www.ForumKi.Com - Yeni Temamız İle Daha Büyük Bir Aileye
www.AyFM.Net - Sanal Radyo Müzik ve Arkadaşlık Platformuna Sizleride Bekliyoruz

Yazar:
Maviş
1)SEBZE ÇORBASI
Malzemeler
3 adet patates
2 adet pırasa
3 adet havuç
2 adet domates
1 küçük baş kereviz
4 yaprak lahana
2 çorba kaşığı Teremyağ
1 baş soğan
4 su bardağı su veya et suyu
1 kaşık un
Tuz, biber
Tarif
Bütün sebzeleri ayıklayıp, yıkayın. Küçük küçük doğrayın. Bir tencereye Teremyağ ve ince kıyılmış soğanı koyup, orta hararetli ateş üzerinde kavurun. Soğanlar yumuşayıp ölünce, bir çorba kaşığı un katıp bir iki defa karıştırın. Patatesler hariç ufak ufak doğradığınız sebzeleri ve küp doğradığınız kabuğu soyulmuş domatesleri, soğanların içine atın. Üzerine gerekli suyu koyup, sebzeler yumuşayıncaya kadar pişirin. Sebzeler yumuşayınca patatesleri ilave edin, (patates çabuk piştiğinden en son ilave edilir). Patatesler de pişince sıcak sıcak ikram edin.
2)MANTAR DOLMASI
Malzemeler
100 gr. kıyma, 12 adet iri mantar, 2 adet kuru soğan, 1 yemek kaşığı Teremyağ ,4 yemek kaşığı rendelenmiş kaşar, Yarım limon, Karabiber, Tuz
Tarif
• Mantarların sap kısımlarını çıkarın, limonlu suda bekletin.
• Tencerenin içine Teremyağ, kıyma, zar şeklinde doğradığınız soğanları, karabiber ve tuzu atıp kavurun.
• Mantarın içine kavrulmuş kıymadan koyun.
• Fırın kabına yerleştirin.
• Her birinin üstünü rendelenmiş kaşar peyniriyle kapatın.
• Fırın kabına 1 bardak su ilave edin.
• Pembeleşene kadar pişirin.
• Kırmızı toz biberle süsleyin.
Not
Kıyma yerine tavuk da kullanabilirsiniz.
3)ARPA ŞEHRİYELİ BULGUR PİLAVI
Malzemeler
1 bardak arpa şehriye, 2 bardak bulgur, 2 yemek kaşığı Teremyağ , 3 bardak et suyu, Tuz
Tarif
• 2 kaşık Teremyağ ile birlikte arpa şehriyeyi pembeleştirin.
• Şehriyeler pembeleşince bulguru ilave edin.
• 2-3 dakika karıştırın.
• Üzerine et suyu ve tuz ilave edin.
• Suyunu çekince altını kapatın.
• Pilavı karıştırıp havalandırın.
• 10 dakika sonra servise hazırlayın.
4)İRMİK HELVASI
Malzemeler
250 gr Teremyağ
500 gr irmik
50 gr çam fıstığı
4,5 su bardağı kaynar su
3,5 su bardağı toz şeker
Tarif
Geniş ve derin bir tencerede 250 gr Teremyağ eritin. 500 gr irmiği ve 50 gr fıstığı tencereye koyun ve orta ateşte fıstıklar pembeleşene kadar kavurun. Fıstıklar pembeleşince 4,5 su bardağı kaynar suyu azar azar (dikkatlice) tencereye ekleyin. 1-2 dakika karıştırın. En son 3,5 su bardağı toz şekeri ekleyin. Karıştırarak suyu tamamen çekmesini sağlayın. Altını kapatıp, 15-20 dakika dinlendirdikten sonra üzerlerini servis yapın.
Malzemeler
3 adet patates
2 adet pırasa
3 adet havuç
2 adet domates
1 küçük baş kereviz
4 yaprak lahana
2 çorba kaşığı Teremyağ
1 baş soğan
4 su bardağı su veya et suyu
1 kaşık un
Tuz, biber
Tarif
Bütün sebzeleri ayıklayıp, yıkayın. Küçük küçük doğrayın. Bir tencereye Teremyağ ve ince kıyılmış soğanı koyup, orta hararetli ateş üzerinde kavurun. Soğanlar yumuşayıp ölünce, bir çorba kaşığı un katıp bir iki defa karıştırın. Patatesler hariç ufak ufak doğradığınız sebzeleri ve küp doğradığınız kabuğu soyulmuş domatesleri, soğanların içine atın. Üzerine gerekli suyu koyup, sebzeler yumuşayıncaya kadar pişirin. Sebzeler yumuşayınca patatesleri ilave edin, (patates çabuk piştiğinden en son ilave edilir). Patatesler de pişince sıcak sıcak ikram edin.
2)MANTAR DOLMASI
Malzemeler
100 gr. kıyma, 12 adet iri mantar, 2 adet kuru soğan, 1 yemek kaşığı Teremyağ ,4 yemek kaşığı rendelenmiş kaşar, Yarım limon, Karabiber, Tuz
Tarif
• Mantarların sap kısımlarını çıkarın, limonlu suda bekletin.
• Tencerenin içine Teremyağ, kıyma, zar şeklinde doğradığınız soğanları, karabiber ve tuzu atıp kavurun.
• Mantarın içine kavrulmuş kıymadan koyun.
• Fırın kabına yerleştirin.
• Her birinin üstünü rendelenmiş kaşar peyniriyle kapatın.
• Fırın kabına 1 bardak su ilave edin.
• Pembeleşene kadar pişirin.
• Kırmızı toz biberle süsleyin.
Not
Kıyma yerine tavuk da kullanabilirsiniz.
3)ARPA ŞEHRİYELİ BULGUR PİLAVI
Malzemeler
1 bardak arpa şehriye, 2 bardak bulgur, 2 yemek kaşığı Teremyağ , 3 bardak et suyu, Tuz
Tarif
• 2 kaşık Teremyağ ile birlikte arpa şehriyeyi pembeleştirin.
• Şehriyeler pembeleşince bulguru ilave edin.
• 2-3 dakika karıştırın.
• Üzerine et suyu ve tuz ilave edin.
• Suyunu çekince altını kapatın.
• Pilavı karıştırıp havalandırın.
• 10 dakika sonra servise hazırlayın.
4)İRMİK HELVASI
Malzemeler
250 gr Teremyağ
500 gr irmik
50 gr çam fıstığı
4,5 su bardağı kaynar su
3,5 su bardağı toz şeker
Tarif
Geniş ve derin bir tencerede 250 gr Teremyağ eritin. 500 gr irmiği ve 50 gr fıstığı tencereye koyun ve orta ateşte fıstıklar pembeleşene kadar kavurun. Fıstıklar pembeleşince 4,5 su bardağı kaynar suyu azar azar (dikkatlice) tencereye ekleyin. 1-2 dakika karıştırın. En son 3,5 su bardağı toz şekeri ekleyin. Karıştırarak suyu tamamen çekmesini sağlayın. Altını kapatıp, 15-20 dakika dinlendirdikten sonra üzerlerini servis yapın.
Forum:
Günün Yemeği
Yorumlar
Yorum Yok

Yazar:
Maviş
Bel Soğukluğu Chlamydia
penite sarı veya beyaz renkte akıntı
anüste, kaşıntı, tahriş ve/veya akıntı
prostad bezlerinde ve yumurtalarda iltahaplanma.
Belsoğukluğu nasıl kapılabilir
içine girme yoluyla cinsel ilişkiyle (penisin, vajina, ağız veya anüse girmesi) ve daha nadiren;
yalama (bir taraf diğer tarafın anüsünü uyarmak için, ağzını ve dilini kullanırsa)
parmağınızı, enfekte olmuş bir anüse, vajinaya veya ağıza sokup, yıkamadan kendi organlarınızda kullanırsanız.
Belsoğukluğunu tespit etme testleri
Bir doktor veya hemşire, üreme organlarınızı muayene edecektir.
Bir sünger veya pamuk çubukla, enfekte olmuş yerlerden, -döl yolu, idrar yolu, anüs veya boğazdan- bir örnek alınır.
Kadınlar için rahim içi muayenesi yapılır.
İdrar örneği alınabilir.
Bu testler can yakmaz ancak, bazan rahatsızlık verebilir.
Eğer, anal sex yaptı iseniz, makattan örnek alınması açısından, bunu doktorunuza söylemeniz önemlidir. Aynı zamanda, doktorunuza oral sex yapıp yapmadığınızı da belirtin.
Belsoğukluğuna yakalandığınızdan şüphelendiğiniz andan itibaren, hemen kontrol olabilirsiniz.
Tanı ve tedavi
Alınan örnekler, belsoğukluğu enfeksyonunu kontrol etmek için, mikroskop altında incelenir. Bazı kliniklerde sonuçlar anında alınabilir. Alınan bir ikinci örnek ise, analiz için, labrotuara gönderilir, bu analizin sonucu genelde bir hafta içinde belli olur. Tedavi şart ve kolaydır. Size, tablet, sıvı veya enjekte yoluyla antibiyotik verilir.
