You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Yazar: boLd
Temel bir gün berber salonunda Dursun’u traş ediyordu. İçerden çıkmayan sürekli arayış içinde olan kedi Dursun’un dikkatini çeker ve sorar:

- Ula Temel ha bu kedi berberliğe çok merak ediyi galiba.
- Yok ula arada kulak burun uçurayirum da oni bekliyi.
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: boLd
KÖYLÜMÜZ

Toprağı işlemek onun özünde
Tohumu tarlaya saçar köylümüz
Koşuşturup durur tarla yüzünde
Her yıl ektiğini biçer köylümüz
XXX
Ümitlenir durur hasat zamanı
Toplar bir araya kurar harmanı
Ayırır taneden Sapı samanı
Taneyi samandan seçer köylümüz
XXX
Tarlada yabanda iş kolay gele
Eller nasırlanmış bu kolay dile
Beklediği kazanç geçerse ele
Rabbine şükreder uçar köylümüz
XXX
Yanına varınca kokar terinden
Dertleşsen birazcık, ahı derinden
Memnun musun desen değil yerinden
Dertlerini bir bir açar köylümüz
XXX
Yağ, çökelek, peynir elinden geçer
Yoğurdunu yapar, ayranı içer
Beğenmez kötüyü iyiyi seçer
Her dem kötülükten kaçar köylümüz
XXX
Sürer hayvanları, kıra bayıra
Otlak bol olsa da sürse çayıra
Her yıl eker biçer yorar hayıra
Umduğunu bulmaz naçar köylümüz
XXX
Çalışır kazanır yerinde sayar
Kendince işleri yoluna koyar
Bir türlü hayata veremez ayar
Sonunda köyünden kaçar köylümüz
XXX
Necmi’nin derdi de köylüden yana
Tanırım köylüyü anlattım sana
Çalışır, çırpınır kıyarak cana
Bir türlü kazanmaz duçar köylümüz.​



Necmi UÇAR
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: boLd
MEHMET ŞAHAN (PÎR-İ FÂNİ)\

Sustuysam zannetme korkudan, ardan;
Kaldı ki bu tavır asalettendir…
Sakınmam gözümü budaktan, nardan;
Unutma her kahır dalalettendir…

Yaş vermem kimseye ayıbı vardır,
Baş eğmem kimseye kayıbı vardır!
Taş atmam kimseye sahibi vardır,
Sayılan her hatır nezakettendir…

Her türlü dermeler aşıma çıksa,
Gözünde sürmeler kaşıma çıksa!
Sinirler, germeler başıma çıksa,
Gösterilen sabır zarafettendir…

Pîr-i Fâni der ki ar ise kulda,
Şükür ile sabır var ise kulda,
İman ile amel yar ise kulda,
Kalbindeki sınır keramettendir…
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: boLd
Cumhuriyet selam durdu çarşafa
Ben utandım, utanmayan utanmaz
Karga güldü bu yanlışa bu gafa
Ben utandım, utanmayan utanmaz

Siyasette birbirini yiyenler
Devrimlerin bekçisiyiz diyenler
Bizden biri oldu çarşaf giyenler
Ben utandım, utanmayan utanmaz

Okullarda hep şeriat okumuş
Kaç senedir kara çarşaf dokumuş
Bu bayrakta altıncı ok yokumuş
Ben utandım, utanmayan utanmaz

Güvendiğin gençlik hani nerede?
Bundan sonra kalan oklar sırada
Gerçek halkçı ikara bir derede
Ben utandım, utanmayan utanmaz

Birkaç dönek yaşıyorsa yuvada
Devrimciyim demek yetmez davada
Tüm kazanım duman olur havada
Ben utandım, utanmayan utanmaz

Sapacalı yoğurt denmez kefire
Ne söylersen övgü olur kâfire
Söz tükenir umut kalır küfüre
Ben utandım, utanmayan utanmaz

Bekir Yaşar
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: boLd
YAŞAMAK



Biliyorum, kolay değil yaşamak,
Gönül verip türkü söylemek yar üstüne;
Yıldız ışığında dolaşıp geceleri,
Gündüzleri gün ışığında ısınmak;
Şöyle bir fırsat bulup yarım gün,
Yan gelebilmek Çamlıca tepesine...
-Bin türlü mavi akar Boğaz'dan-
Her şeyi unutabilmek maviler içinde.


