You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Yazar: PeRi
[Resim: 3556516.jpg] Oğuzhan ve Esra Demir çiftinin ilk bebekleri olan Mirzahan Demir, 5 aydır ilik nakli bekliyor. T hücresel tipi ALL olarak isimlendirilen akut lönfeblastik lösemi hastalığıyla uğraş eden Mirzahan Demir için ailesi çağrıda bulundu. Kuvvet günler geçirdiklerini belirten Anne Esra Demir, "Sesimizi herkese duyurmaya çalışıyoruz. Bu bundan böyle bizim hayatımızı etkiliyor. 5 aydır hastanedeyiz ve aradığımız Mirza'nın kalıtımsal ikizi bulunamadı. Aradığımız genetik ikizinin bulunması için takviye bekliyoruz. Bağışların sisteme geçmesi ve işlenmesi de belirli bir vakit alıyor. Zaman her geçen gün aleyhimize işliyor. Bir an önce ilik naklinin gerçekleşmesi için Türk - Kök havuz sistemi havuzunun genişletilip yeni insanların bağışçı olarak eklenmesi gerekiyor. İnsanlardan ricam, bu durumu kavramak için başınıza gelmesini beklemeyin. Şu an bu hastane köşesinde bekleyen siz ya da bir akrabanız da olabilirdi. İnsanların bu hassasiyeti gösterip en yakın Kızılay merkezine giderek 3 tüp kan verip ‘Kök gözenekli olan bağışçısı elde etmek istiyorum' demeleri yeterli. Eğer uygun bir eşleşme sağlanırsa bizlere umut oluyor. Her katılan birey için ‘Bilmiyoruz olur ya de o birey sensin' sloganıyla yola çıktık. İnsanlardan alınganlık bekliyoruz. Yaşadıklarımız gerçekten zor. 5 aydır hastanedeyiz. Kemoterapi alıyoruz, güç günler geçirdik. Bunun çözümü bizim satın alabileceğimiz bir şey yok, kimde olduğunu bilmiyoruz. Adamakıllı gönüllük esasıyla insanların bağışçı olarak ortak bir havuz sistemine bağışta bulunmalarını rica ediyoruz. Çocuğumuzun uyumlu donörünü bulmak istiyoruz. Bağışçılardan ricam, çevresindeki kişilere bu işlemin şiddet bir işlem olmadığını anlatsınlar. Mirzahan sizi bulamaz o daha fazla ufak fakat siz Mirzahan'ı bulun ve ona umut olun" diye konuştu.

"Bağışçı olacak birey lösemi hastasının çektiği acıların 5 dakikasını bile yaşamayacak" Bebeğin babası Oğuzhan Demir ise, "Bağışçı olacak birey bir lösemi hastasının bütün hayatı boyunca çektiği acıların 5 dakikasını bile çekmeyecek. şu anda o kim bilmiyoruz ama buradan o kişilere sesleniyorum. Bugünün bağışçısı yarının alıcısı olabilir. Çocuklara bir ışık olun, sizler gibi olsunlar ileride. Biz de ilik nakli neticesinde hastane köşelerindeki bekleyişimizi sonlandırıp dinç bir şekilde hayatımıza dönelim" biçiminde konuştu.

"Türk-Kök'teki kayıtlarımızın artırılması gerekiyor" Bebeğin durumuna ve kök hücre bağışının önemine değinen VM Medical Park Samsun Hastanesi'nde görevli Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Davut Albayrak, "Mirzahan bebeğe kemik iliği nakli yapmayı planlıyoruz. Donör taramaları devam ediyor. hemen halen donör bulamadık. Bu durumda donör havuzunun genişlemesi gerekiyor. Akraba dışı donör havuzumuzun genişlemesi için Türk -Kök'teki kayıtlarımızın artırılması gereklidir. Bunun için aklıselim vatandaşlarımız Kızılay'a kan bağışı yerine getirmek için başvurdukları zaman, ‘Kemik iliği vericisi de elde etmek istiyorum' derlerse kendilerinden 2 tüp kan alınacak. Bu 2 tüpün analizi ile ortaya çıkan doku grupları Türk - Kök tescil merkezinde kayda geçiyor. sonra sizin doku grubunuz bilgisayarda hastalarla eşleşirse o zaman kemik iliği bağışında bulunmak üzere çağrılıyorsunuz. Bu şekilde hastanın hayatında fazla kayda değer bir değiştirme yapmış oluyorsunuz. Bir canı her yerde hayata kavuşturuyorsunuz. Bu hassasiyeti bizim de göstermemiz son derece önemlidir. Avrupa ülkelerinde oldukça geniş donör havuzları var. Bizim de aynı oranları yakalamamız önemlidir. Türk - Kök sisteminde son dönemde özellikle manâlı bir havuz oluşmuş durumdadır. Aferez ile kök hücreli bağışında bulunmak istiyorsanız, trombosit toplanan cihazla aynı şekilde bağlanıyor. Damarınızdan kan çekiliyor. Kök hücresi ayrılıyor. Kanın geri kalanı size baştan geri veriliyor. 2 ya da 3 saatlik sürede kan alınıp verilerek işlem tamamlanıyor" ifadelerini kullandı.

