Özel Medicana Bursa Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Adnan İpçioğlu, "Göz kızarıklığı göz hastalıklarında sık görülen belirtilerinden biridir. Eğer kişide göz kızarıklığı varsa mikrobik konjonktiviler ilk aklımıza gelen sebeplerden olsa da korona virüse alt konjonktivit olacağı çoğumuzun aklına gelmezdi. Covid-19 pandemisi ile uğraş ettiğimiz şu günlerde göz kızarıklığı olan kişilerde birincil düşünmemiz gereken sebeplerden biri de korona virüse alt konjoktivittir. Covid-19 hastalığında en sık görülen bulgular alev, öksürük, solunum yetmezliği, kırgınlık olsa da bu hastaların yaklaşık yüzde birinde göz kızarıklığı da görülmektedir. Korona virüse emrindeki konjonktiviti öteki viral konjonktivitlerden yarmak ilk bakışta mümkün olmamaktadır." dedi.

Covid-19 pandemisini yaşadığımız bugünlerde göz kızarıklığı olan bir kişinin Covid-19 hastalığı açısından da sorgulanması gerektiğini gösteren İpçioğlu, "Eğer bulaşma düşünülürse enfeksiyon hastalıkları ile konsulte edilmelidir. Göz kızarıklığı şikâyetinin varlığında hastalığın başlangıç döneminde olabileceği ve özellikle korona virüslerin çok bulaşıcı özelliğinden nedeniyle hastalığı yayma tehlikesi çok önemlidir. Göz kızarıklığı olan hastaların da bir Covid-19 şüphelisi gibi diğer bulgularda ateş, öksürük, nefes darlığı sorgulanmalıdır. Testleri fazla çıkan hasta rutin çare protokolleri uygulanmaktadır. Alerjik konjonktivite tabi oluşan göz kaşıntısı korona virüs hastalığının bulaşmasında, yayılmasında önemli bir sebep olabilir. Alerjik rahatsızlığı olan şahısların göz ve burun kaşıntısına tabi yüzüne ve gözüne dokunma oranları daha pozitif olduğu için bulaş riskleri daha fazladır. Covid-19 hastalığının önlenmesindeki en kayda değer aşamanın korunma olduğu bilinmekte; bu yüzden alerjik konjonktivi olan hastalar tedavilerine en fazla özen göstermelidir. İlaçlarını ve diğer koruyucu önlemleri almada azami özeni göstermelidirler." diye konuştu.

Göz kuruluğu olan hastaların korona virüsü göz aracılığıyla almaması için Op. Dr. Adnan İpçioğlu şu önerilerde bulundu: "Pandemi nedeniyle evde kaldığımız şu günlerde vaktimizin çoğunu ekran başında veya cep telefonu ile geçirmekteyiz. Bu şart yeniden göz kaşıntısına sebep olan göz kuruluğunu tetiklemekte ve kaşınmaya alt elimizi daha çok yüzümüze gözümüze götürmemize sebep olmaktadır. Bu sebepten dolayı göz kuruluğu olan hastalar tedavilerine bugünlerde azami özen göstermeli ve virüsten korunmada bir zafiyete sebep olmamalıdır."

Salgın boyunca kontak lens yerine gözlük kullanılmalı Op. Dr. Adnan İpçioğlu, salgın boyunca kontak lens yerine gözlük kullanmanın da korunma açısından daha içten olacağını belirtti. Yeniden bu döneme özgü olarak mümkünse kontak lens kullanımına belirlenmiş bir zaman ara verilmesi gerektiğini söyleyen Adnan İpçioğlu, "Kontak lens kullanımında hijyene azami itina gösterilmelidir. Hatta bu dönemde gözlük kullanımı damlacık aracılığıyla gözümüze bulaşmada koruyucu bir bariyer oluşturduğundan daha faydalı olacaktır. Bu dönemde gözlüklerimizin temizliğine uyarı etmeli ve dezenfektanlarla çoğu kez temizlenmelidir. Sıhhat Bakanlığımızın koordinasyonunda virüs salgınının bulaş zincirini zarar vermek için zorunlu haller olmadıkça dışarı çıkılmamalıdır. Buna karşılık gözümüzde meydana gelen ani görme kayıpları ışık çakmaları, sinek uçmaları, göze kimyasal madde kaçması, glokomlu hastalarda gözdeki ağrılı görme azalmaları gibi acil durumlarda mümkünse göz hekiminizle iletişim kurarak veri alınmalı yoksa en yakın sıhhat kuruluşuna başvurmalıyız." dedi.

