâs 51, 62, 64; Müslim, Tahâret 49, 50.)

[B]Temizleme Fıtrattır[/B] Âişe radıyallahu anhâ'dan söylenti edildiğine tarafından Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"On şey fıtrat gereğidir: Bıyıkları kırpmak, sakal ayrılmak, misvak uygulamak, burna su sürüklemek, tırnakları kesmek, parmak boğumlarını temizlemek, koltuk altı kıllarını tamir etmek, apış arasını arındırmak, istinca yapmak.."

Râvî "onuncuyu unuttum; ancak onun da mazmaza (ağıza su saptamak) olması muhtemeldir" dedi. (Müslim, Tahâret 56)

[B]Mü’min Bal Arısı Gibi Temizdir

[/B] Allah Rasûlü (s.a.v) bir defasında da mü’mini bal arısına benzetmişlerdir:

Mü’min bal arısına benzer. Arı; defalarca temiz olan şeyleri yer, pak olan şeyler ortaya koyar, pak yerlere konar ve nâzik davrandığı için konduğu yere zarar vermez, orayı kırıp bozmaz. Düştüğünde ise kırılmaz, bozulmaz.” (Ahmed, II, 199; Hâkim, I, 147; Beyhakî, Şuab, V, 58; Süyûtî, el-Câmi, no: 8147.)

[B]Pislik Abdesti Bozar[/B] Ebû Hüreyre (r.a), Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in:

“Kendisinde hades vâkî olan kimsenin namazı, (o kimse yeniden) abdest almadıkça kabûl olunmaz!” buyurduklarını nakletmişti.

Hadramevt ahâlîsinden biri:

“‒Ey Ebû Hüreyre, hades nedir?” diye sordu. Ebû Hüreyre (r.a):

“‒Gürültüsüz veya sesli yel.” cevabını verdi. (Buhârî, Vudû’, 2)

[B]Abdest Nurlandırır[/B] Ebû Hüreyre (r.a) der fakat:

“Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in şöyle buyurduklarını işittim:

«Benim ümmetim Kıyamet gününde abdest izlerinden dolayı “Yüzleri nurlu, elleri ve ayakları bembeyaz olanlar” diye (hesâp mahalline veya mîzan başına) çağrılacaklardır.»

Ebû Hüreyre (r.a) sözüne şöyle devam eder:

“Artık kim, bu parlaklığını daha ziyâde artırıp uzatmaya zor yetirebilirse bunu yapsın!” (Buhârî, Vudû’, 3)

[B]Efendimiz'in Tuvalet Temizliği[/B] İbn-i Abbas (r.a) şöyle buyurmuştur:

“Rasûlullah (s.a.v) he­lâya girmişlerdi. Ben de derhal temizlik ve abdestte kullanacakları suyu koydum. Çıkınca:

«‒Bunu kim koydu?» diye sordular. Kendilerine benim koyduğum haber verildi. Bunun üstüne:

«Al­lah’ım! Onu dînde fakîh kıl, ince kavrayış sahibi kıl, dindeki anlayışını artır!» diye dua ettiler. (Buhârî, Vudû, 10)

Enes ibn-i Mâik (r.a) şöyle buyurur:

“Rasûlullah (s.a.v) tuvalete çıktıkları süre bir çocukla beraber yanımızda bir su matarası olduğu halde (hizmet için) gelirdik.”

Enes (r.a)’in: “...yanımızda bir su matarası ile bir harbe olduğu halde...” dediği de rivayet olunuyor ama, su ile istincâ edildiğini izah etmek istiyor. (Buhârî, Vudû, 15-17)

Ebû Hüreyre (r.a) şöyle buyurur:

“Bir defasında Nebiyy-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz’in peşinden gidiyordum. Kazâ-yı hâcet (tuvalet) için münasip bir yere dürüst gitmeye başladılar. Yürürken arkaya dönüp görmek âdetleri değildi. Kendilerine yaklaştım. Bana:

«‒Temizlenmem için bana taş bulabilir misin!» buyurdular ya da buna benzer bir söz söylediler ve:

«‒Ancak kemik ve tezek (kuru hayvan pisliği) getirme!» diye ek ettiler.

Elbisemin ucunda bir kaç taş getirip yanlarına koydum ve oradan uzaklaştım. İhtiyaç giderdikten sonradan onları kullandılar.” (Buhârî, Vudû, 20)

Enes ibn-i Mâlik (r.a) şöyle buyurmuştur:

“Rasûlallah Efendimiz (s.a.v) kazâ-yı hâcet için dıştan çıktıklarında kendilerine su götürürdüm, onunla yıkanırlardı.” (Buhârî, Vudû’, 56)

[B]Bebeklerin İdrarı[/B] Ümmü Kays bint-i Mıhsân (r.a), Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’e demin yemek yemek yemeyen (yani süt emen) minik bir oğlunu getirmişti. Allah Rasûlü (s.a.v) çocuğu kucaklarına oturttular. Çocuk Efendimiz (s.a.v)’in elbisesine bevletti. Allah Rasûlü (s.a.v) su isteyip elbisenin üzerine kademeli olarak döktüler, onu yıkamadılar. (Buhârî, Vudû’, 59)