Furkan Abrek Ünal- Murat Baş

 

iha
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: PeRi
[Resim: 3556867.jpg] Kepez ilçesinde bir motosiklet seyir halindeyken bir anda yanmaya başladı.

[IMG]cdn.iha/Contents/pool_file/2021/03/69677_aw224050-03.jpg[/IMG]

iha
Forum: Gündem
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: PeRi
[Resim: 3556884.jpg] Durum Rize Merkez'de bağlı Cumhuriyet caddesinde meydana geldi. Alınan bilgiye takriben, bir meslek yerinin tabelasını başkalaştırmak isteyen reklam şirketi sahibi Aslan Yıldız (38) ve çalışanı vinç sepetine binerek çalışmaya koyuldu. 2 kişi bu sırada vinç sepetinin dönmesi ile yere düştü. Yere düşen şahıslardan reklam şirketi sahibi Aslan Yıldız kafasını kaldırıma çarptı. Afiyet ekiplerinin müdahalesinin gerisinde hastaneye kaldırılan Aslan Yıldız tüm müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Öteki kişinin durumunun iyi olduğu öğrenilirken, alıştırma sırasında meslek güvenliği olmadığı iddiasıyla ilgili soruşturma başlatıldı.

[IMG]cdn.iha/Contents/pool_file/2021/03/85197_aw224021-03.jpg[/IMG]

iha
Forum: Gündem
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: PeRi
[Resim: 3555853.jpg] Toplumun yüzde sekseninde minimum bir diş eksiği bulunduğunu düşünürsek implant tedavisini olan ilginin son derece doğal olduğunu anlarız. Kolay bir vida gibi görünen implantlar gerçekte çoğu insanın hayatında fazla manâlı değişikliklere sebep olmakta. Örneğin eksik dişleri olan bir kişi senelerdir çaya batırıp yumuşatarak yiyebildiği bir simidi, implant tedavisinden daha sonra rahatlıkla çiğneyerek yiyebilmekte. Bu kolay detaylar bile implant tedavisinin bu şekilde yaşamak zorunda kalan şahısların hayatında ne büyük değişikliklere sebep olduğunu anlatmakta. İmplant tedavisinden önce diş eksikliklerini giderme yöntemleri huzursuz tedavilerdi. Eğer hasta bir kadınsı yetersiz ise o eksikliği önündeki ve arkasındaki dişleri kesip köprü yaparak çözebiliyordu. Ancak implant tedavisi ile birlikte sadece bir tane vida ile boşluğun önündeki ve arkasındaki dişleri hiç dokunmadan, onlara hiç hasar vermeden çok estetik ve kullanışlı bir diş yapabiliyor. Peki, bu tedavi nasıl yapılmakta? Ağrılı bir çare mi? Daha önemlisi kemik erimesi olan hastalar için de diş implant tedavisi yapılabilmekte midir? Bu anlamda merak edilen çoğu soruyu Sanita Sıhhat Grubu Kurucusu ve Medikal Direktörü Dişçi Hasan Serhat Aydilek cevapladı.

