You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

'Kanser hastaları ağrıyla baş etmek zorunda değil'

'Kanser hastaları ağrıyla baş etmek zorunda değil'

⭐⭐⭐ Süper Moderator
'Kanser hastaları ağrıyla baş etmek zorunda değil'
[Resim: 3514123.jpg] Medipol Mega Üniversitesi Hastanesi Algoloji (Ağrı tedavisi) Bölümünden Prof. Dr. Haci Ahmet Herif, kanser ağrılarının tedavisine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Herif, her yıl takriben 9 milyon yeni kanser tanısı konulduğuna sinyâl ederek “Kanser vücudumuzun dağıtılmış bölgelerindeki organ ya da dokulardaki hücrelerin derme çatma olarak bölünüp kontrolsüz çoğalması ile oluşan kötü hücrelerin oluşturduğu bir rahatsızlık grubudur. Dünya Sağlık Durumu Örgütü istatistiklerine kadar dünyada her yıl 9 milyon civarında yeni kanser tanısı konuluyor. Çağımızın manâlı bir sağlık sorunu. Gerek hastalığın kendisi gerekse de oluşturduğu psikolojik, sosyal problemler büyük bezginlik ve acılara sebep oluyor. Kanserin sebep olduğu sancı bu hastalığın doktora birincil kullanım sebebi olabilir. Birçok zaman sızı hastalığın ilerleyen zamanlarında ortaya çıkar ve hastanın hayati faaliyetlerini ve tedavisini engelleyebilir” dedi.

"Ağrının aşağı 3 neden yatıyor"

Kanser hastalarında sızı görülme sıklığına da değinen Prof. Dr. Müşteri, sözlerine şöyle devam etti: "Sızı kanser hastalarında manâlı bir şikayet olup, hastaların yüzde 30 ila 45'inde erken dönemde ortaya çıkabilirken, geç dönem hastalarının yüzde 75 ila 90'ında bir sorun olarak karşımıza çıkabiliyor. Bu ağrıların şiddeti yüzde 50 hastada orta-önemli olarak tanımlanırken, hastaların yüzde 30'unda ağrılar önemli ve dayanılamayacak kadar şiddetli olabilir. Maalesef kanser ağrısı çeken hastaların yüzde 50'si yeterli sancı tedavisi alamamaktadır. Kanser ağrısı üç nedene yan olarak meydana gelir. Yüzde 77 tümörün kendisine, yüzde 19'u kanser tedavisi esnasında uygulanan cerrahi, kemoterapi ve radyoterapiye, son olarak yüzde 4'ü ise kanser dışı nedenlere bağlıdır. Tümörler, dolaşım bozukluğu yaparak, metastazlara alt kemik kırıklarına niçin olarak, iltihabi reaksiyona yol açıyor ve sinirlere bası yaparak, içi manâsız organların (mide ve bağırsaklar) ya da farklı alanlara yönlendirilmiş kanalların (safra kanalları) tıkanmasına yol açarak ağrıya sebep olurlar".

"İlk adım basamak çare yöntemi"

Prof. Dr. Müşteri, kanser hastalarının ağrılarında medikal çare, girişimsel ve ablatif yöntemler kullandıklarını belirterek, "Medikal tedavide ağrı kesici ilaçları yani sızı kesicileri kullanıyoruz. Sızı kesiciler kanser ağrılarının yaklaşık yüzde 70-85'inde etkilidir. DSÖ'nün 1986'da yayınladığı ve daha sonra revize ettiği önerileri doğrultusunda 'Basamak tedavi' yöntemi kullanılıyor. Eğer 'Basamak tedavi' eksik kalırsa girişimsel yöntemler tercih edilmeli. Ama her basamak tedavisinde hem girişimsel işlemler ilave edilebilir veya girişimsel işlemler bir 4'üncü basamak olarak da kullanılabilir. Gerek hap tedavisiyle gerekse girişimsel yöntemlerle kanser ağrılarının tedavisinden son derece başarılı sonuçlar alınıyor. DSÖ'nün kanser ağrısının tedavisinde önerdiği basamak prensibine göre; 3'üncü basamakta uygulanan oral yolla alınan ilaçlar yetkisiz olduğunda sancı pompası (port ve pompalarla morfin ve yarı ilaçların beyin omurilik sıvısına verilmesi), bu yöntem de eksik olursa nörolitik (asap imha ederek) sinir blokları, nöromodülasyon ve nöroablasyon yöntemleri kullanılır" diye konuştu.