iha

Çin'in Wuhan şehrinde ortaya meydana çıkan dünyada ve Türkiye'yi etkisi altına bölge milyonlarca insanın hayatını kaybettiği Covid-19 pandemisinde hem vaka takibi hem de hastaların evde takibi için kurulan filyasyon ekipleri, vaka sayılarının artmasıyla birlikte yoğun şekilde çalışmaya devam ediyor. Düzce İl Sağlık Müdürlüğü Ahali Sağlığı Müdürlüğüne emrindeki olarak çalışan filyasyon ekipleri çoğalan vaka sayılarına müdahale etmeye çalışıyor.

[IMG]cdn.iha/Contents/pool_file/2020/50/664_aw188733-08.jpg[/IMG]

iha

Medya peşine düşüp takip kurumu Ajans Press'in, We Are Social verilerinden elde ettiği bilgilere göre, 2020 yılı Haziran ayına göre faal Instagram kullanıcı sayısı 928,5 milyon oldu. Instagram'ı kullanan kişiler cinsiyet bakımından incelendiğinde ise yüzde 50,9 ile kadınların çok eksik bir farkla önde olduğu görüldü. Ülkelerin Instagram erişim sıralamasında ise ABD'nin 120 milyon ile ilk sırada yer aldığı kaydedilirken, Türkiye'nin 38 milyon ile altıncı sıraya yerleştiği saptandı. ABD ile Türkiye aralarında yer alan öteki ülkeler ise sırasıyla Hindistan, Brezilya, Endonezya ve Rusya oldu. Takipçi sayısı ile Top 3 listesine giren kullanıcılar ise; 381 milyonla Instagram olurken, ikinci sırada 244 milyon ile Cristiano Ronaldo, üçüncü sırada ise 208 milyon ile Ariana Grande yer aldı.

Ajans Press, sosyal ağ ile alakalı basına yansıyan haber adetlerini inceledi. Gerçekleştirilen medya incelemesine göre, bu yıl sosyal medya ile alakalı 192 bin 228 haber çıkışı olduğu görüldü. Bu yıl yalnızca Instagram ile ilgili çıkan basın haber sayısı ise 23 bin 509 olarak kaydedilirken, son günlerde yeni geliştirdiği “reels” kısmının 116 habere konu olduğu saptandı.

iha

Roma döneminden günümüze değin yaklaşık bin 200 musluktan oluşan koleksiyonun sahibi Armatür Derneği Başkanı Gökhan Turhan, “Ayasofya'ya yan koleksiyonerim. Uzun yıllardır musluk topluyorum. Musluk anlamında dünyada en büyük koleksiyona sahibiz” dedi.

Muslukları, Silivri'deki fabrikasında sergileyen Turhan, uzun yıllardan beri musluk topladığını ve bunları Sultanahmet'te sergileyerek bütün dünyaya uygulamak istediğini belirtti.

Musluklar arasında, Osmanlı dönemine ait dünyada birincil defa kullanılan sıcak ve soğuk suyu karıştırarak ılık ışık halkası getiren bataryalar da bulunuyor.

Roma döneminde kaplıcalar, sıcak su kaynakları ve hamamlar Anadolu'da çok fazla olduğu için orada açma kapama sistemlerine gereksinim duyulduğunu, bu nedenle ilk musluğun Anadolu'da  keşfedildiğinin bilgisini veren Turhan, “Bunu kıvançla söylebiliriz ama musluk anlamında dünyada en büyük koleksiyona sahibiz. Anadolu bu konuda çok kayda değer bir yere sahip. Roma Dönemi'ne dayanıyor. İlk örnekleri de bizde var. 2 bin 200-2 bin 300 sene öncesinden kalan musluklar var. İtalya'da, Fransa'da o dönemde bu kültür yok. Dünyadaki ilk bakır bizim topraklarımızda çıkıyor. Bakırla beraber bu medeniyeti biz gelişiyoruz. Açıklanmış bin 200'ün üzerinde musluğumuz var” dedi.

Musluk koleksiyonu konusunda Türkler'in ön sıralarda yer aldığının altını çizen Turhan, "İlk 4 sırada Türk işadamları var. Ondan daha sonra ise Amerikalılar geliyor. Tombakta da şu an birinci sıradayız. Tombak bir eşyayı, pirinç, bakır ve gümüşü altın kaplıyorsunuz. Bizim kültürümüzde bu çok değerli, saray ve saray etrafında Osmanlı döneminde fazla kullanılmış. Tombakta da bin esere yaklaştık. Yemek kültüründe de en büyük koleksiyoner biziz. Edirne'de İkinci Beyazid Külliyesi'nde açılan İmaret Müzesi'ne de eserler verdik” dedi.

iha

Sivasspor UEFA Avrupa Ligi L Grubu 6. hafta maçında İsrail ekibi Maccabi Tel-Aviv ile karşılaşan Sivasspor, İsrail'de havalimanında çirkin bir tatbik ile aleyhinde karşıya kaldı. Dağıtılmış bahanelerle saatlerce havalimanında tutulan kafile sabah saatlerinde Türkiye'ye döndü. Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz, kafileyi içeren uçak Sivas Nuri Demirağ Havalimanı'na iner inmez basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Mecnun Otyakmaz: "Niyetleri bize ızdırap etmekti"

Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz saatlerce bekletildiklerini belirterek, “Bize 1.30'da havalimanının kapanacağını söylediler. Bizde bunun için planlarımızı buna tarafından yaptık. Devre arasında eşyalarımızın büyük bir bölümünü havalimanına gönderdik. Tekrar devre arası arkadaşlarımız gidip uçuş kartlarımızı hazırladılar. Onlarda bizi 1 nolu terminale yönlendirdiler. Amaçları herhalde insan olmayan yerde bizi daha uzun zaman tutmaktı. Orada bize otomatik geçiş sisteminin arızalandığını söylediler. Hiçbir kapıdan geçemedik. sonra tek bir personel manuel olarak işlemlerimizi yapmaya kalktı. Tek bir kişinin bile işlemi fazla vakit alıyordu. Bize tezgâhtar olmaları konusunda görüşmelerde bulunduk. Hiçbir şey değişmeyince ufak çaplı bir protestoda bulunduk. Uçağın kalkma vaktine az bir süre kala işlemler hızlandırıldı. Bize uçağa göndereceklerini düşündük. Bizleri iki öbür otobüse bindirip havalimanının içerisinde epeyce dolaştırdılar. Neticede havalimanının kapandığını uçamayacağımızı söylediler. 5.30'a dek bizi tuttular. Benim üzüldüğüm şey, biz misafirperveriz. Tüm misafirlerimize elimizden geldiği kadar takviye olmaya çalışıyoruz. Bize kim nasıl davranıyorsa bizde onlara böylece davranalım artık. Bundan Böyle yeter. Her seferinde bu alıcı şeyler yapıyorlar. Daha öncede o ülkeye gittiğimde bu herif şeyler yapılmıştı. Bunlar yapılmaya devam ediyor. Bizde onların takımlarına böyle şeyler yaparsak yeniden bizlere böyle davranmazlar diye düşünüyorum” dedi.

İLGİLİ HABER[IMG]cdn.iha/Contents/images/2020/50/3513639_1.jpg[/IMG]

iha

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bulgaristan Adalet ve Özgürlükler Hareketi Kurultayı dolayısıyla videolu bir mesaj yolladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, “Yargı ve Özgürlükler Hareketi'nin değerli mensupları, çok değerli kardeşlerim sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Kurultayınıza yapmış olduğunuz nazik misafir etme için teşekkür ederim. Davetinize icabet edemesek de kalbimizin sizinle beraber olduğunu bilmenizi istiyorum. Kurultayınızın başarılı geçmesini, Bulgaristan'da yaşamış soydaşlarımız için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Kurultay sonucunda delegelerin iradesiyle tayin alacak öncelikle genel başkan edinmek üzere tüm kardeşlerime muvaffakiyetler temenni ediyorum. Bu yıl bütün dünyayla beraber ülkelerimizi de etkileyen salgın sebebiyle çoğu etkinliğimizi çevrimiçi olarak gerçekleştirmek zorunda kalıyoruz. Bulgaristan'ın da değerli dostum Başbakan Borisov'un liderliğinde korona virüsle mücadelesini istikrarlı bir şekilde sürdürdüğünü görüyoruz. Türkiye olarak bizde bu süreçte arkadaş kara günde belirlenmiş olur anlayışıyla, elimizden gelen desteği arkadaş ve kardeş halkların istifadesine sunuyoruz” ifadelerini kulandı.