   [IMG]cdn.iha/Contents/pool_file/2021/03/87744_hasan-aydilek-sanita.jpg[/IMG]

iha
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: PeRi
[Resim: 3556485.jpg] Bünyesinde bulunan apiterapi, akupunktur, fitoterapi, ozon tedavi, mezoterapi, larva, kupa ve hacamat tedavileri ile şifa dağıtan Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi GETAT Merkezi, korona virüs döneminde de çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Sağlık Bakanlığı göre kayıtlı yönetmelikler kapsamında bilirkişi hekimler gözetiminde uygulanan çare yöntemleri çoğu hastalığa şifa oluyor.

GETAT Merkezi hakkında data veren Doç. Dr. Övünç Öztürk, "GETAT'ta bizim uyguladığımız çok ayrı yöntemler mevcut. Bu yöntemlerin içerisinde mekanik, biyolojik ve psikolojik yöntemler de mevcut. Dolayısıyla çoğu alana hitap eden bir metodoloji havuzu. Akupunktur bunlardan birisi. Merkezimizde uyguladığımız sülük tedavisi, bioterapiler içerisinde yer alan apiterapi, larva tedavisi, hacamat kupa yöntemleri, mezoterapi yöntemleri gibi öbür ayrı metotlarımız mevcut. Bunların dışarıda bioterapilere birazcık daha detaylı girmek istiyorum çünkü özel alaka alanım. Mesela apiterapi, özellikle bal arılarının ürettiği bazen kendilerinden de yararlandığımız ürünler var. Arı zehri, bal, polen, propolis gibi bazı maddeler var. Bunları yerinde kişilere yönetmelik zarfında uygulayabiliyoruz. Hirudoterapi dediğimiz sülük uygulaması var, burada da tıbbı sülükleri kullanıyoruz ve yeniden mevzuat dahilinde bir takım endikasyonlar ve kontrendikasyonları göz önünde bulundurarak uyguladığımız tedaviler bütünü. bunun dışında yeniden larva tedavisi dediğimiz bir sinek larvası tedavisi var. Bu da iyileşmek bilmeyen, kronikleşmiş yaralar, tekrar bir takım dünyada kullanılabilen kozmetik uygulamalar uygulanabilen yöntemler mevcut. Türkiye'de şu an yönetmelik kapsamında sadece kronik yaralar, kapanmayan yaralar üstünde kullandığımız bir usul çeşidi. GETAP merkezi Türkiye'de fazla fazla değil. Bu yöntemler başlıca bilinmeyen, duyulmayan, bilinse bile hatalı bilinen yöntemler sahiden. Biz bunlara tıbbi bir zemin eşliğinde halkımıza kanıta dayalı olarak bu tedavileri uygulamaya başladık. Uygulamaya devam edeceğiz. 2014 yılında bir yönetmeliğimiz çıktı. Bu mevzuat dahilinde 15 tane metodolojimiz var. Birazcık önce saydığım metodolojilerin açık havada başka metotlar da var. Bunlar da ileride bizim merkezimizde uygulanacaktır. Vatandaşlar hasta olsun ya da olmasın bizden data olmak veya uygulama yaptırmak nedeniyle 182'yi yani MHRS'yi arayarak bizden randevu alabilir veya gönder bize dilekçe yapabilir. Bizim burada gün içerisinde ekibimiz zaten kalabalık. 6 tane doktorumuz var. Yardımcı sağlık personelimiz var. Biz kendilerini karşılıyoruz. Gereken her şeyi anlatıyoruz. Hastalara ne uygunsa, ne uygun değilse bunları ortak görüşüp tedaviye başlayabiliyoruz" dedi.

[IMG]cdn.iha/Contents/pool_file/2021/03/61915_aw223722-07.jpg[/IMG]

iha
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: PeRi
[Resim: no-image.jpg] Kurumsal Kaynak Planlama (Enterprise Resource Planning - ERP) bilgi güvenliği ve ahenklilik çözümlerinde dünyanın önde şirketlerinden biri olan Appsian, İstanbul'da yeni bir büro açarak milletlerarası alandaki varlığını genişlettiğini bildirdi. Bahşedilen bilgiye takriben yeni ofisin açılışı, şirketin SAP, PeopleSoft ve Oracle EBS gibi ERP uygulamaları için yenilikçi bilgi güvenliği ve analiz çözümlerini gelişmekte olan Türkiye ve Orta Doğu pazarlarına taşıyacak. Türkiye ofisine Yönetici Müşterek olarak atanan Cenk Bıçakçı'nın, şirketin uluslararası genişlemesini hızlandırmaya ve alıcı ilişkilerini geliştirmeye odaklanacağı belirtildi.

