Korona virüsle mücadele kapsamında kısmi kapanma dahilinde bu akşam saat 19.00'da başlayıp pazartesi sabah saat 05.00'e kadar sürecek olan sokağa çıkma kısıtlaması başladı.

Kısıtlamadan bir saat önce başlayan İstanbul trafiğindeki yoğunluk, kısıtlamanın ilk dakikalarında da devam etti. Mesai saatinin bittiği dakikalarda evlerine gitmek için araçlarıyla yola koyulan vatandaşlar, megakentin trafiğinde bazı bölgelerde durma noktasına getirdi. Kısıtlamadan bir saat önce İBB verilerine göre yüzde 63 olan trafik yoğunluğu, kısıtlamayla birlikte yüzde 49 seviyelerine geriledi. Öte yandan toplu taşıma araçlarındaki yoğunluk ise bazı metrobüs duraklarında devam ettiği görüldü.

Muhammet Emin Arslan

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından korona virüsle mücadele kapsamında yeni alınan kararları açıklamış ve hafta içi ve hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamasının 19.00'da başlayacağını duyurmuştu. Bu akşam saat 19.00'da başlayıp Pazartesi sabah saat 05.00'e kadar sürecek olan sokağa çıkma kısıtlamasına bir saat kala, mesai saatinin bitimiyle birlikte İstanbul trafiğinde yoğunluk oluştu. Bazı bölgelerde trafik durma noktasına gelirken, bazı noktalarda ise yoğun akıcı olduğu görüldü. Toplu taşıma araçlarında da araç trafiğinde olduğu gibi yoğunluğun olduğu dikkat çekti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) verilerine göre yoğunluk yüzde 63 seviyelerine yükseldi.

Medeni Topaloğlu - Volkan Kayalar

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Kapıkule Gümrük Kapısı'nda düzenlediği basın toplantısında, tır giriş çıkışları ile ilgili çarpıcı ve sevindirici rakamları paylaştı. Bakan Pekcan, tüm zamanların giriş rekorunun kırıldığını belirterek, “28-29 Mart'ta en yüksek giriş çıkış rakamını yakalamıştık 2 bin 751 tır olarak ama dün itibariyle 15 Nisan'da bin 438 tır girişi sağlanmış, biz artık kendi rekorlarımızı ihracatta olduğu gibi giriş çıkışlarda da kırmaya devam edeceğiz Allah'ın izniyle” ifadelerini kullandı.

“24 tıra aynı anda akaryakıt dağıtımı yapabilen 24 pompalı akaryakıt istasyonu devrede”

Bakan Pekcan, “Gümrük alanımızı 333 dönümden 390 dönüme çıkardık. Tır çıkış peron sayısını 6'dan 8 perona çıkardık. Tır girişteki muayene peronlarını esnek peronlarla beraber 5'ten 8 perona çıkardık. Ayrıca 24 tıra aynı anda akaryakıt dağıtımı yapabilen 24 pompalı akaryakıt kontrol istasyonu gerçekleştirdik, buradaki yığılmaları da önledik. Tarım ve Orman Bakanlığımızın kontrolleri için de 30 dönüm büyüklüğünde veteriner kontrol noktasını ayırdık. Hamzabeyli'de de çok iyi çalışmalar yapıyoruz. Orayı da tamamladık, inşallah yakın zamanda açılışını yapacağız. Orayı da 64 dönümden 150 dönüme çıkardık. 4 giriş 4 çıkış 8 olan peron sayısını 6 giriş 6 çıkış olmak üzere 12 perona çıkardık. Yolcu bölümünde de toplam 8 peronda hizmet veriyoruz. Ayrıca 12 akaryakıt istasyonu oluşturduk. Tüm bu peronlarımızı da tek durak sistemine göre modernize ettik. İpsala gümrük kapımızdaki çalışmalarımız da devam ediyor. Orayı da yüzde 92 oranında tamamladık. Orayı da 105 dönümden 150 dönüme çıkarıyoruz. Ayrıca daha önce mevcutta 10 olan peron sayısını da 10 tır, 8 yolcu olmak üzere tek durak sistemine göre 18 perona getiriyoruz” dedi.