“Müttefiklik ilişkisi temelinde sizlerin yanında olmayı sürdüreceğiz” Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajının devamında ise korona virüs salgını sürecinde de Bulgaristan'ın yanında olunduğunu aktararak, “Salgının en kritik döneminde sağladığımız tıbbi takviye ve destekle komşumuz Bulgaristan'ın yanında olduk. sırası gelmişken korona virüs salgınında yakınlarını kaybeden soydaşlarımıza ve Bulgar komşularımıza taziyelerimi sunuyorum. Bu salgın bizlere dayanışma ve paylaşmanın önemini bitmiş hatırlatmıştır. Siyasi mücadeleden, hak ve özgürlüklerin genişletilmesiyle ilgili çabalara dek her alanda başarının anahtarı; birlik ve beraberliktir. Bulgaristan demokrasisi içinde kendine önemli bir yer edinen Hak ve Özgürlükler Hareketi'nin inşallah yeni dönemde daha kuşatıcı ve kucaklayıcı bir anlayışla yoluna devam edeceğine inanıyorum. Türkiye olarak bizler de Bulgaristan ile aramızdaki iyi komşuluk, arkadaşlık ve müttefiklik ilişkisi temelinde sizlerin yanında olmayı sürdüreceğiz. Sizlerin şahsında Bulgaristan'da yaşamış tüm soydaşlarımıza ve bütün Bulgaristan'a sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum” diye konuştu.

iha

Azerbaycan'ın Ermenistan'a karşısında Dağlık Karabağ'da yürüttüğü işlem, 10 Kasım'da Azerbaycan'ın zaferi ile sonuçlandı. Karabağ Zaferi'nin arkasında savaşa ilişkin hayret verici hikayeler ve görüntüler ortaya çıkmaya devam ediyor. Bu görüntülerden biri de, savaş sırasında kimliği bilinmez bir asker kadar telefonla çekilen fotoğraf oldu. Sosyal medyada paylaşılan fotoğrafta, çarpışarak birbirine kaynayan iki mermi yer alıyor. Biri Ermenistan askerinin silahından, diğeri ise Azerbaycan askerine ait bir silahtan çıkan iki merminin iç içe geçtiği kare, akıllara 100 yıl önceki Çanakkale Savaşı'nı getirdi. Tarihin en kanlı savaşlarından biri olan ve metrekareye 6 bin merminin düştüğü Çanakkale Savaşı'nda havada çarpışarak iç içe geçen mermiler bugün bölgedeki savaş eserleri müzesinde sergilenmeye devam ediyor.

Şehriyar İmanbeyli

 

iha

Sağlık Durumu Bakanlığının Covid-19 bilgilendirme sayfasında Türkiye'nin güncel korona virüs tablosu kamuoyuyla paylaşıldı. Tabloya tarafından son 24 saatte 222 birey korona virüsten hayatını kaybetti, toplam ölüm sayısı 16 bin 199'a yükseldi. Toplamda 20 milyon 898 bin 517 test yapıldı. Bugün 189 bin 65 test yapılırken, 29 bin 136 yeni olgu ve 5 bin 203 de yeni hasta tespit edildi.

Toplam vaka sayısının 1 milyon 809 bin 809 olduğu, bugün iyileşen 5 bin 203 kişiyle birlikte toplam iyileşen hasta sayısının 1 milyon 581 bin 565'e yükseldiği, bu hafta hastalarda zatürre oranının bu yüzde 3,1 olduğu, toplam ağır hasta sayısının ise 5 bin 961 olduğu açıklandı.

Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Bugün tespit edilen 5 bin 203 hastamız var. Ağır hasta sayısındaki çoğalma hızının uyuşuk olması sevindirici. Kısıtlamalara tam armoni ve tedbirlere riayetle mücadelemizi sürdürelim. Aşının yaygın uygulaması ve etkisinin görülmesine kadar sevdiklerimizi koruyalım" ifadelerini kullandı.

[IMG]cdn.iha/Contents/pool_file/2020/50/36142_6577.jpg[/IMG]

iha

Pandeminin de etkisiyle bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de teknolojik aletlerin kullanımı artarken, Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) 2020 yılında 16-74 yaş aralığında internet kullanımının yüzde 79 olduğunu açıklamıştı. Yine araştırmaya kadar, 2019 yılında evden internet erişim yüzde 88 iken bu oran 2020 yılında yüzde 90'lara çıktı. Konuyla ilgili 2020 yılında Brandon McDainiel ve ekibinin yapmış olduğu araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Bahçeşehir Üniversitesi Çocuk ve Gençlik Hizmetleri Birim Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Seda Gökçe Turan, “Çiftler ya da eşler bir aradayken yüzde 69 oranında teknolojik vasıta (e-mail, telefon, bilgisayar vb) kullandıklarını söylüyor ve bunun da iletişimini olumsuz yönde etkilediğini görüyoruz. Evden çalışmanın artmasıyla beraber, evde teknoloji kullanımının arttığını da görüyoruz. Dijital bitkinlik kişinin farkında olmadan arkadaşlarıyla ve sosyal çevresiyle iletişimi olumsuz yönde etkileyecektir” şeklinde konuştu.  

“E-mailler ve uzayan toplantılar evliliği olumsuz etkileyebilir”

Teknolojik araçların sıkıcı bir etkisinin olmasının yanı sıra kişiyi rahatlatan, eğlendiren ya da anlamsız vakitlerini değerlendirmesine yardımcı olacak yönleri de olduğunu açıklayan Dr. Öğr. Üyesi Seda Gökçe Turan, “Çiftler ara sıra tek başlarına dijital ortamlarda süre geçirdiklerinde, online oyunlar oynadıklarında ya da meditasyon, yoga yaptıklarında veya en basitinden yurtdışından bir arkadaşlarıyla görüntülü konuştuklarında gerçekte daha iyi ve dinlenmiş hissedebilirler. Tek başlarına, kendilerine ayırdıkları bu vakit sahiden onların ilişkilerine de daha fazla ve nitelikli bir enerji harcamalarına sebep olabilir. Fakat, bilhassa pandemi döneminde evden alıştırma ile birlikte bu uzun süreli teknolojik vasıta kullanımı, belirsizlikler dolayısıyla şahısların bilgisayar ve cep telefonuna bağımlı ülkü gelmesi, baştan savma saatlerde gelen e-mailler ve uzayan toplantılar, evlilikteki iletişim kalitesini etkileyecektir. Bekar bireyler tarafından bakacak olursak da şart fazla da ayrı değildir. Dijital yorgunluk kişinin farkında olmadan arkadaşlarıyla ve sosyal çevresiyle iletişimi olumsuz yönde etkileyecektir. kimsesiz dijital ortamlarda süre geçirip eğlenmek ile kesintisiz e-mail veya telefon beklemenin kişinin üzerindeki etkisi benzer değildir. Teknolojiyi hayatımızdan hariç tutmak gibi bir gayemiz hiçbir zaman olmamalı” diye konuştu.

“Aralıksız gündemi takip etmek iletişimi olumsuz etkiliyor”

Teknoloji kullanımının artmasının aile içi iletişim üzerinde ayrıca olumlu ayrıca de olumsuz etkileri olabileceğini gösteren Turan, şunları söyledi: “İletişimin teknolojik araçların yoğun kullanımı ile sekteye uğramasını ifade eden ‘teknoference' tabiri burada karşımıza çıkıyor. Yoğun bir teknoloji kullanımı fakat buradan yalnızca sosyal ağ veya telefon kullanımı anlamamamız gerek. Çevrimiçi oyunlar, kesintisiz gelen iş mailleri, günlük haberleri patolojik olarak ve kesintisiz takip etmek, gündemi sürekli kaçıracağım korkusu ile sürekli internet kullanmak, haber sitelerini takip etmek, sağlık durumu haberleri ile alakalı kesintisiz tarama yerine getirmek da aile içi iletişimi olumsuz etkileyen faktörler. laflamak, birbiri ile ilgilenmek yerine aralıksız teknolojik vasıta kullanımı şüphesiz ki iletişimi azaltacak veya olmuşuz etkileyecektir. Bunun yanı sıra ailenin bir araya gelip film izlemesi ve seçmesi, sosyal medya hesaplarından aile resimlerine bakılması da aksine aile içi paylaşımı arttıracak, pekiştirecek olaylar. Teknoloji çağında yaşadığımızı unutmamak zorunlu. İletişimi destekleyecek veya arttıracak şekilde teknolojik araçların hayatımıza entegrasyonu çok önemli. Eğer fakat iletişimi azaltıyor diye teknolojik vasıta kullanımını hayatımızdan çıkarırsak bu da aynı şekilde ailenin ne değin kaliteli süre geçirdiğini sorgulamamıza neden olabilir.”

“Evden çalışmanın sürekli ülkü getirilmesi sorun olabilir”

Kısa süreli ve ani olan durumlarda evden çalışma etkisi ile teknoloji araçlarının fazla yoğun kullanımının etkisinden bahseden Dr. Öğr. Üyesi Seda Gökçe Turan, “Bu durumun kesintisiz olması, teknoloji bağımlılığı, evden alıştırma modellerinin çalışanlar hazır olmadan kesintisiz ülkü getirilmesi evli veya bekar bireyler için sorun olacaktır. Bu sebeple, bilinçli teknoloji kullanımı, teknolojinin olumlu olduğu değin negatif yönlerinin de anlatıldığı hizmet içi eğitimler etkili olacaktır. Aile içi irtibat tek başına teknolojik vasıta kullanımından etkilenecek kadar “tek boyutlu” bir kavram yok. Bu sebeple eğer aile içinde iletişim problemleri arttıysa bunu sadece teknolojiye mülk etmemeliyiz. Technoference yani teknolojik araçların kullanımına yan olarak iletişimin sekteye uğraması bundan böyle fazla sık rastlanan bir durum. Bu sebeple özellikle yeni evli çiftlerin ilişkilerinin kalitesini gözetmek ya da arttırmak için technoference hakkında bilgi sahibi ve farkındalıklı olması çok önemli” dedi.

iha

Afyonkarahisar, Eskişehir ve Kütahya kentleri sınırları içerisinde yer alan ve tarihi M.Ö. 750 yılına dayanan Frig Vadisi için Afyonkarahisar Valiliği kadar geçtiğimiz aylarda hayata geçirilen “Emre Gölü Çevre ve Frig Medeniyet Bahçesi” tüm hızıyla devam ediyor. Vadinin İhsaniye ilçesine bağlı Döğer beldesi içerisinde bulunan ve çevresinde çok sayıda ve Frigyalıların meşhur tarihi mağaralarının bulunduğu emre Gölü ise eşsiz güzelliği ile görenleri hemen hemen mest etmeye devam ediyor. Emre Göleti'nin yüz ölçümü takriben 5 kilometrekare olurken, derinliği ise bazı bölgelerde 3 metrenin üstüne değin çıkmakta. Göleti ziyaret bununla birlikte Frig Vadisi'ndeki bir çok tarihi eserinde görülmesine vesile olmakta. Kano ve kayıklar ile gezilebilen göl ise şimdilerde sıcak hava balonları ile yapılacak gezintiye hazırlanıyor.

“Balon uçuşlarını da başlatıp bütün olarak bu bölgeyi turizme kazandırmak istedik” Emre Gölü için geliştirilen turizm destinasyonu projesi hakkında İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda yer alan Vali Gökmen Çiçek, Emre Gölü'nün Frig Vadisi içerisinde bütün bir tarihi atmosferin olduğu bir bölge olduğunu ifade etti. Vali Çiçek, bölgeyi tam anlamıyla turizm destinasyonu ile yurtiçi ve yurtdışı turizmine başlatmak ve kazandırmak istediklerini kaydederek, “Mağaraların içerisinde 3 bin takvim tarihin içerisindeki bir göl. Hayalimiz, Kapadokya Türkiye'nin bir gururu. Bizimde Kapadokya olabilecek çok artı ürünümüz var. Mağaralarımız, 3 bin yıllık bir tarihimiz var. Bunun yanında dahası gölümüz var. Gölümüz nostaljik bir bakış üstünde, panoramik bir görüş alınabilecek bir alanda balon uçuşlarını da başlatıp tamamiyle bu bölgeyi turizme kazandırmak istedik. Bununla ilgili ‘eski orman bakanımızla, milletvekillerimizle ne yapabiliriz ?'diye değer biçme yapıp bu konuyla ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığından ödenek alma imkanımız oldu ve projeye başladık” diye konuştu.

[IMG]cdn.iha/Contents/pool_file/2020/50/19129_aw188827-03.jpg[/IMG]

iha