[B]Efendimiz Şu Şekilde Abdest Almıştır[/B] Osman bin Affân (r.a) bir gün bir kap su isteyip abdest aldı. Önce ellerinin üzerine üç defa su döküp yıkadı. Sonradan avucuyla kaptan su alıp (üç kere) ağzını çalkaladı, (üç kez) burnuna su verip adilane temizledi. Sonradan yüzünü üç kez yıkadı, kollarını dirseklerine kadar üç kez yıkadı. Daha Sonra başını meshetti. Sonra iki ayağını üç kere aşık kemiklerine (bileklerine) kadar yıkadı. Sonunda şöyle buyurdu:

“Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’i tıpkı benim şu abdestim gibi abdest alırlarken gördüm. Abdestlerini bitirdikten sonradan da şöyle buyurdular:

«Her kim şu abdestim gibi abdest alıp iki rekât namaz kılar ve bu iki rekât içinde hatırına (namaz ile münâsebeti olmayan) bir şeyi getirmezse, ne dek geçmiş günahı varsa mağfiret edilir».” (Buhârî, Vudû, 24, 28; Müslim, Tahâret, 3-4)

[B]Abdest Alırken Burnu İyice Temizleyin[/B] Ebû Hüreyre (r.a)’den nakledildiğine tarafından Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır:

“İçinizden biri abdest alacağı süre burnuna su alsın, sonradan o suyu nefesiyle kuvvetlice geri çıkararak burnunu dürüstçe temizlesin! Her kim (istincâ için) taş kullanırsa adedini tek yapsın! (Duruma kadar üç, beş, yedi taş kullansın!) İçinizden biri uykudan uyandığında, elini abdest suyunun içine sokmadan evvel ayrıntılarıyla yıkasın! Zira hiç biriniz (uyku sırasında) eli vücûdunun neresine değmiştir bilemez.” (Buhârî, Vudû, 26)

[B]Köpeğin Yediği Kap Yedi Kez Yıkanarak Temizlenir[/B] Ebû Hüreyre (r.a) şöyle buyurmuştur: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdular:

“İçinizden birinin kabından köpek (ağzını sokup bir şey) içerse o kabı yedi defa yıkasın!” (Buhârî, Vudû’, 33)

[B]Yemekten Önce Elleri Yıkamak[/B] Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır:

"Yemeğin bereketi, ayrıca yemekten önce ayrıca de yemekten daha sonra elleri yıkamaktadır."(Tirmizi, Şemail, 79)

[B]Yemekten Daha Sonra Ağzı Arındırmak [/B] Süveyd bin Nûman (r.a) şöyle anlatır:

“Hayber senesinde Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’le birlikte (sefere) çıkmıştık. Sahbâ’ya varınca (fakat burası Hayber’in daha alçak başlarında, Medine tarafındadır) Rasûlullah (s.a.v) inip İkindi’yi kıldırdılar. Daha Sonra mevcut azıkları istediler. Kavuttan başka bir şey getirilmedi. Efendimiz (s.a.v) emrettiler ve derhal kavut ıslatıldı. Rasûlullah (s.a.v) ondan yediler, ardından biz de yedik. Bundan sonra Allah Rasûlü (s.a.v) Akşam Namazı için kalkıp ağzını çalkaladı. Biz de ağzımızı çalkaladık. Sonradan Efendimiz (s.a.v) namaza durdular, her yerde abdest almadılar.” (Buhârî, Vudû’, 51)

[B]Elbisedeki Kan Nasıl Temizlenir[/B] Esmâ bint-i Ebî Bekir (r.a) şöyle buyurur:

“Bir bayan Nebiyy-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz’e gelip:

«‒(Yâ Rasûlallah!) Birimizin hayız kanı elbisesine bulaşırsa ne yapsın, ne buyurursunuz?» diye sordu.

Rasûlullah (s.a.v):

«‒Elbisesini eliyle ovaladıktan sonra üstüne su döküp sıkar. Sonra üstüne derece derece su döker. Ondan sonradan onunla namazını kılar.» buyurdular.” (Buhârî, Vudû’, 63)

[B]Eti Yenen Hayvanların Bevli Pak Midir?[/B] Enes (r.a) şöyle buyurur:

Ukl veya Ureyne kabîlelerinden bazı kimseler (Medine’ye) geldiler. Yakalandıkları mîde ağrısından (veya istiskâ hastalığından) dolayı Medine’de ikâmet etmek istemediler. Rasûlullah (s.a.v) (Beytü’l-mâle âid) sütlü develerin bulunduğu yere gidip develerin bevillerinden ve sütlerinden içmelerini söylediler. Onlar da oraya gittiler. Bir müddet daha sonra afiyet bulunca Nebiyy-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz’in çobanını öldürdüler ve develerini önlerine katıp götürdüler. Bu haber sabahleyin vakti geldi. Rasûlullah (s.a.v) arkalarından adamlar gönderdiler. Bunlar, gün yükselince hâinleri getirdiler. (Efendimiz (s.a.v) kısâs olarak) ellerinin, ayaklarının kesilmesini emrettiler. (Bu cânîlerin) gözleri de oyulup Harre denilen yere atıldılar. Su istediler, kendilerine su verilmedi.” (Buhârî, Vudû’, 66; Tıb, 5, 6)