<img alt="" src="cdn.iha/Contents/pool_file/2021/15/28764_aw297578-01.jpg"/>

“24 saatte bin 438 tır ile tüm zamanların rekoru kırıldı” Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Kapıkule Sınır Kapısı'nda, tır giriş-çıkış işlemlerinde rekor üstüne rekorlar kırıldığını anlatarak, “Ortaya koyduğumuz tüm bu çalışmaların yavaş yavaş meyvelerini vermeye başladığını da görüyoruz. İşte görüyorsunuz artık kuyruklar filan kalmadı Allah'a şükür. Mart ayında Kapıkule Sınır Kapımızdan bin 422 giriş bin 329 çıkış ile 28-29 Mart'ta en yüksek giriş çıkış rakamını yakalamıştık 2 bin 751 tır olarak ama dün itibariyle 15 Nisan'da bin 438 tır girişi sağlanmış, biz artık kendi rekorlarımızı ihracatta olduğu gibi giriş çıkışlarda da kırmaya devam edeceğiz Allah'ın izniyle” diye konuştu.

“Bir tırın işlemini bir dakika 20-25 saniyede gerçekleştiriyoruz” Pekcan, açıklamasına şöyle devam etti: “Mart ortalamasına baktığımız zaman 1230 tır girişi ve 1152 tır çıkışı mevcut. Buna göre baktığımızda 2017-2018 senesinde bu rakamlar 750-800 adetti, günlük rakamlar. Şu anda biz bunu, günlük giriş çıkış sayısını 2017-2018 rakamlarına göre Mart 2021'de yüzde 54 artırdık, çok şükür. Bunlar çok önemli rakamlar. Ayrıca bu giriş çıkış sayılarıyla da bir tırın işlemini bir dakika 20-25 saniyede gerçekleştirdiğimizi görüyoruz”

Koray Ustabaşı

Sağlık Bakanlığının Covid-19 bilgilendirme sayfasında Türkiye'nin güncel korona virüs tablosu kamuoyuyla paylaşıldı. Tabloya göre son 24 saatte 289 kişi korona virüsten hayatını kaybetti, toplam can kaybı 35 bin 320'a yükseldi. Toplamda 43 milyon 148 bin 200 test yapıldı. Bugün yapılan 320 bin 78 test yapılırken, 63 bin 82 yeni vaka sayısı, 2 bin 915 kişi de yeni hasta sayısı olduğu belirtildi. Toplam vaka sayısının 4 milyon 150 bin 39 olduğu, bugün iyileşen 56 bin 510 kişiyle birlikte toplam iyileşen hasta sayısının 3 milyon 591 bin 550'a yükseldiği, toplam hastalarda zatürre oranının yüzde 3,3, ağır hasta sayısının ise 3 bin 205 olduğu açıklandı.

<img alt="" src="cdn.iha/Contents/pool_file/2021/15/36033_tabloooo.jpg"/>

Musa Erdoğan

AFAD Deprem Dairesi Başkanlığından alınan bilgiye göre, saat: 16.45 sıralarında Elazığ merkez üssü olan 3.6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Depremin derinliği, 12.38 kilometre olarak bildirildi.

Kamil Can Kılıç

Korona virüs salgını tüm dünyada hızla yayılmaya devam ederken, salgına karşı aşılama kampanyaları da hızla sürüyor. Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, düzenlediği basın toplantısında salgına ilişkin son gelişmeleri paylaştı. Ghebreyesus, Covid-19 salgınını ele almadaki karışıklık ve kayıtsızlık nedeni ile salgının sona ermesi için uzun bir yol olduğunu ifade ederek, salgının ancak kanıtlanmış halk sağlığı önlemleriyle aylar içinde kontrol altına alınabileceğini belirtti.

“Yoğun bakım üniteleri dolup taşıyor” Ghebreyesus, "Biz de toplumların ve ekonomilerin yeniden açıldığını, seyahat ve ticaretin yeniden başladığını görmek istiyoruz" ifadelerini kullandı. Dünya genelinde yoğun bakımdaki doluluk oranına değinen Ghebreyesus, "Ama şu anda birçok ülkede yoğun bakım üniteleri dolup taşıyor ve insanlar ölüyor. Bu tamamen önlenebilir” dedi.

“İyimser olmak için birçok nedenimiz var” Covid-19 salgınının sona ermesi için çok uzun bir yol olduğunu ifade eden Ghebreyesus, “Ancak iyimser olmak için birçok nedenimiz var. Yılın ilk iki ayında vaka ve ölümlerdeki düşüş, bu virüs ve varyantlarının durdurulabileceğini gösteriyor” dedi.

