Türkiye bir yanlamasına korona virüs vaka sayılarıyla başarılı bir şekilde mücadele ederken diğer bir yandan da aşı uygulamalarına hız vermiş durumda. 14 Ocak'ta ilk olarak sıhhat çalışanlarına uygulanmaya başlanan aşı, sağlık çalışanlarının aşılanmasının arkasında yüksek yaş grubundaki vatandaşlara uygulanmaya başlandı. Kısa bir sürede 1 milyonun üstünde aşı yapan Türkiye dünyada da adından söz ettirdi. Aşı çalışmaları sürerken bazı merak edilen sorular da cevap bulmaya başladı. Özellikle anne adayları ve çocuğunu emziren annelerin aşı olup olmayacağı merak ediliyor.

Konuyla ilgili uzmanların görüşü hastalığı ağır geçirme riski bulunan anne adaylarının birincil 3 aydan sonradan aşı olmaları yönünde. Bir üniversite hastanesinin Bayan Hastalıkları ve Doğum Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yavuz Yıldırım risk grubunda bulunan anne adaylarının aşı olabileceklerini belirterek “Türkiye 14 Ocak'ta aşılama işlemine başladı. Gayet etkin bir şekilde aşılama işlemi devam ediyor. Bakanlığımız Covid-19 aşısı bilgilendirme platformu üzerinden yayınladığı görüşünde hamilelere aşı yapılamaz veya süt veren annelere aşı yapılamaz demedi. Tehlike grubunda olan ve hastalığı ağır geçirme riski bulunan hamileler, hastalığı ağır geçirme riskleri içeren süt veren anneler kendi istekleri doğrultusunda aşı yaptırabilir diyerek bir açık kapı bırakmış oldu. Çünkü bu konuda elde tatmin edici bilgi bulunmamakta. Oysa hamileler de aşının dışında kalacak diye bir kaide de bulunmuyor. Risk grubunda ise aşı olabilirler. Sadece hamileliğin birincil üç ayı bebeğin organ taslaklarının temellerinin atıldığı dönemde aşı yapılmasın biçiminde bir tavsiyesi oldu Bakanlığımızın.Türkiye'de biz Sinovac'ın Coronavac aşısını kullanıyoruz. Bu bir inaktif virüs aşısı yani içerisinde canlı bir virüs rahatsızlık oluşturacak bir faktör bulundurmuyor. Bu aşının kullanımı teorik olarak bebeğe zararlı olmayacaktır diye düşünülebilir” dedi.

“Hamilelikte yüksek alev istemediğimiz bir durumdur”

Sözlerini sürdüren Şimşek, “Geçmiş örneklere baktığımızda kuduz gibi kara sarılık A gibi inaktif virüs aşıların aynı içerikte üretilen aşıların hamilelikte kullanılmasında olumsuz bir etkisi gözlenmemiştir. Hamilelerde, gebe olmayanlardan öbür bir ast tesir beklentisi yok. Sinovac aşısı için söylüyorum birincil dozdan daha sonra yüzde 5 ve ikinci dozdan daha sonra yüzde 15 almak üzere halsizlik, ateş, kırgınlık adale ağrısı gibi grip yarı semptomlar görülüyor. Burada ateş önemli olabiliyor. Hamilelikte yüksek ateş istemediğimiz bir durumdur. Böyle bir şey olduğunda da bir takım alev düşürücüler var hamilelikte kullandığımız bebeğe zararı olmayan, bunlarla araya girilebilir. Aşı ülkemizde iki doz halinde 28 gün arayla yapılıyor. İlk doz yapıldıktan daha sonra hamile olduğu öğrenilirse ikinci dozu hastalığı ağır geçirme riskiniz yüksek ise yapılabilir. Değilse gebelik sonrasına ertelenebilir. Ama yüksek risk grubunda ise birincil 3 ayı geçtikten sonradan aşısını olabilir. Aşılar iki grupta ayrıca RNA aşıları hem de inaktif aşılar var bu aşıların klinik çalışmaların hiç birine hamileler ve süt veren anneler dahil edilmedi. Dolayısıyla süt veren anneler de de bilgimiz bulunmuyor. Oysa tekrar dediğimiz gibi hastalığı ağır geçirme riski yüksek ise kendi istekleri doğrultusunda aşılama yapılabilir. Süt veren anneler de inaktif aşının herhangi bir zararı olmayacağı düşünüldüğü için açık kapı bırakılmış oldu” dedi.

Hamileliğin kendisi korona virüsü ağır aşmak için bir tehlike faktörü

Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (CDC) tarafından hamileliğin korona virüsü ağır geçirmek için bir tehlike faktörü olarak kabul edildiğini gösteren Prof. Dr. Yıldırım, “Hamilelikte ayrıca anne hem de bebek gözetilmesi gerektiği için aşı klinik çalışmalara bu grup dahil edilmediği için etkileri tamamiyle bilinmiyor. Türkiye çok atik davrandı. Lakin Hastalık Önleme ve Teftiş Merkezi (CDC) dedi ama dünya da elde ettiğimiz veriler hamileliğin kendisinin hastalığı ağır geçmek için bir risk faktörü olduğunu gösteriyor hamilelerde rahatsızlık daha ağır seyrediyor, solunum cihazına bağlanma ihtimali artıyor. Hamileler de vefat oranı yüksek görülüyor dolayısıyla bunları da risk grubuna kattı ve bu yüzden aşılama yapılmalı mı yapılmamalı mı bu daha ön planda tartışılmaya başlandı. Bizim ülke olarak uyguladığımız politika hamilelere aşı yapılmaz ifadesini kullanmayarak sadece ilk 3 ay yapılmamalı denilerek hastalığı ağır geçirme risk grubunda ise yani şeker hastalığı varsa kronik akciğer ve kronik böbrek hastalıkları varsa bağışık baskılayıcı ilaçlar kullanıyorsa isteyerek aşı yapılabilir ifadesi kullanıldı” diye konuştu.

Volkan Kayalar

 

iha