Biliyorum, kolay değil yaşamak;
Ama işte
Bir ölünün hala yatağı sıcak,
Birinin saati işliyor kolunda.
Yaşamak kolay değil ya kardeşler,
Ölmek de değil;

Kolay değil bu dünyadan ayrılmak.






Orhan VELİ
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: boLd
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun kanıma girdin itirazım var
sımsıcak bir merhaba diyecektim
başımı usulca dizine koyacaktım
dört gün dört gece susacaktım
yağmur sönecekti yanacaktı
sameland seferden dönecekti
duvardaki saat duracaktı
kalbim kendiliğinden duracaktı
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun kanıma girdin itirazım var
emperyal otelinde bu sonbahar
bu camların nokta nokta hüznü
bu bizim berheva olmuşluğumuz
bir nokta bir hat kalmışlığımız
bu rezil bu çarşamba günü
intihar etmiş kötümser yapraklar
öksürüklü aksırıklı bu takvim
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun kanıma girdin itirazım var
sesleri liman sislerinde boğulur
gemiler yorgun ve uykuludur
sabahtır saat beş buçuktur
sen kollarımın arasındasın
onlar gibi değilsin sen başkasın
bu senin gözlerin gibisi yoktur
adamın rüyasına rüyasına sokulur
aklının içinde siyah bir vapur
kıvranır insaf nedir bilmez
otelin penceresinde duracaktın
şehri karanlıkta görecektin
karanlıkta yağmuru görecektin
saçların ıslanacak ıslanacaktı
kış geceleri gibi uzun uzun
tek damla gözyaşı dökmeksizin
maria dolores ağlayacaktı
istanbul'u yağmur tutacaktı
bütün bir gün iş arayacaktım
sana bir türkü getirecektim
kulaklarımız çınlayacaktı
emperyal oteli'nin resmini çektim
akşam saçaklarından damlıyordu
kapısında durmanı söylemiştim
yüzün zambaklara benziyordu
cumhuriyet bahçesi'nde insanlar geziyordu
tepebaşı'ndaki küçük yahudiler
asmalımesçit'teki rum kemancı
böyle rüzgarsız kalmışlığımız
bu bizim çektiğimiz sancı
el ele tutuşmuş geziyordu
gazeteler cinayeti yazıyordu
haliç'e bir avuç kan dökülmüştü
emperyal oteli'nde üç gece kaldık
fazlasına paramız yetmiyordu
gözlerin gözlerimden gitmiyordu
dördüncü gece sokakta kaldık
karanlık bir türlü bitmiyordu
sirkeci garı'nda sabahladık
bilen bilmeyen bizi ayıpladı
halbuki kimlere kimlere başvurmadık
hiçbiri yüzümüze bakmıyordu
hiç kimse elimizden tutmuyordu
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun .... kanıma girdin ..... kabulümsün.
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: boLd
Birgün Mevlana eve girer ve hanımı ona sorar;
Bu kadar aşıksın Mevlaya şükürler olsun, bu aşkı yaşayıp, yaşatana.
Peki bana ne kadar aşıksın der; Mevlana hanımına şöyle der;

Sen benim; Yaradan’dan ötürü yaradılanı sevişim,
Bir adım gelene, on adım gidişimsin,
Ve herkesi olduğu gibi kabul edişimsin.

Sen benim; yalandan ve sahteden kaçışım,
Riyadan bıkışım, gerçeği arayışımsın,
Ve nihayet doğrunun tadına varışımsın.

Sen benim; haksızlığa ve zulme baş kaldırışım,
Mazluma kucak açışım, zalime düşmanca bakışımsın,
Ve mağdurdan yana tavır alışımsın.

Sen benim; bugünüme şükür ve yarınıma dua edişim,
Azla yetinişim, çoğa göz dikmeyişimsin,
Ve kapanmayan avuç içimsin.

Sen benim; hayat ve kaderle inatlaşmam,
Ekmek için kavgam, bitmek tükenmek bilmeyen davamsın,
Ve zorluklara karşı yılmayışımsın.

Sen benim; menfaate ve çıkara tepkim,
Almak için verene öfkem, ille de karşılık bekleyene lanetimsin,
Ve alayına isyan edişimsin.

Sen benim; ahlaksızlık ve yozlaşmayla mücadelem,
Para için kendini satana küfredişim, başkalaşana verip,
veriştirişimsin ve eskiyi özleyişimsin

Mevlana'nın Eşine Yazdığı Şiir
Sen benim; duygusal yaradılışım,
En ufak şeyi kafaya takışım, kolay unutamayışımsın,
Ve bundan bir türlü sıyrılamayışımsın.