Ghebreyesus, virüsün yayılmasının ana nedeninin halk sağlığı önlemlerindeki kafa karışıklığı, kayıtsızlık ve tutarsızlık olduğunu aktardı. Bazı ülkelerde salgının yayılmaya devam etmesine rağmen restoran ve gece kulüplerinin dolu, pazarların açık ve kalabalık olduğunu ifade eden Ghebreyesus, söz konusu ülkelerde yalnızca birkaç kişinin salgına karşı önlem aldığına dikkat çekti. Gençler arasında Covid-19 salgınının ciddiye alınmadığına değinen Ghebreyesus, “Bazı insanların nispeten genç olduklarında Covid-19'a yakalanmalarının önemli olmadığı yaklaşımını benimsediği görünüyor" dedi.

DSÖ Ekip Lideri Maria van Kerkove ise, salgının katlanarak büyüdüğüne dikkat çekerek, geçen hafta dünya genelinde vakaların yüzde 9 artığını ve vaka artışının art arda yedinci hafta devam ettiğini ifade etti. Kerkove ayrıca, Covid-19'a bağlı can kayıplarında yüzde 5 artış yaşandığını açıkladı.

Dünya genelinde vaka sayısı 136 milyon 772 bin 601'e, toplam can kaybı ise 2 milyon 951 bin 864'e ulaştı.

Süper Lig'in 34. haftasında Fenerbahçe evinde Gaziantep FK'yı 3-1 mağlup etti. Maçın ardından basın toplantısında konuşan Fenerbahçe Futbol A Takım Direktörü Emre Belözoğlu, sözlerine Ramazan ayının hayırlı olması dilekleriyle başlayarak, “Oyunun devamında bir türlü golü atamadık ama ne olursa olsun maça başlangıç itibariyle memnunum. İkinci yarı baskıyla başladık, golü bulduk, topa sahip olmamız gereken bir dönemde rakip beraberliği yakaladı. 2-1 ile 3-1 arasındaki süreçte rakip bizden daha fazla topa sahip oldu ve pozisyonlara girdi. Biz topa sahip olduğumuzda rakibe üstünlük kurduk. Genel anlamda oyundan memnunum. Düzeltmemiz gereken tarafları var oyunun. İstek arzu oyuncuların inancı mutluluk verici” dedi.

“Rakibe topu verdiğimizde istemediğimiz görüntüler ortaya çıktı”

Güçlü bir oyun oynamak istediklerini ve bunun kolay olmadığını söyleyen Belözoğlu, “Bunu pratik ettikçe daha gelişecek. Bugün şu oyunda Gustavo'ya çok ihtiyacımız var, kendisi çok değerli bir oyuncu. Her oyuncumuzun değerini bilip, sezon sonuna kadar bunu bir şekilde yayacağız. Ayağı temiz oyuncuları tercih ettim, daha fazla ceza sahasına girdiler. Rakip boyu kısa olan bir takımdı Gaziantep ve arkaya koşu yapmaları gerekiyordu takımın. Kenar oyuncuları orta sahaya daha menşeiliydi. Bekleri bulmamız için oyunu doğru yaymamız gerekiyordu. Bunu iyi yaptığımızda herkesin mutlu olduğu oyun çıktı ortaya. Rakibe topu verdiğimizde istemediğimiz görüntüler çıktı. Her maçın ayrı senaryosu var. Önümüzdeki maça 6 gün süre var ve eksikliklerimize çalışacağız. Bunu oynatmaya çalışacağız Fenerbahçe'ye. Takımda doğru bir reaksiyon var” ifadelerini kullandı.

“Benim yerimde kim olsa bu oyunu oynatmak ister”

Takımın başına gelmesiyle daha çok topa sahip olan bir Fenerbahçe'nin sahaya çıktığı ile ilgili soruya cevap veren Emre Belözoğlu, “Bulunduğumuz camia Türkiye'nin en büyük camiası. Fenerbahçe'nin kendi dinamikleri var. Geçmişteki şampiyonluklara baktığınızda topa hakim olan bir takım vardı. Benim yerimde kim olsa bu oyunu oynatmak ister. Ben elimden geldiğince her maçın ayrı senaryosu olduğunu düşünüyorum. Rakibe göre farklı oyun anlayışları olacak ama büyük fotoğrafta Fenerbahçe sezonun genelinde topu tutan, rakibe kolay vermeyen, kaptırdığı yerde reaksiyon veren bir takımı oluşturmaya çalışacağız” şeklinde konuştu.

Fenerbahçe'nin şampiyonluk şansı ile ilgili konuşan Belözoğlu, “Fenerbahçe bulunduğu her kulvarda sonuna kadar kupayı zorlar ve 7 maçta oynayacak, ondan sonrasını göreceğiz. Fenerbahçe'de ümitler ölmez” sözlerini sarf etti.

“Geçen hafta net bir penaltımız verilmedi”

Süper Lig'de hakem performanslarına değinen Emre Belözoğlu, “Benim gibi futbol tecrübesi yüksek ama bulunduğu konum itibariyle daha deneyimlenmem gereken bir pozisyonda söyleyebileceğim şey bugün biz 10 kişi kaldığımız, oyuncumuzun sakatlandığı pozisyonda ilk önce bizim değişiklik hakkını kullanmamız gerekiyordu. Onun dışında hakemlere çok fazla yüklenmememiz gerektiğini düşünüyorum. Onların işi de kolay değil. Mutlaka bir pozisyonda başka karar verebiliyorlar. Ben hakemleri çok konuşup oyundan uzaklaşma taraftarı değilim. Geçen hafta net bir penaltımız verilmedi. Bunu yorum değil tespit olarak söylemek daha gerçekçi” diye konuştu.

“Fenerbahçe'de olmak herkesi motive ediyordu”

Fenerbahçe formasını 1 dakika bile giymenin çok kıymetli olduğunu söyleyen Belözoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Önce oyunculara bunu anlatmaya çalışıyorum. Kim oynarsa oynasın takımdakiler önemli oyuncular. Ben onlara verdiğim sürenin kıymetini hissetmeleri yönünde telkinlerde bulunuyorum. Ben de onların içinden geldim. Onlara bu duyguyu hissettirmek istiyorum. Futbolculuk çok güzel meslek. Kaç dakika olursa olsun giydiğiniz formanın hakkını vermelisiniz. Bu meslek size değer kazandırıp, değerde kaybettirebiliyor. Fenerbahçe'de olmak herkesi motive ediyordur” diye konuştu.

Son olarak maç içerisinde sakatlık yaşayan Enner Valencia ve maçın sonunda ağrı hisseden Gökhan Gönül ile ilgili konuşan Emre Belözoğlu, “Valencia'nın durumu MR'dan sonra netleşir ama kasığın üst tarafında ağrısı var. Gökhan'ın da arka adalesinde ağrı var. Yarın değerlendirmeleri yapar sağlık ekibimiz. Sizleri bilgilendiririz” dedi.

Süper Lig'in 34. haftasında Gaziantep FK deplasmanda Fenerbahçe'ye 3-1 mağlup oldu. Müsabakanın ardından basın toplantısında konuşan Gaziantep FK Yardımcı Antrenörü Rui Mota, iki farklı yarılar olduğunu ifade ederek, “İlk yarıda zorluk yaşadık ama defansif olarak çok iyiydik, pozisyon vermedik. Top bizdeyken sabırlı oynamamız gerekiyordu oyunun ilk başlarında. Daha sonra ilk yarının son 15 dakikasında daha iyi oynadık, Fenerbahçe kalesinde tehlikeli pozisyonlar ürettik. Bizim attığımız bir gol de var, aleyhimize verilen karar var. Golümüz neden iptal edildi anlayamadık. Hatta hakemin kendisi bile anlamadı iptal ettiğini. Önce orta sahayı gösterip gol verdi sonra iptal etti, VAR'a gitmedi. Geçen hafta Fenerbahçe'nin itiraz ettiği pozisyon vardı. Buna benzer pozisyonda penaltı bekliyorlardı verilmedi. Bizim pozisyonumuz da hemen hemen aynıydı ama faul çalındı. Bunun art niyetli olduğunu düşünüyoruz. Bu sürekli yapılmaya devam ediliyor. İkinci yarıda maalesef futbolda olan bireysel hatadan gol yedik, ona rağmen iyi reaksiyon gösterip 1-1'i bulduk. 2-1'i yakaladık ama atamadık. Fenerbahçe 2-1'i bulduktan sonra birçok pozisyona girdik. Skora rağmen reaksiyon gösterdik ama pozisyonları değerlendiremedik. 3. golden çok bahsetmeye gerek yok. Biz beraberliği yakalamak için her şeyi yaptık, her türlü riski aldılar oyuncular. 2-2'yi bulmak için ellerinden geleni yaptılar, dönüşünde gol yedik. Oyuncularımız bir kez daha gösterdiler ki oyunun son dakikasına kadar puan almaya çalıştılar. Bu da bizim için güzel bir şey” diye konuştu.