Ofisin Türkiye'de açılmasını değerlendiren Appsian CEO'su Piyush Pandey, "Türkiye ve Orta Doğu'daki uluslararası varlığımızı genişletme kararı, işlerimizi büyütme stratejimizde akılcı bir adımdı. Pazarda ERP data güvenliği ve ahenk çözümlerimiz için mucizevi talep görüyoruz ve artık emniyet yöneticilerinin karşılaştığı büyüyen zorlukların üstesinden gelecek konumdayız. GDPA (Küresel Bilgi Koruma Ajansı) ve KVKK (Türkiye Bireysel Verileri Koruma Kanunu) kurumların bireysel veriler çerçevesinde yerinde güvenlik önlemlerini uygulamalarını gerektirmektedir. Şirketimizin Türk ekibi, bilgi erişimi ve kullanımına ilişkin görünürlüğü artırarak GDPA ve KVKK armoni çabalarını çabuk bir şekilde takip edebilecek. Bu, eski ERP sistemlerinde şu anda bulunmayan bir özelliktir" şeklinde konuştu.

Appsian Türkiye Idareci Ortağı Cenk Bıçakçı ise şöyle konuştu: "Şirketin bir parçası olmaktan coşku duyuyorum. Ekibimiz, Türk müşterileri için ERP sistemlerini tatbik konusunda 50 yılı aşkın tecrübe sunuyor. Şirketimizin birinci derslik data güvenliği ve inceleme ürünlerini müşterilerimize sunarak stratejik güvenlik ve armoni girişimlerini gerçekleştirmelerine takviye olmayı sabırsızlıkla bekliyorum".

iha
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: PeRi
[Resim: 3556684.jpg] Bariz çene hattı, ameliyatsız gıdı estetiği, doğal dudaklar ve botoks hakkında bilgiler veren Estetik Doktoru Elif Benar, 2021 trendlerini paylaştı. "Daimi olmayan botoks ve dolgu uygulamaları her yıl yeni trendler oluşturuyor. 2021 yılının en trend estetik uygulaması bariz çene hattı olacak” diyen Benar,” Yüz hatlarının çene ile düzenli olması için bilirkişi dokunuşu gerekir. Çene dolgusu, abartıya kaçmadan kişinin; ağız, yüz ve diş anatomisi dikkate alınarak uygulanmalıdır” dedi. Benar, yüzün daha ince ve kemikli görünmesini karşılayan bu tedavinin popülerliğini önümüzdeki yıllarda da koruyacağını belirtti.

Ameliyatsız gıdı estetiği Bu sene büyüyen video konferans görüşmeleri, insanların daha aşağı yüz ve gıdı bölgesine odaklanmasına sebep oldu. Elif Benar, ameliyatsız yapılan gıdı eritme işlemelerinin de arttığını dile getirdi. Benar, “Gıdı, çeneden başlar ve boynun alt taraflarını sarar. Çene altı sarkması olarak da bilinir. Gıdının nedenleri arasında; genetik, beceriksiz ya da aşırı besin, hormonal rahatsızlıklar, zararlı alışkanlıklar ve yaşlanma yer almaktadır.

Gıdı tekrar tekrar aşırı kilolu kişilerde görülmez. Ara Sıra kuvvetsiz kişilerde de çene altı sarkmasına rastlanır. Z kuşağının yaşam biçimi göz önüne alındığında gıdı probleminin neden yükselme gösterdiği de netlik kazanmıştır” diye konuştu.

Doğal dudaklar Elif Benar, şu bilgileri verdi: “Önceki trendlere göz attığımızda, dudak estetiğinde hacim ön plandaydı. Halen önemli bir kitle bu trendi sürdürse de 2021 yılında doğal dudaklar ön plana çıkıyor. Dudak dolgusu minimal bir uygulama olmasına karşın kişinin yüz hatlarında çok büyük farklar oluşturmaktadır. Dudağa hacimden ziyade şekillendirmek yeni trend oldu.

Botoks vazgeçilmezliğini 2021'de sürdürecek Botoks, geçmiş senelere bakıldığında 40 yaş ve üstü kesimin tercih ettiği bir gençleşme yöntemiydi. Çünkü o dönemlerde botoks, sadece buruşukluk gidermek için uygulanan bir usul olarak biliniyordu. Alındaki derin çizgileri gidermesi, kaş kaldırma işlemi ve daimi olmayan botoks ile birlikte trend değişmeye başladı.”

Türk hekim Elif Benar, Londra'da daha genç hastaların botoks uygulamalarına olan ilgisinin arttığını belirtti. Benar, “20'li yaşlarda birçok kişi botoks uygulaması için geliyor. Botoks doğruca kaşlar daha kalkık, canlı ve cazibeli bir yüz ifadesi elde edilebiliyor” biçiminde konuştu.

iha
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: PeRi
[Resim: 3555737.jpg] Salgın sebebiyle İstanbul Havalimanı'nda kurulan ve 24 saat yolculara hizmet veren deneme merkezinde PCR testinin yanında antikor ve antijen testleri de yapılmaya başlandı. Tedbir amaçlı antikor ve antijen testi yaptırmak isteyen yolcular, uçuş öncesi havalimanında bu hizmetlerden yararlanabilecekler. Havalimanında antikor testi yaptıran yolcular, daha önce korona virüs geçirip geçirmediklerini denetim edebilecekler. Bir öteki hizmet olan antijen testi ile de yolcunun hasta olup olmadığı belirlenecek. Yolcular bu testlerin sonuçlarını İstanbul Havalimanı'na kurulan test merkezlerinde en fazla 4 saat içerisinde alabilecekler.

[IMG]cdn.iha/Contents/pool_file/2021/03/14384_aw223095-06.jpg[/IMG]

iha
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: PeRi
[Resim: 3555989.jpg] Geliştirilen solüsyonların antimikrobiyal ve antivirütik etkileri ise Uludağ Üniversitesi ve Çukurova Üniversitesinden akademisyenlerin iş birliğiyle gösterildi.

Uludağ Üniversitesi Mikrobiyoloji laboratuvarlarında çalışmalar yapan Doç. Dr. Şehime Gülsün Temel, Opr. Dr. Ahmet Ümit Sabancı ve Uludağ Üniversitesi Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cüneyt Özakın virüsü en ince ayrıntısına kadar öldüren solüsyon geliştirdi.

Geliştirilen solüsyonların antimikrobiyal ve antivirütik etkileri ise BUÜ ve Çukurova Üniversitesinden akademisyenlerin iş birliğiyle gösterildi. Çalışmada, solüsyonların bakteri ile virüslerin üremesi ve çoğalmasını durdurduğu tespit edildi.

"Virüsü 1 dakikada öldürdüğünü gözlemledik"

Çalışmalarını korona virüs salgını öncesi koruma amacı güderek yaptığını bildiren Opr. Dr. Ahmet Ümit Sabancı, “Solüsyonun anti bakteriyel etkinliği olduğunu Cüneyt hocamla birlikte gösterdik ve bu solüsyonu pandeminin başlamasıyla beraber öteki etkileriyle bir yola sokabilirmiyiz diye düşündük, Covid-19 üzerine çalışmaya karar verdik. Yaptığımız incelemeler sonucunda virüsün 1 dakika içerisinde öldürüldüğü görüldü. Bunun üzerine yeni bir ağız ve burun spreyi, koruyucu aygıt geliştirmeyi düşündük. sonra bunları biyo uyumluluk testlerine gönderdik. Yaptığımız çalışmalarda ağız ve burun dokusu üzerinde keza virüsü öldürdüğü, keza de iyileştirdiği saptandı. Virüsün bulaşma noktaları ağız ve burun olduğu biliniyor. Kısa sürede virüsün ölmesi çağrıda bulunmak, hücrenin içine girişini alıkoymak. Bunu kullandığımızda virüsün sayısını azaltır. Bulaşımı da engellerse bizim için iyi bir koruyucu olur" dedi.

"Hücrelere zarar vermediği için güvenle kullanılır"

Uzun uğraşlar sonucu geliştirilen solüsyonla ilgili bilgi veren Doç. Dr. Şehime Gülsün Temel, “Geliştirilen ürünün sarsCov2 virüsü üstünde etkin olacağını düşündüm ve direkt Ümit beyi aradım ve serüvenimiz başladı. Çalışmamızda Adana Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Agantem Genetik Araştırma Merkezi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Durağan Bişkin ile birlikte korona virüs bakterisini 1 dakika içinde öldürdüğünü gösterdik. Bunu gösterirken de en önemlisi insanın kendi hücrelerine, mukozada bulunan epitel hücrelerine zarar vermediğini gösterdik. Hatta bu hücreleri iyileştirici bir etkisi olduğunu da gösterdik. Dolayısıyla bunun insan hücrelerine hasar vermediği için güvenle kullanılabileceği anlamına geliyor” dedi.

"SARS-COV2'ye aleyhinde öldürücü etkisi olduğunu gördük"

Uzun yıllar sanayi için antimikrobiyel etkinlik testleri yapan Uludağ Üniversitesi Tıbbi Mikrobiyoloji Esas Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cüneyt Özakın ise, “İki yıl kadar önce Ümit bey bir solüsyonla geldi. Bunun antimikrobiyal etkinliğinin test edilmesi için. Bu solüsyon doku iyileşmesi, enflamasyonun önlenmesi gibi bir takım etkileriyle kullanılabilen bir üründü kendisi kadar. Uluslar arası standartlara dayanan deneme metotlarıyla gösterdik. Bu süreçten sonradan ürünün üstünde yeni gelişmeler kaydedildi. Yeni teknolojik uygulamalarla ürün ayrı özellikler kazanmaya başladı. Etkileri daha uzun süreli ve kalıcı olmaya başladı. Geliştirilen ürünün esas maddesi yıllardır bildiğimiz bir maddeydi. Oysa insan sağlığı açısından kullanımında sıkıntılar vardı. Daimi bir etkisi yoktu, süratli bir şekilde yapısı bozuluyordu, etkinliği ortadan kalkıyordu. Bu nano-teknolojik uygulamalarla beraber keza başvuru formu boyutlarındaki değişim, keza bağlandığı özel moleküller yoluyla etkisinin uzun sürmesi ayrıca de biyo harmoni dediğimiz insan doku ve hücreleriyle etkileşmeden, zarar vermeden etki gösteriyor olması bunun insan sağlığında kullanılabilir ayla gelmesini açısından bize olanak verdi. Bu süreçte testlerimiz devam ederken antiviral etkinliğini deneme etme ihtiyacı duyduk lakin genel virüslere karşısında etkinliğini test etmek için bağlantı kurarken korona virüs dünyada etkin olmaya başladı. Odak konumuz SARS-COV2 virüsü oldu. Bizde korona virüsle ilgili olarak etkisinin olduğunu kullanmak için Şehime hocamın ve Çukurova Üniversitesindeki Uyuşuk hocamın yardımıyla testler yaptık. Bakterilere, mantarlara ve bilhassa SARS-COV2'ye karşısında öldürücü etkisinin olduğunu ortaya koyduk” dedi.

Ali Kamur

 