Eğer, herhangi bir antibiyotiğe karşı allerjiniz varsa, veya hamile olma ihtimaliniz varsa, bunu doktorunuza söylemeniz önemlidir. Tedaviyi sonuna kadar sürdürmek ve bitirmek önemlidir.
Eğer, belsoğukluğuna yakalandığınız ortaya çıkarsa, size sorularınıza yanıt verecek ve hastalığı size anlatacak bir sağlık görevlisi görmeniz önerilebilir. Bu görevli size, cinsel ilişkiniz olan kimseler hakkında, gerekirse onların da muayene olup tedavi görebilmeleri için, sorular sorabilir.
Kliniğe dönüp, herşeyin normale döndüğünün olurunu almadan, içe girme yoluyla cinsel ilişkide bulunmamalısınız. Doktorunuz veya sağlık görevliniz size hangi cinsel münasebetlerde bulunup bulunamayacağınız hakkında bilgi verecektir.
Hastalık sonrası kontrolü
Belsoğukluğu tedavinizi bitirdikten sonra, hastalık sonrası kontrol için aile doktorunuza veya kliniğinize gidin.
Özellikle enfeksyonu yurt dışında kaptı iseniz, belsoğukluğu enfeksyonlarının bazıları, belli antibiyotiklere dayanıklıdır. Enfeksyonun tamamen geçtiğinden emin olmak için daha başka tesler yapılır. Eğer, geçmemişse, size farklı antibiyotikler yazılır.
Komplikasyonlar
Kadınlarda
Eğer, belsoğukluğu tedavi edilmezse, alt karın bölgesinde iltihaplı hastalıklara KBİH (pelvic inflamatory diseases (PID)) sebep olabilir. Bu yumurtalıklara giden kanalların iltihaplanmasıdır ve ateş, karın ağrısı veya bel ağrısına sebep olabilir. Cinsel ilişkide bulunmak rahatsızlık verebilir. KBİH kadınlarda kısırlığa veya dış gebeliğe sebep olabilir. BHİH konusunda ayrı bir sayfa mevcuttur.
Eğer, hamile iseniz ve doğum sırasında belsoğukluğuna yakalanırsanız, enfeksyonu bebeğinize bulaştırabilirsiniz. Bebeğiniz belsoğukluğu mikrobunun gözde olan enfeksyonuyla doğabilir. Bu antibiyotikle tedavi edilmelidir, çünkü körlüğe sebep olabilir. Ancak doğumdan önce sizin tedavi olmanız daha iyi olur.
Erkeklerde
Belsoğukluğu erkeklerde, yumurtaların ve prostat bezlerinin iltihaplanmasına, dolayısıyla ağrıya sebep olur. Tedavi edilmezse, idrar yollarının daralmasına veya abselerin çıkmasına sebep olur.
Belsoğukluğu başarılı bir şekilde tedavi edilirse, tekrar kapmazsanız, tekrar etmez.
Unutmayın, tedaviden sonra, cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanırsanız, cinsel ilişki yoluyla bulaşan hastalıklara yakalanma riskinizi azaltmış olursunuz.
Chlamydia
Chlamydia tedavi edilebilir, cinsel ilişki yoluyla bulaşan en yaygın bakteriyel enfeksyondur. eğer tedavi edilmezse, ileride çok ciddi sorunlara sebep olabilir (bakınız ’Komplikasyonlar’ bölümü). Chlamydia kadınlarda, döl yatağı enfeksyonudur. Hem kadın, hem de erkeklerde ise, idrar yollarının, makatın ve gözlerin enfekte olmasına sebep olabilir. Arada sırada, chlamydia, bogaz, akciğerler ve karaciğer gibi, vücudun başka organlarında da görülebilir.
Tanı ve tedavi
Kadınlarda
Enfeksonun belirtileri herhangi bir zamanda ortaya çıkabilir. Genelde, hastalığa maruz kaldıktan sonraki 1 ile 3üncü hafta arasındadır. Ancak, belirtiler uzun bir süre ortaya çıkmayabilir. Chlamydia’ya yakalanan kadınların büyük bir kısmında belirti görülmez. Olası belirtiler aşağıda sıralanmıştır:
vajina akıntısında hafif bir artma - bu iltihaplanmadan dolayıdır
daha sık idrara çıkma/idrar yaparken ağrı
karının alt kısmında ağrı
cinsel ilişki sırasında acı
düzensiz regli/adet kanaması
(eğer enfeksyon gözdeyse) gözlerde şişme ve tahriş/yanma
Erkeklerde
Enfeksonun belirtileri herhangi bir zamanda ortaya çıkabilir. Genelde, hastalığa maruz kaldıktan sonraki 1 ile 3üncü hafta arasındadır. Ancak, belirtiler uzun bir süre ortaya çıkmayabilir. Chlamydia’ya yakalanan erkeklerde kadınlardan daha fazla belirti gösterirler. Ancak, bazan erkeklerde de belirti görülmeyebilir. Olası belirtiler aşağıda sıralanmıştır:
peniste, bulanık/beyaz ve sulu, iç çamaşırda leke bırakan akıntı
idrar yaparken ağrı/yanma
(eğer enfeksyon gözdeyse) gözlerde şişme ve tahriş/yanma. Makatta chlamydia nadiren belirti gösterir.