Ozan Buğra Koşar

<img src="yelizindunyasi/wp-content/uploads/2020/07/ahmet-coban-ombre.jpg" alt="" width="847" height="814"/>

Kuaför ve güzellik salonlarının pandemi döneminde uzun bir süre kapalı kalmasının ardından tekrardan hizmete girmesi ile birlikte birçoğumuz gidip gitmemekte kararsız kaldık. Bu dönemde Sevgili Ahmet Çoban, Garage Hair Repair Studio’da almış olduğu önlemlerle yine kadınların imdadına yetişmiş oldu. Geçen hafta Levent şubesine uğradığımda ben tüm işlemlerimi açık havada ve hijyenik bir şekilde gönül rahatlığıyla yaptırdım. Müdavimleri iyi bilir ortam her zaman keyifli ve samimidir.

Bu arada son zamanlarda Ombre uygulaması ile TV’de benim de izlediğim bir yarışma programında Ahmet Çoban’dan bahsediliyordu. Kendisinin de paylaşımını görünce bende sizlerle paylaşmak istedim.

İşte Sevgili Ahmet Çoban’ın Ombre ile ilgili yazısı

Geçtiğimiz günlerde üst üste birkaç mesaj aldım, hepsi aynı şeyi söylüyordu. Kuaförlükle ilgili TV programında bir yarışmacı Ombre’yi Türkiye’de ilk uygulayanın kendisi olduğunu söyleyince diğer bir yarışmacı da “orada dur, biraz ileri gittin, Ombre’yi ilk uygulayan Ahmet Çoban’dır” diyor. Videosunu izlemek beni duygulandırdı bunu da itiraf etmek isterim. Çünkü hem başarınızla anılmak güzel hem de bir meslektaşınızın tamamen kompleksten uzak olarak size övgüde bulunması nadir ve hoş bir şey. Beni az çok tanıyanlar, kötü rekabettense paylaşıma, destek olmaya ve iyi niyete ne kadar önem verdiğimi bilir.

Neyse Ombre konusuna geri dönersek…

Uygulamalarımız çok çeşitlendikçe Ombre geriye atıldı ya da Brushlight, Facelight gibi teknikler onun yerine aldı gibi geliyor belki ama Ombre hala benim göz bebeğim olan uygulamalardan. Benimle anılması da aslında bir tesadüf sonucu olmadı. Size hikayesini kısaca anlatmak isterim.

Bundan 7-8 sene önce iki renk uygulamalar konusunda biraz daha çalışmak gerektiğini düşünüyordum çünkü genelde uygulamaya alıştığımız teknikler istediğim kadar doğal olmuyordu. Çoğu zaman bant görüntüsü, sert geçişler, dikey olarak açık ve koyu tonların arası çok açık sonuçlar çıkıyordu. Ama baktığınızda doğada hiçbir şey tek renk değil ve içinde bu kadar keskin geçişler de yok. Degrade dediğimiz koyudan açığa giden bir görünüm var. Mesela sonbaharda rengi kızaran yapraklar, gün batımı… Ya da çocukken saçlarımızın güneşe verdiği doğal tepki gibi.

İşte tüm bunlardan çıkışla 2011 senesinde yeni bir tekniğin denemelerini yapmaya başladık. Artık kendimizi uygulamaya hazır hissettiğimizde de Ombre tekniğini müşterimizle tanıştırdık. Zamanla bir de “Sombre” gelişti. Sombre’nin açılımı aslında Soft Ombre. Yani daha yumuşak geçişler ve birbirine daha yakın tonlarla uygulanan bir Ombre versiyonu. Bir dönem sonra müşteri kitlemizin de yardımı ile organik olarak Ombre sosyal medyada ilk yayılan kuaför tekniklerinden biri oldu. Böylece Türkiye’de ismim Ombre’ye beraber anılmaya başladı.

Sonra hem Ombre’nin başarısından aldığım şevkle hem de daha gidilebilecek yolun olduğunu düşünerek denemelere devam ettim ve patentli fırçası ile Brushlight’tan Facelight’a, transparan boyadan Desert red’e ve kurşuniye birçok teknik ve renk geliştirdik. Ama beni sektörde çok farklı bir konuma getiren Ombre’nin markamın içindeki yeri her zaman çok ayrı olacak.

Sevgilerimle,

Ahmet Coban

<strong>

? ????'? ??????; ? ???? ??? ?????? ??????????? ???. //ENG//Tüm Hakları Saklıdır