[B]Su Pislenirse[/B] Ebû Hüreyre (r.a), Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in şöyle buyurduklarını işitmiştir:

“Hiç biriniz, akmayan durgun suya bevl ettikten sonradan ondan (su alıp) yıkanmasın!” (Buhârî, Vudû’, 68)

[B]Gusülden Önce Abdest Olmak [/B] Nebiyy-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz’in zevce-i tâhiresi Hz. Âişe (r.a)’dan şöyle rivayet edilmiştir:

“Nebiyy-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) cünüplükten kurtulmak için yıkandıkları zaman önce ellerini yıkamakla başlarlardı. Daha Sonra namaz için abdest alır gibi abdest alırlardı. Sonradan parmaklarını saçlarının arasına sokup diplerini hilallardı. Sonradan başlarının üzerine elleriyle üç avuç su dökerler, ondan sonradan da bedenlerine su dökerek suyu vücutlarının her tarafına ulaştırırlardı.” (Buhârî, Gusül, 1)

[B]Mezar Azabı Pislikten Kaynaklanır[/B] Allah Rasûlü (s.a.v):

“Mezar azabının birçok, necâsetten gereği gibi sakınmamaktan kaynaklanır” buyurmustur. (İbn-i Mâce, Tahâret, 26)

[B]Namazın Anahtarı Temizliktir[/B] Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz:



“Cennetin anahtarı namaz, namazın anahtarı da temizliktir” buyurmustur. (Ahmed, III, 340)

[B]Efendimiz Temiz Görünmeyi İsterdi[/B] Bir seferinde Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- mescitteyken, saçı-sakalı karışmış bir adam çıkagelmişti.

Hazret-i Peygamber -sallâlllâhualeyhi ve sellem-, eliyle ona saç ve sakalını düzeltmesini işâret etti. (Muvatta, Şaar, 7; Beyhakî, Şuab, V, 225)

Yine Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, birgün saçı-başı karmakarışık bir adam görmüşlerdi. Hayretle:

“–Bu adam niçin saçlarını yıkayıp taramıyor?” buyurdular.

Üstünde lekeli elbiseler bulunan bir kimseyi gördüklerinde de:

“–Bu zât, elbiselerini yıkayacak su bulamıyor mu?” buyurarak müslümanların pak ve tertipli olmaları gerektiğini ifâde ettiler. (Ebû Dâvûd, Libâs, 14/4062; Nesâî, Zînet, 60)

Atâ bin Yesâr şunları anlatır:

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- mescitte idi. İçeriye saçısakalı düzensiz bir adam girdi. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellemeliyle ona çıkmasını dikkat çekici etti. Sözde saçını ve sakalını düzeltmesini kastediyordu. Adam saçını-sakalını düzelttikten sonra gelince Rasûlulllah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“–Herhangi birinizin iblis gibi saçı-başı düzensiz bir hâlde gelmmesinden böyle (derli toplu) gelmesi daha iyi değil mi?” buyurdu. (Muvatta, Şaar, 7)

[B]Tırnak Pislik Miktar[/B] “–Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

«–Sizden öyleleri var fakat semâ haberleriyle ilgilenir. Hâlbuki tırnaklarını (yırtıcı) kuş tırnağı gibi uzatmıştır da diplerinde cünnüplük, leke-pas ve pislik yuva tutmuştur.»” (Ahmed, V, 427)

[B]Efendimiz Pislik Görmekten Hoşlanmazdı[/B] Ebû Hüreyre’den rivâyet edildi¤ine tarafından, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, mescidin k›ble tarafında bir balgam görmüfltü. İnsanlara dönerek:

“–Bâzılarına ne oluyor ama Rabbine yöneliyor ve önüne tükürüyor. Biriniz kendisine dönülüp yüzüne tükürülmesini ister mi?..” îkâzında bulundu. (Müslim, Mesâcid, 53)

[B]Mescid Arındırmak İyiliktir[/B] Rasûlullah diğer bir hadis-i serifinde söyle buyurmustur:

“Bana, iyisiyle kötüsüyle ümmetimin amelleri gösterildi. İyiliklerinin aralarında, ızdırap veren seyin yoldan kaldırılmasını da gördüm. Kötü amelleri aralarında, mescidin içerisine tükürüp onu temizlememeyi de gördüm.” (Müslim, Mesâcid, 58)



islamveihsan
Son Düzenleme: 11-30-2020, 07:05 PM, Düzenleyen: BilaxiS.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Forumki.Com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.