iha
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: PeRi
[Resim: 3546852.jpg] Pandemi sağlıktan sosyal hayata dek pek çok alanda etkilerini gösterirken, e-ticaret son yılların en yoğun süreçlerini yaşadı. Mağazacılığın online ortama taşınması ile böylece çok kişi e-ticaret alışverişi ile tanıştı. E-ticarete yönelim ile birlikte özellikle güvenilir alt yapıları olmayan siteler arttı ve yeni üçkâğıt yöntemleri de gelişti. Pandemi döneminde alışveriş rutinini mecburen online platformlara içeren şahısların dolandırıcıların kurbanı olmaması ve işletmelerin de daha güvenilir olabilmesi için Sistem, Ağ ve Emniyet Uzmanı Aytaç Kömür dikkat ve önlemleri açıkladı. Sistem, Ağ ve Güvenlik Uzmanı Aytaç Kömür konuyla ilgili, “E-ticaret siteleri hayatımızda pandemi ile birlikte yükselen bir layık oldu. Pazaryerleri açık havada minik işletmeler de bu dönemde e-ticaret alanında var olabilmek adına çalışmalar yürütüyor. Bu yönelim beraberinde emniyet zafiyetlerini de getirdi. Özellikle yeni kurulan e-ticaret sitelerinde en kayda değer eksiklerin başında daha alçak inşa yetersizliği ve buna yan güvenlik açıkları yer almaya başladı. Güvenlik açığını önlemede yetkisiz kalan küçük işletmeler büyük pazaryerleri ile kapışırken, bu açık da dolandırıcıların hedefi oldu. Emniyet zafiyetlerine yol açan etmenler arasında ise seri ve ucuz e-ticaret sitesi kurma amacı yer alıyor. Bu noktada uyarı edilmesi gereken birincil meslek öncelikle pazaryerlerinde yer alarak e-ticarete giriş gerçekleştirmek ve kurum web sitesinin alt inşa çalışmalarını tamamlamaktır. Bu esnada kendi web sitenizle e-ticaret kurulumunuzu güvenilir bilirkişi birey/kurumlarca gerçekleştirmektir. E-ticarette pandemi ile büyüyen talebe karşılık tahsis etmek isteyen küçük işletmeler, büyük pazaryerleri ile yarıştırmak yerine onlarla birlikte sürece adapte olursa hem marka/kurum güvenilirliğini ayrıca de online alışveriş dinamiklerine uyumu sağlar. Büyük pazaryerlerinin senelerdir süregelen rekabetleri ve rekabeti dengelemek için yaptıkları alt yapı çalışmaları tamamen emniyet zafiyetleri büyük oranda giderildi. Büyük pazaryerlerinin alışveriş trafiğini yakalamaya çalışan küçük işletmelerin en kayda değer yanılgısı tüketiciyi sosyal medya uygulamaları aracılığıyla çekebileceğini düşünme ve güvenilir siteyi kurmadan algısını oluşturmaya çalışmalarıdır. Şu Anda pandemi etkisiyle artan reklam çalışmalarıyla tüketicileri sitelerine çekmeye çalışırken, daha aşağı inşa eksikleri nedeniyle de güvenilirliklerini kaybedebiliyorlar. Bu noktada ayrıca alışverişi gerçekleştiren tüketicilerin ayrıca de e-ticaret markalarının uyarı etmesi gereken kurallar bulunuyor” dedi.

Güvenlik zafiyetlerinin e-ticaret alanında dolandırıcıların hedefi olduğunu da belirten Aytaç Kömür “Siteniz güvenli değilse kopyalanmaya ve dolandırıcılığa açık ülkü kazanç. E-ticaret sitenizi kurarken emniyet zafiyeti olmamasına dikkat etmeniz, bunun için emniyet açıklarını zorunlu testlerle sağlamanız önemlidir. Huysuz durumda güvenlik açığınızın mağdurlarının şikâyetlerine maruz kalırsınız” diye konuştu.

Kömür, “Pandemi döneminde gelişen e-ticaret yönelimine aleyhinde hem tüketicilerin dolandırılmamak hem de yeni sanal mağaza kuran markaların güven duygusu oluşturması için dikkat etmesi gereken hususlar bulunuyor” diye ekledi ve hususları şu şekilde açıkladı:

“Minik işletmelerin/markaların e-ticarete antre yaparken uyarı etmesi gereken hususlar; E-ticarete girecek küçük işletmeler veya kurumlar ilk önce pazaryerlerinden markalarının adını duyurmalı, mağazalarının bilinirliğini arttırmalı ve tüketicilerde güven algısı oluşturmalıdır.

Küçük işletmelerin bir öteki önemli ödevi site kurulumu yaptırırken e-ticaret daha alçak yapısını güvenle oluşturmaktır, bu sebeple bilmedikleri ucuz hizmet sağlayıcılardan web site ve daha alçak yapı çalışma hizmetini almamalarıdır.

Kendilerini, markalarını, hakkında alanlarını, iade ve satın alma süreçlerini disiplinle açıklayarak tüketicinin sitede mağazayı güvenilir bir ortamda gezmesini sağlamaktır.

Tüketicilerin e-alışveriş yaparken dikkat etmesi gereken ödevler ise;

Alışveriş yapacakları web sitesinin adres kısmında belirli site sertifikasını denetleme ederek, güvenlidir ibaresini görmeleri gerekiyor. Ast bu sertifikanın tek başına tatmin edici olmadığını da bilmelidirler.