"Cerrahi yöntemler de uygulanabilir"

Bazı kanser sancı türlerinin tedavisinde cerrahi, radyasyon ve anestetik tekniklerin yardımcı olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Alıcı, "Cerrahi, tümörlerin boyutunu küçültmek, tümörü sindirim sistemini tıkama yolunun dışına çıkarmak, sinirler üzerindeki baskıyı hafifletmek veya kanser büyümesiyle ilgili sıvıları (asitler) tahliye etmek için kullanılabilir. Bazen cerrahi, kemik veya spinal metastazlardan kaynaklanan ağrıyı eksilmek için radyasyon ya da kemoterapi ile tedavi edilen kemikleri stabilize etmek için de kullanılır. Kanser ağrılarında kullanılan girişimsel yöntemler, özellikle ameliyathane odalarında edinmek üzere özel alanlarda Floroskopi, USG, bilgisayarlı tomografi gibi aletler eşliğinde özel iğneler ve aletler kullanarak yapılan işlemlerdir. Bunlar analjezik uygulanarak sedasyon ve yerel duyu yitimi aşağıda hastalarla iletişim kurularak yapılan işlemlerdir. Başlıca cilde herhangi bir kesi yapılmadan yapılır. Yerel uyuşturma ve sedasyon aşağıda yapıldığı için uygulama sırasında hastaların sancı, acı duyma oranı çok düşüktür ve o hatıra hatırlamazlar" biçiminde konuştu.

"Morfin pompası, asap blokları, omirilik pili"

Prof. Dr. Herif, kanser ağrısını rahatlatmak için kullanılan girişimsel yöntemlerin 4 asıl kategoriye ayrıldığına dikkati çekerek, "Kanser hastalarının bir kısmında ağız yoluyla, deri üzerinden, rektal ve parenteral kullanılan morfin güya ilaçlarla tatmin edici sızı giderme sağlanamayabilir. Bu hastalarda veya dayanma edilemeyen yan etkiler oluştuğunda morfin benzeri ilaçlar epidural veya intratekal (Beyin omurilik sıvısı içine) yolla uygulanır. Morfin pompaları uzun süreli dilekçe için yerinde yöntemlerden biridir. Burada başta ince bir kateter yukarıda söz edilen epidural ya da intratekal bölgeye yerleştirilir. Sonra bu kateter cilt altına yerleştirilen bir porta ya da pompaya bağlanır. Bu yöntemin en manâlı özelliği ağızdan alınan doza kadar yüz misli daha kuvvetli olmasıdır. Kanserde farklı sızı sendromları da oluşabilir. Bu sendromlarda tek başlarına veya morfin gibi ilaçların dozunu eksilmek amacı ile yerel anestezik ve steroid ile asap blokları uygulanır. Tekrar ağrıyı ileten sinirlere radyofrekans termokoagülasyon ile sinir yakılabilir. Öteki yöntemlere dirençli ağrılarda ise omurilik pili dediğimiz özel elektrotların omurilik etrafına yerleştirilerek bir takım sinirlerin uyarılmasıyla ağrının tedavi edilmesi esasına dayanır. Son olarak ablatif yöntemler de kullanılabilir" dedi.

Ablatif yöntemler

Ablatif yöntemlernden bahseden Prof. Dr. Tip, "Kimyasal rizotomi de omurilik zarlarından duramater üstüne veya beyin omurilik sıvısı içine nörolitik solüsyon dediğimiz alkol enjeksiyonları yapılır. Oysa yüzde 50 oranında başarılı olabilir. Menenjit, araknoidit ve felç gelişebilir. Bel ve kalça bölgesine zaaf büyük ufak abdest kaçırma, temas duyusunun kaybı ve disestezi olabilir. Kordotomi ise boyun bölgesinden omuriliğe girilerek ağrıyı ileten sinirlerin perkütan radyofrekans termokoagülasyon ile tahribatı sonucu, karşı vücut yarısında ağrı ve sıcaklık duyusu durdurulur. Üst ve daha alçak ekstremite ve gövdedeki tek taraflı ağrılarda uygundur. Galibiyet oranı yüzde 80 ila 90'dır. Etkisi bir yıl kadar sürer. Zaaf, ataksi, mesane disfonksiyonu, disestezik sancı, solunum sistemi disfonksiyonu en kayda değer komplikasyonlarıdır" açıklamalarında bulundu.

iha

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Forumki.Com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.