Tutuksuz 8 sanıktan 7'sinin katıldığı duruşmada, dönemin 2. Hudut Tabur Komutanı olan ve FETÖ'den ihraç edilen eski kurmay yarbay Mehmet Okan Arıkan hakkında "olası kastla bombalayarak adam öldürme" suçundan müebbet hapis cezası istendi. Davada M.Ş., H.O., A.Ü., M.S., M.G.İ., N.Y. ve S.K. isimli şahıslar ise "taksirle ölüme neden olma" suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ile yargılanıyor.
Eski kurmay yarbay Mehmet Okan Arıkan'ın da hazır bulunduğu duruşmada 7 sanık ile tanıklar ifade verdi. Bir sanık ise yurt dışında olması nedeniyle duruşmaya katılmadı. Mayınlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Mehmet Akcan'ın yakınları da duruşmayı takip etti.
Duruşmada Kilis 2. Hudut Tabur Komutanı eski kurmay yarbay Mehmet Okan Arıkan ile 6 sanık ifadelerini tekrarladı. Duruşma savcısı, Mehmet Okan Arıkan'ın tutuklanmasını talep etti. Mahkeme heyeti sanığın tutuksuz yargılanmasına karar verdi.
Mehmet Okan Arıkan'ın adli kontrol kararının kaldırılması talebi ise mahkeme tarafından reddedildi. Mahkemeye yurt dışında olduğu için gelemeyen sanığın ifadesinin alınmasına ve diğer tanıkların dinlenmesine karar veren mahkeme, duruşmanın 24 Haziran tarihine ertelenmesine karar verdi.
Cumhuriyet savcısının hazırladığı iddianamede, 8 Temmuz 2017'de sınır hattında yapılan duvarın Türkiye tarafına 5-6 terör örgütü PKK/YPG mensubunun toprağa mayın tuzakladıkları, sınır hattında görevli olan ve söz konusu olayı termal kamerayla kaydedip gören kobra askeri araç komutanlarının durumu sanık Mehmet Okan Arıkan'a bildirdiği, eski kurmay yarbayın nöbetçi askerlere kendisi gelene kadar olaya müdahale etmemeleri yönünde emir verdiği belirtildi.
İddianamede, sanığın olaydan yaklaşık bir saat sonra geldiği ve alay komutanını telefonla arayıp mayın tuzaklama faaliyetinden bahsetmediği, sadece Sakarkaya Tepesi bölgesinde 3-4 kişilik görüntü aldıklarını, kendisinin de mevzide olduğunu söylediği ve atış izni istediği bilgileri yer aldı. Verilen izin üzerine uyarı ateşi açıldığı ve örgüt mensuplarının kaçtığı bildirilen iddianamede, olayın ardından Mehmet Okan Arıkan'ın ilgili personele bölgeye giriş çıkışlara izin verilmemesi yönünde sadece sözlü olarak talimat verdiği belirtildi. İddianamede 22 Ağustos 2017'de ise Yüzbaşı A.K'nin sanıklardan M.Ş.'yi arayarak sınır hattı duvarı yapımına ilişkin inceleme yapmak üzere gelecek heyete eşlik edilmesi ve emniyetin sağlanması yönünde talimat verdiği ifade edildi. Talimata rağmen sanık M.Ş.'nin bir gün sonra gelen heyete refakat etmediği ve istirahate ayrıldığı belirtilen iddianamede, M.Ş.'nin uzman çavuş H.O.'ya gruba eşlik etmesini söylediği ama onun da nöbet değişimi nedeniyle bunu yapmadığı vurgulandı.
İddianamede, 23 Ağustos 2017'de 5 araçla gelen heyetin sınır duvarında incelemelerde bulunduktan sonra 4 aracın kontrol noktasına dönüş yaptığı, maktul mühendis Mehmet Akcan'ın kullandığı beşinci aracın konvoydan ayrılarak geçişi yasak olan bölgeye gittiği ve 8 Temmuz 2017'de PKK/YPG'li teröristlerin yerleştirdiği mayının patlaması sonucu öldüğü kaydedildi. Cumhuriyet Başsavcılığınca olaya ilişkin kusurlu kişilerin tespiti amacıyla hazırlatılan bilirkişi raporu da iddianamede yer aldı. Raporda, sınırın Türkiye tarafında bulunan ve geçişe fiziki hiçbir engel olmayan bölgede hareket eden mühendis Mehmet Akcan'a kendisine herhangi bir uyarı da yapılmadığı için kusur atfedilemeyeceği belirtildi. Sanık Mehmet Okan Arıkan hakkında ise bilirkişi raporunda şu tespit ve iddialara yer verildi:
"8 Temmuz 2017'de meydana gelen ve kayıtlara 'sınır ihlali' olarak geçen olayda hudut tabur komutanı olarak görev yapan kurmay yarbay M.O.A.'nın emir ve komutayı doğrudan üzerine alarak, diğer personelin inisiyatifini kullanarak görevini yapmasına izin vermemesi, olaya müdahalede gecikmeye yol açması, şüpheli şahıslar tarafından sınır ihlali ile sınırlı kalmayan ve yaklaşık bir saat süren kazı yapma ve kablolama türünden faaliyetleri patlayıcı madde tuzaklama olarak değerlendirilmesine rağmen bundan üst komutanlıklara çekilen mesajlarda bahsedilmemesi, patlayıcı madde konulduğu şüphesi olan yerlerin nokta olarak belli olmasına rağmen buralarda mayın arama taraması yapılması konusunda hiçbir çaba göstermemesi, giriş-çıkışların yasaklanması yönünde emir verilmesine rağmen giriş-çıkışların yapılmasına engel olacak şekilde fiziki bir tedbiri aldırmaması, görsel uyarı işaretlemeleri yaptırmaması nedeniyle mezkur olayda asli kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır."