Yangın, Ataşehir Yeni Çamlıca Mahallesi Sarı Çiçek Caddesi üzerinde bulunan 2 katlı bir evin çatı katında saat 18.30 sıralarında çıktı. Henüz bilinmeyen bir nedenle iki katlı evin çatısında başlayan yangın kısa sürede büyüdü. Yangın yan evin çatısına sıçrayınca alevler büyüdü.

Yoğun duman ve alevleri fark eden ve polis, itfaiye ve sağlık ekiplerine haber veren vatandaşlar hortumlarla yangına müdahale etmeye çalıştı. İhbar üzerine adrese gelen polis ekipleri çevrede güvenlik önlemi alırken, itfaiye ekipleri ise alevlerin sardığı çatılara müdahale etti.

Öte yandan çıkan yangında herhangi bir can kaybı yaşanmazken, yaşanan o anlar havadan görüntülendi.

Aykut Zor - Mehmet Kurt - Metin Başar

Esenyurt Necip Fazıl Kısakürek Mahallesi'nde 31 Ekim 2020 tarihinde üst katta oturan komşusundan gelen çocuk seslerinden rahatsız olup, pompalı tüfekle Fadime Kurt(50) ve Tuğrul Kurt'u (31) öldürüp, Emrah Kurt'u da (26) omzundan yaralayan Akın Aydın'ın yargılanmasına başlandı. Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada; müşteki Emrah Kurt, Gönül Kurt, Turgay Kurt, Meryem Kurt ile müşteki avukatı Ferhat Bulut ve sanık Akın Aydın hazır bulundu.

“Ben de omzumdan vuruldum”

Sanık ve müştekilerin kimlik tespitiyle başlanan duruşmada ifade veren maktulün oğlu ve müşteki Emrah Kurt olayda kendisinin de omzundan yaralandığını belirterek, “Gece vardiyasından gelmiştim ve içeride uyuyordum. Bir anda dışarıdan gelen seslere ve annemin ‘yardım edin' çığlıklarına uyandım. Kalktığımda annem kapının önündeydi ve kapı yarıya kadar aralanmıştı. Annem kapıyı kilitlemeye çalışırken, Akın Aydın kapıya ve kilidin olduğu yere ateş ediyordu. Zaten sonrasında bir anda annem vurulup, yere yığıldı. Ben ‘yapma ağabey, bak annem vuruldu' dememle bana da ateş etti. Ben de sol omzumdan vurularak yere düştüm. Meğerse dışarıda ağabeyim Tuğrul'u da vurmuş Ben sonradan öğrendim” ifadelerini kullandı.

“Kızım korkudan tuvaletin arkasına saklandı”

Öldürülen Tuğrul Kurt'un eşi Gönül Kurt, “Eşim olay günü 2 yaşındaki bebeğime süt almak için markete gitti. Marketten dönünce sütü bırakıp, gidecekti fakat ben içeri çağırdım o da balkona çıktı. O esnada bir anda apartmandan gürültü gelmeye başladı. Eşim hemen kapıyı açıp aşağıya indi. Ben de arkasından ‘gitme bir şey olur' demek için fırladım. Karşımızda oturan Suriyeli komşumuz ‘polis lazım' dedi. Ben merdiveni yarıya kadar inmemle eşimi yerde yatarken gördüm. 1 dakika içinde bir insan nasıl öldürülebilir? Hemen eve kaçtım ve kapıyı kilitledim. Kaçmasaydım beni de öldürecekti. Ben o zaman 9 aylık hamileydim doğumuma 10 gün vardı. 2 yaşındaki kızım da korkudan tuvaletin arkasına saklandı. Hemen polisi ve ağabeylerimi aradım ‘bizi öldürüyorlar, kurtarın' dedim” şeklinde konuştu.

“Bir ses yüzünden insan insanı öldürebilir mi?”

Mahkeme başkanının aranızda bir husumet var mı sorusu üzerine Gönül Kurt, “6-7 ay önce sanığın annesi bana ‘oğlum sesten rahatsız oluyor, evine gelince rahat edecek' demişti. Bunun üzerine ben komşularıma söyledim sesimiz geliyor mu diye onlar da gelmediğini söyleyince kapılarına gittim kimse sesimizi duymamış demek için. O esnada Akın Aydın bana ‘çıkacağım yukarı hepinizi öldüreceğim. Kendinizi bana öldürteceksiniz' dedi. O zaman gidip bir yere şikayetçi olmadım. Çünkü bir ses yüzünden insan insanı öldürebilir mi” açıklamasında bulundu.

Meryem K. bir sonraki duruşmada dinlenecek

Maktulün oğlu Turgay Kurt ise olay esnasında evde olmadığını fakat şikayetçi olduğunu belirtti. Öldürülen Fadime Kurt'un kızı Meryem K.'nın 12 yaşında olması nedeniyle mahkeme heyeti, pedagog eşliğinde ifadesinin alınmasına hükmetti. Mahkeme sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, savunma yapmayan sanık Akın Aydın'ın beyanları için duruşmayı erteledi.

İddianameden

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 31 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen olay anlatılmıştı. İddianamede olay günü sanık Akın Aydın'ın gürültü gelmesi üzerine komşusu Fadime Kurt ile tartışıp, pompalı tüfekle Fadime Kurt'a daha sonrasında odadan çıkan oğlu Tuğrul Kurt'a ateş ederek ölümüne sebebiyet verdiği belirtilmişti. İddianamede sanık Aydın'ın ayrıca Emrah Kurt'a ateş ederek yaralanmasına neden olduğu anlatılmıştı. Sanık Aydın'ın ‘kasten öldürme' suçundan 2 kez müebbet hapis, ‘kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan ise 9 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.

Didem Köseoğlu - Melike İnal

Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri, göçmenlerin Yunanistan'ın Midilli Adası'na geçeceği yönünde ihbar aldı. Harekete geçen ekipler, aralarında kadın ve çocuklarında bulunduğu Kongo, Sudan, Afganistan ve Suriye uyruklu 63 göçmeni ölüme yolculuğa çıkmadan yakaladı.

Göçmenler, kimlik tespiti ve işlemlerinin ardından İzmir Göç İdaresi Müdürlüğüne sevk edildi.

Murat Solmaz

Acıbadem - Kadıköy mevkii E-5 karayolunda seyir halinde olan 34 M 4647 plakalı yolcu minibüsü, sürekli şerit değiştirerek makas atmaya başladı. Hem yolcuların hem de diğer sürücülerin canını tehlikeye atan sürücüyü bir başka vatandaş saniye saniye görüntüledi. Görüntülerde, hızla ilerleyen minibüs makas atıyor. Minibüs kimi zaman sol şeritten sağ şeride, kimi zaman da en sağ şeritten en sol şeride geçiyor.

Yusuf Enes İnce - Aykut Zor

Tekirdağ'da kimliği henüz bilinmeyen hırsızlar tarafından 4 arıcının kovanları çalındı. Kovanları çalınan arıcılar arasında bulunan kadın üretici Fatma İşbilir, hırsızlara sitem etti.

Yaklaşık zararının 50 bin TL olduğunu söyleyen Fatma İşbilir, “Bir süredir Kazak Gölü Mesire Alanı'na yakın bir bölgede arıcılık yapıyoruz. Önceki gün bazı hırsızlar, bizim alanımıza girerek 50 kovanımızı çalmış. Bu arılar ve kovanlar ortalama 45 – 50 bin TL değerinde. Bu hırsızlığı bilmeyen kişilerin yapacağını sanmıyorum. Duyduğum kadarıyla bölgedeki 3 diğer arıcının daha kovanları çalınmış. Emniyete konuyla ilgili şikayette bulunduk, bölgedeki güvenlik kameraları inceleniyor. Hırsızların en yakın zamanda yakalanacağını umut ediyorum" dedi.

<img alt="" src="cdn.iha/Contents/pool_file/2021/14/84725_aw286611-02.jpg"/>

Furkan Bolat

Ünlü kalp cerrahı Prof. Dr. Mehmet Öz, kız kardeşi Nazlım Suna Öz hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Öz'ün aracılığıyla savcılığa sunulan dilekçede, Öz'ün babası Prof. Dr. Mustafa Öz'ün, Şubat 2019'da vefat ettiği, Prof. Dr. Öz ile kız kardeşi Nazlım Suna Öz arasında ‘vasi tayini, vasiyetnamenin iptali, terekenin tespiti' gibi mirasla ilgili davalardan kaynaklı ihtilaflar bulunduğu kaydedildi.

Dilekçede, Prof. Dr. Mustafa Öz'ün 22 Ocak 2003'de yazmış olduğu vasiyetname ile Sarıyer'de bulunan bahçeli evi kızı Nazlım Suna Öz'e vasiyet ettiği, daha sonra 12 Ağustos 2008'de bu iradesinden bir sebeple dönerek tüm mal varlığını, son arzusu olarak ABD'de kurulmuş olan Mustafa Öz Vakfı'na(Trust'ına) vasiyet ettiği, vakfın yönetiminin tamamını ise tüm aile fertlerini eşit olarak koruyacak şekilde Prof. Dr. Mehmet Öz'e bıraktığı ve vakıfın kurulduğu günden beri Prof. Dr. Mehmet Öz'ün yönetimi altında faaliyetine devam ettiği anlatıldı.

Savcılığa sunulan dilekçede, 2008 tarihli vasiyetnamenin İstanbul 7'inci Asliye Hukuk Mahkemesi'nin dava dosyasına sunulmasının sonrasında, Nazlım Suna Öz'ün avukatının daha önce bahsi geçmeyen 22 Ocak 2018 tarihli olan ve Mustafa Öz tarafından el yazılı olarak oluşturulduğu iddia edilen yeni bir vasiyetnameyi dava dosyasına sunduğu ve bu el yazılı vasiyetnamenin açılması konulu ayrıca bir de dava açıldığı kaydedildi.

Vasiyetnameye ilişkin hazırlanan rapora yer verilen suç duyurusunda, “22 Ocak 2018 tarihli belge fotokopisinde, sağ alt taraftaki imzanın, metni onay mahiyetinde atılmış olmadığı” denildi. Dilekçeye yer verilen raporda, “22 Ocak 2003 tarihli ‘vasiyetname' ve ‘senet ve vasiyetname' başlıklı, ikişer sayfalık belgelerden yararlanılarak, bu belgelerin muhtelif yerlerinden alınan 5 ayrı bölüm ve parçanın, imza ile birlikte tamamen boş bir kağıda veya imzalı ve üst tarafı boş bir kağıda özel konumlandırılarak aktarılması ile fotomontaj suretiyle oluşturulmuş bulunduğu sonucuna varılmıştır” denildiği belirtildi.

Öz'ün avukatı tarafından savcılığa sunulan dilekçede, “Bu rapordan hareketle, müteveffa Mustafa Öz tarafından 22 Ocak 2018'de yazıldığı iddia edilen ‘sahte' vasiyetnamenin aslında hiç var olmadığı, Nazlım Suna Öz veya işbirlikçileri tarafından müteveffanın geçmişte hazırladığı 22 Ocak 2003 tarihli vasiyetlerinden alınan ibarelerle ‘fotomontaj yöntemi ile oluşturulduğu açıkça ortaya çıkmıştır” ifadelerine yer verildi.

Dilekçede, Nazlım Suna Öz ve savcılıkça tespit edilecek diğer şüphelilerin ‘resmi belgede sahtecilik', ‘yargı görevini yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs' suçlarından kamu davası açılarak cezalandırılmaları talep edildi. Öte yandan dilekçede, hem Türk hem ABD vatandaşı olan Nazlım Suna Öz hakkında yurt dışına çıkış yasağı ve tüm taşınmazlarına tedbir konulması talep edildi.

İrem Demir

Bolu'da, Aile Sağlığı Merkezi'nde görevli doktor Ö.V. ve ilaç mümessili Ç.A. birlikte alkol aldıktan sonra şehir merkezinde bulunan bir pizzacıya gitti. Pizza siparişi veren ikili ile çalışanlar arasında ücret nedeniyle tartışma yaşandı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine olay yerine polis ekipleri çağırıldı. Olayın yaşandığı yere giden polis ekipleri birbirlerinden şikayetçi olan pizzacı çalışanları ile Ö.V. ve Ç.A.'yı rapor almak için hastaneye götürmek istedi. İlaç mümessili Ç.A.'nın polis ekiplerine saldırmaya çalışması ve ‘Sizi Suriye'ye gönderirim” diyerek tehdit etmesinin ardından olay yerine takviye ekip istendi. Güçlükle ekip aracına bindirilen Ö.V. ve Ç.A. alkol muayenesi ve rapor için İzzet Baysal Devlet Hastanesi Köroğlu Ünitesi'ne götürüldü.

Hastanede polisleri darp ettiler

Doktor Ö.V. ve ilaç mümessili Ç.A. götürüldükleri hastanede tartıştıkları polislere küfür ederek saldırdı. Polislerin çeşitli yerlerinden yaralandığı saldırıda hastaneye çok sayıda takviye polis ekibi gönderildi. Hastane içindeki eşyalara da zarar veren Ö.V. ve Ç.A. takviye ekiplerin gelmesiyle güçlükle etkisiz hale getirildi. Gözaltına alınan Ö.V. ve Ç.A. ifadeleri alınmak üzere Bahçelievler Polis Karakolu'na götürüldü.

Faruk Çidem

Edinilen bilgiye göre olay, Karadere köyünde yaşandı. 32 yaşındaki Aydın Zengin geçen yıl Aralık ayında ortadan kayboldu. Ancak babası Sait Zengin ve üvey annesi gençle ilgili herhangi bir müracaatta bulunmadı. Şüphe üzerine harekete geçen JASAT ekipleri, olayla ilgili çalışmaları derinleştirdi. Baba, oğlunu soranlara ise Manisa'ya çalışmaya gittiğini söyledi. Ancak Aydın Zengin'e ait herhangi bir bulguya ise ulaşılamadı.

Kardeşi de gözaltında

Bunun üzerine Aydın Zengin'in öldürülmüş olabileceği ihtimali üzerine harekete geçen ekipler, baba Sait Zengin'i gözaltına aldı. Sorguda oğlunu öldürdüğünü itiraf eden Sait Zengin, cesedi ise köyün yakınlarındaki ormanlık alandaki kuyuya gömdüğünü söyledi. Cumhuriyet savcısı ile birlikte dün gece geç saatlere kadar yapılan çalışmalara iş makineleri de eklendi. Kadavra arama köpeği Salto da bölgede arama yaptı. 32 yaşındaki Aydın Zengin'in cesedine ulaşıldı.

Aydın Zengin'in cesedi otopsi için Atatürk Devlet Hastanesi morguna kaldırılırken, baba Sait Zengin, ikinci eşi Ü. Zengin gözaltına alındı. İfadeler doğrultusunda Sait Zengin'in bir arkadaşı ile Çanakkale'de yaşayan diğer oğlu A. Zengin de jandarma ekiplerince gözaltına alındı.

Otopsinin ardından toprağa verildi

Jandarmadaki ilk sorgusunda olayı kendisinin işlediğini itiraf eden Sait Zengin, oğlu ile ormanlık alana su kuyusu açmak için gittiğini söyledi. Oğlunun üvey annesi olan eşi Ü.Zengin'e tecavüz ettiğini iddia eden Sait Zengin, kuyudaki çalışma sırasında çıkan tartışmada Aydın Zengin'in kendisine tüfek doğrulttuğunu öne sürdü. Bunun üzerine yaşanan boğuşmada tüfeğin ateş aldığını, oğlunun vurularak öldüğünü, korktuğu için de cesedi su kuyusuna gömdüğünü söylediği iddia edildi.

Şüphelilerin jandarmadaki sorgularının ardından adliyeye sevk edilmesi beklenirken, Aydın Zengin'in cansız bedeni ise yapılan otopsinin ardından köyüne götürülerek toprağa verildi.

Sertaç Özdemir - Emrecan Bayram - Onur Altındağ

Olay, 19 Mart Cuma günü, Bakırköy Şenlikköy Mahallesi Nar Sokak'ta lüks bir sitede yaşandı. İddiaya göre, 3 şüpheli bir siteden içeri girip gözlerine kestirdikleri bir daireye girdiler. Daha sonra, dairenin içerisinde buldukları bir kasayı yanlarında getirdikleri bavula koyup uzaklaştılar. Evlerine giden ev sahipleri durumu anlayınca hemen polise ihbarda bulundular. Kasanın içerisinde 100 bin TL değerinde, elmas küpeler, kolyeler ve çok sayıda altın ve kol saati olduğu öğrenildi.

<img alt="" src="cdn.iha/Contents/pool_file/2021/13/1692_88afd62b-0dd3-438b-8289-1b81c169dc8a.jpg"/>

Kayseri'ye kaçtılar kıskıvrak yakalandılar

İhbar üzerine harekete geçen Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amirliği çevrede bulunan güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Şüphelilerin önce eşkali daha sonra kimliği tespit edilerek, olayı gerçekleştirdikten hemen sonra Kayseri'ye gittikleri tespit edildi. Kayseri'ye giden Sevda T. (25), Serdar T. (32), Metin D. (24) ve Duygu Ç. (17), 29 Mart tarihinde yapılan eş zamanlı operasyon neticesinde kıskıvrak yakalanarak Asayiş Şube Müdürlüğü'ne getirildi. Ayrıca, Sevda T.'nin hırsızlık suçlarından 7, Serdar T.'nin 13, Metin D.'nin 4 ve Duygu Ç.'nin 1 suç kaydı olduğu belirlendi.

<img alt="" src="cdn.iha/Contents/pool_file/2021/13/49794_bfb5942a-ea0b-4ea3-b3f1-c07cc15c22a7.jpg"/>

2 şahıs tutuklu

Şüpheliler emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildiler. Adliyeye sevk edilen Serdar T. ve Duygu Ç. mahkeme kararıyla tutuklanırken, diğer iki şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Saniye saniye kaydedildi

Öte yandan, güvenlik kameralarına, Duygu Ç.'nin yanında getirdiği bavulun içine koyduğu çelik kasayı taşıma anı saniye saniye kaydedildi.

Yangın, saat 17.00 sıralarında Kağıthane Hamidiye Mahallesi'ndeki bir site içerisindeki binada çıktı. Edinilen bilgiye göre, 14 katlı bir binanın çatı katında henüz bilinmeyen bir sebeple yangın çıktı. Yangını gören vatandaşlar hemen itfaiye ekiplerini arayarak ihbarda bulundu. Olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. Yangın kısa sürede kontrol altına alınırken vatandaşlar büyük korku ve panik yaşadı. Sokağa dökülen vatandaşlar yangını cep telefonları ile görüntüledi. Yangın söndürme çalışmaları esnasında yaşlı bir kadın yakınları tarafından binadan dışarı çıkartıldı. Olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Olayla ilgili polis inceleme başlattı.

Ömer Faruk Yıldız - Doğan Can Cesur