Sen benim; sonsuz sadakatim,
Merhametim, hissiyatım, şefkatimsin,
Ve aman diyene yüz çevirmeyişimsin.

Sen benim; her şeye rağmenim,
Asla pes etmeyişim, başımı öne eğmeyişimsin
Ve ümidimi yitirmeyişimsin.

Sen benim; yaşama ülküm,
Namusa olan düşkünlüğüm, namussuzluğa küskünlüğümsün,
Ve gururum, onurumla olan bütünlüğümsün.

Sen benim; karakterim ve kişiliğim,
fikrim, hissimsin ve hayata bakışımsın.
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: boLd
Karlı bir aksamdı Ankara da
Son kez elele yürümüştük
Bitmesin istediğim yola kısacık beraberliğimizin bütün anılarını sığdırmıştık...
Yazarsın bana demiştin bende yazarım sana sık sık,
Ağlıyordum,
Sen görmeyesin diye kaldırmıyordum başımı
Elimi daha sıkı tuttun
Anlıyordum
Bu ayrılığa dayanmıyordu kalbim...
Öğrettiğim çiçek adlarını unutma dedin,
Kelebekleri kitap arasında kurutma,
Sık sık fotoğraf çektir yolla bana,
Kitaplarım sana emanet, incitme kimseyi, kin büyütme kalbinde beni bekle...
Yol bitti gidiyordun artık,
Gittin!
Sokakta gördüklerimi filmdeki aktörleri sen sandım bir süre,
Kin büyütmedim kalbimde söz vermiştim sana diye,
Kitaplarını okudum kelebeklere dokunmadım,
Öğrendiğim çicek adlarına yenilerini ekledim,
En çok fesleğeni, çoban heybesini, aksam sefasını sevdim.
Seni beklerken çok sey öğrendim,
Yolunu gözlediğim, sevdiğim ilk adam
Nasılsa bulacaktır seni diye her görüşümde aynı güçle seslendim;

Uçak babama selam söyle,

Beni kötü rüyalarımdan uyandıran, sevdiğim ilk adam bir bilsen!
Seni nasıl özledim.
Kar yağıyor şimdi otuz yaşım bitti.

Kitapların bende, kelebekler gibi kar taneleri,
Kendi yolumda yürürken hiç unutmadım o cümleyi;
Selamını aldım babacığım
Kin büyütmedim kalbimde,
Küçük kızının gözleri;
Hala senin çiceklerinde.
Uçak!
Babama selam söyle....
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: boLd
[Resim: b_voleybolu-kim-buldu-40268.jpg]



Aslen “minton” olarak adlandırılan voleybol oyunu, 1895 yılında basketbolun icat edilmesinden sadece dört yıl önce William G. Morgan tarafından icat edildi. YMCA Springfield Koleji mezunu olan Morgan, oyunu basketbol, ??beyzbol, tenis ve hentbolün bir kombinasyonu olarak tasarladı.

İki yıl sonra, ilk iki kişilik plaj voleybolu oyunu oynandı, ancak sporun profesyonel tarafı daha sonraya kadar ortaya çıkmadı. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, ilk plaj voleybolu derneği Kaliforniya'da (1965) ve 1983'te AVP'nin (Amerikan Voleybol Uzmanları) himayesinde birleşmiş profesyonel oyuncular ortaya çıktı.
1984 Los Angeles Olimpiyatları sırasında Amerikalı erkekler ve kadınlar kapalı voleybol yarışmalarında altın ve gümüş madalya aldı. Dört yıl sonra Kore'deki Olimpiyatlarda, erkekler bir kez daha altın puan aldı. 1996'dan itibaren iki kişilik plaj voleybolu resmi olarak Olimpiyatlara tanıtıldı. Bugün dünya çapında 800 milyondan fazla voleybol oyuncusu var, ABD'de 46 milyonu.

1900 yılında spor için özel bir top tasarlandı.

1916'da Filipinler'de, başka bir oyuncu (set ve başak) tarafından vurulacak yüksek bir yörüngede topu geçme saldırgan bir stil tanıtıldı.

1917'de oyun 21'den 15'e çıkarıldı.

1920'de yan ve arka sıra saldırı kuralları başına üç vuruş yapıldı.

1922'de ilk YMCA ulusal şampiyonası Brooklyn, NY'de yapıldı. 11 ülkeden yirmi yedi takım temsil edildi.
Forum: Voleybol
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: boLd
Alzheimer, beyindeki sinir hücrelerinde normal olmayan protein birikmesine bağlı olarak gelişir. Beta amiloid olarak tanımlanan bu proteinler zaman içinde artarak beyin dokusundan atılamaz hâle gelir. Beynin normal fonksiyonlarını yerine getirmesi için sinir hücrelerinin birbiri ile bağlantı kurması gerekir.

Bir insanın alzaymır olduğu nasıl anlaşılır?

Alzheimer başlangıcı olabilecek belirtileri sıralayacak olursak:
Günlük yaşamı etkileyecek seviyede unutkanlık: Yakın zamana ait olayları veya isimleri hatırlayamama.
Günlük işleri yerine getirmekte güçlük: Yemek yapma, yemek pişirme, bir ev aletini çalıştırma gibi günlük işleri yapmakta güçlük çekme.

Alzheimer hastaları neden ölür?

Alzheimer hastalarında en sık rastlanan ölüm sebebi aspirasyon pnömonisidir ve felce neden olabilmektedir. Bu durum hasta, çiğneme ve yutkunma yetisini kaybettiğinde yiyeceği soluk alırken içine çekmesi sonucunda yaşanır. Soluk borusuyla vücuda giren yiyecek veya içecek akciğerlere yerleşir.

Alzheimer hastalığının tedavisi var mıdır?
Alzheimer hastalığının bilinen kesin bir tedavi yöntemi yoktur. Fakat bazı uygulamalar ile hastalığın hastada oluşturduğu semptomların azaltılması veya ortadan kaldırılması ve hastalığın ilerleyişinin yavaşlatılması mümkündür

Alzheimer nasıl başlar?
Hastalığın en önemli ve ilk bulgusu unutkanlıktır. Alzheimer hastası yakın geçmişteki bilgi, kişi ve olayları unutur. Hastalık ilerledikçe kişi daha sık unutmaya başlar ve bu bilgileri hatırlayamaz. Unutkanlık, hastalığın ilk dönemlerinde basit unutkanlıklar olarak başlar.

Alzheimer hastaları ne kadar yaşar?
Ortalama olarak, Alzheimer hastası tanıdan itibaren dört ila sekiz yıl yaşar, ancak diğer faktörlere bağlı olarak 20 yıl kadar da yaşayabilir. Beyinde Alzheimer ile ilgili değişiklikler, hastalık belirtilerinden yıllar önce başlar. Yıllarca sürebilen bu süreye Preklinik Alzheimer hastalığı denir.

Alzheimer hastaları ne yememeli?
[Resim: url?sa=i&url=https%3A%2F%2Fwww.vectorsto...AdAAAAABAD]
Yorumlar Yorum Yok

Hoşgeldin, Ziyaretçi

Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Forumda Ara

Forum İstatistikleri

Toplam Üyeler: 121
Son Üye: seoavcisi
Toplam Konular: 4,203
Toplam Yorumlar: 4,362

Kimler Çevrimiçi

Toplam: 62 kullanıcı aktif Bing, Google
0 Kayıtlı
» 60 Ziyaretçi

Son Aktiviteler

Avantajlı Fiyatlarla Futb...

Son Yorum: nullsix Dün, 12:06 PM

Erzurum’un İklimine Uygun...

Son Yorum: aysuyigiter 09-13-2025, 09:02 PM

En iyi Kamp Yerleri ve Ka...

Son Yorum: tovirniers 09-13-2025, 02:03 PM

Elektronik Kart Dizgisi Ü...

Son Yorum: aysuyigiter 09-13-2025, 01:11 PM

Portekiz Dijital Göçebe P...

Son Yorum: aysuyigiter 09-13-2025, 12:48 PM

Erciva Bungalov İle Doğay...

Son Yorum: aysuyigiter 09-12-2025, 05:44 PM

Sosyal Medyada Güvenilir ...

Son Yorum: aysuyigiter 09-12-2025, 04:19 PM

Pandora Shops ile Doğal T...

Son Yorum: aysuyigiter 09-12-2025, 12:47 PM

SMH Makine ile Eşsiz Waff...

Son Yorum: aysuyigiter 09-12-2025, 11:53 AM

BiPencere İle En Uygun Fi...

Son Yorum: aysuyigiter 09-12-2025, 10:19 AM

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Forumki.Com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.