Instagram vb sosyal ağ uygulamaları üzerinden kapıda ödeme dışarıda kredi kartı veya banka kartı ile alışveriş yapmamaları, yapacakların ise sanal kart kullanarak tehlikesiz operasyon sağlamaları gerekmektedir. Kapıda ödeme işlemleri de kullanılan üçkâğıt yöntemleri arasında yer aldığından büyük pazaryerleri hariç tercih edilmemelidir

Özellikle küçük işletme olduğunu düşündükleri bütün markaların web sitelerini ve büyük pazaryerlerindeki varlığını kontrol etmelidirler.

Whatsapptan alışveriş yapmamalı, e-ticaret sitesi üzerinden delil yaratıcı sözleşmeli alışverişi seçim etmelidirler. Unutulmamalıdırlar oysa faturasız işlemler tescil dışını artırmaktadır ve alışveriş için delil oluşturacak evrak olmadan alışveriş sonrası hizmetlerden de yararlanamayabilirler.

Tek bir başlıca sayfa içerisinde pek fazla bilgiyi vermeye çalışan, sadece telefon ya da whatsapp uygulaması olan web sitelerden kuşkusuz alışveriş yapılmamalıdır. Kullanıcıya doğru tanıtımı yapamayan, seçenek sunamayan bir işletme/kurumda ürün iade işlemlerinde de muhatap bulmak bazen imkansız olabilir.

Küçük işletmelerin web sitelerinde bilhassa mesafeli satmak sözleşmesini mutlaka okuyarak alışverişlerini tamamlamalıdırlar, haklarının haberdar olmalıdırlar! Her alışveriş sonrası bankalarının hesap ekstrelerini aplikasyon üzerinden denetleme etmelidirler.

Bilgisayar ya da telefonda emin aktüel yazılımlı anti virüs programı seçim etmelidirler. Alışveriş sitelerine banka kartlarını kayıt etmemelidirler.

Alışverişi ilgilendiren sorular dışarıda özel ve bireysel sorularla karşılaştıklarında o siteyi terk etmeli, cevaplamamalıdırlar. Çünkü alışveriş ile ilgisi olmayan sorular siber suçların daha aşağı yapı çalışmalarından biri olabilir. Özellikle KVKK zarfında özel bilgileri alışveriş yapılan siteler güvenilir ise istememektedir.

her zaman belirli bir üçkâğıt yöntemi olan Oltalama- Phishing yöntemiyle kandırılmamak için taklit site olup olmadığı kontrol edilerek alışveriş yapılmalı, antre ve kart bilgileri paylaşılmalıdır.”

iha
Yorumlar Yorum Yok

Hoşgeldin, Ziyaretçi

Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Forumda Ara

Forum İstatistikleri

Toplam Üyeler: 97
Son Üye: xXx
Toplam Konular: 3,783
Toplam Yorumlar: 3,937

Kimler Çevrimiçi

Toplam: 42 kullanıcı aktif Bing, Google
0 Kayıtlı
» 40 Ziyaretçi

Son Aktiviteler

ANKARA BAHÇELİEVLER ÇİLİN...

Son Yorum: emreanahtar 9 saat önce

Gaziantep Çocuk Psikoloğu...

Son Yorum: aysuyigiter Dün, 07:43 AM

Gaziantep Psikolog Klinik...

Son Yorum: aysuyigiter Dün, 06:31 AM

Yatta Evlilik Teklifi: İs...

Son Yorum: nullsix 05-08-2025, 06:13 PM

Ankara Dermatolog: Cilt S...

Son Yorum: nullsix 05-08-2025, 05:48 PM

Türkçe Testleri

Son Yorum: nullsix 05-07-2025, 07:38 PM

Rüya Tabirleri

Son Yorum: nullsix 05-07-2025, 07:33 PM

Bursa Logo Yazılım ve Log...

Son Yorum: nullsix 05-06-2025, 05:11 PM

Mersin Site Yönetim

Son Yorum: nullsix 05-05-2025, 07:35 PM

Site Yönetim Şirketleri

Son Yorum: nullsix 05-05-2025, 07:26 PM

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Forumki.Com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.