Chlamydia nasıl bulaşır
Chlamydia aşağıda belirtilen yollardan bulaşabilir:
enfekte olmuş birisiyle cinsel ilişkide bulunarak
doğumda, anneden bebeğe
arada sırada, enfekte olmuş yerlerden parmaklar yoluyla, enfeksyonun gözlere bulaşması.
Chlamydia tespit etmek için testler
Bir doktor veya hemşire, üreme organlarınızı muayene edecektir.
Bir sünger veya pamuk çubukla, enfekte olmuş yerlerden bir örnek alınır.
Kadınlar için rahim içi muayenesi yapılır.
Erkeklerin yumurtaları, sağlıklı olup olmadıklarını anlamak için dıştan muayene edilir.
İdrar örneği alınabilir.
Bu tesler can yakmaz ancak, bazan rahatsızlık verebilir.
Chlamydia size bulaştığı andan sonraki birkaç gün içinde, sizde belirtileri görülmeden, yapılan teslerde ortaya çıkacaktır.
Tanı ve tedavi
Tanı ve tedavi
Alınan örnekler, analiz için, labrotuara gönderilir, bu analizin sonucu genelde bir hafta içinde belli olur.
Tanı konduktan sonrada, Chlameydia tedavisi kolay ve etkilidir. Size, antibiyotik haplar verilecektir.
Eğer, herhangi bir antibiyotiğe karşı allerjiniz varsa, veya hamile olma ihtimaliniz varsa, bunu doktorunuza söylemeniz önemlidir. Bu size yazılan antibiyotiği belirleyecektir.
Tedaviyi sonuna kadar sürdürmek ve bitirmek önemlidir. Eğer tedavi yarım bırakılırsa, en baştan başlamak gerekebilir.
Eğer, chlamydia’ya yakalandığınız ortaya çıkarsa, size sorularınıza yanıt verecek ve hastalığı size anlatacak bir sağlık görevlisi görmeniz önerilebilir. Bu görevli size, cinsel ilişkiniz olan kimseler hakkında, gerekirse onların da muayene olup tedavi görebilmeleri için, sorular da sorabilir.
Kliniğe dönüp, herşeyin normale döndüğünün olurunu almadan, içe girme yoluyla (penisin ağıza, anüse veya vajinaya girmesi) cinsel ilişkide bulunmamalısınız.
Hastalık sonrası kontrolü
Tedavinizi bitirdikten sonra, hastalık sonrası kontrolüne gitmeniz, başka enfeksyonlara yakalanmadığınızı ve sağlığınızın yerinde olduğunu anlamak açısından önemlidir.
Komplikasyonlar
Kadınlarda
Tedavi edilmezse chlamydia, alt karın bölgesinde iltihaplı hastalıklara KBİH (pelvic inflamatory diseases (PID)) sebep olabilir. Bu, yumurtaları rahme götüren tüplerin iltihaplanmasıdır. KBIH kısırlık veya doğurganlığı etkileyen sorunlara sebep olabilir. Birçok kısır kalma chlamydia ile ilgilidir.
Eğer bir kadın hamile iken chlamydiaya yakalanırsa, dış gebelik (rahimin dışında oluşan gebelik) veya erken doğum tehlikesi ortaya çıkar. Enfeksiyon, bebeğe geçebilir ve göz veya akciğerde iltahaplanmaya sebep olabilir. Chlamydia hamilelik sırasında güvenli bir şekilde tedavi edilebilir.
Chlamydia aynı zamanda kronik (uzun süreli) karın ağrılarına da sebep olabilir.
Erkeklerde
Erkeklerde, chlamydianın neden olduğu komplikasyonlar pek görülmez. Ancak, kısırlığa sebep olabilen, yumurtaların ağrılı bir şekilde iltihaplanmasına yol açabilir.
Erkeklerde ve kadınlarda
Reiters sendromu, chlamydia sonucunda oluşur. Gözde, eklemlerde iltahaplanmaya sebep olur, bazan da, ayak tabanında ve mahrem yerlerde kaşıntıya sebep olur.
Apandisit (appendiksin iltahaplanması) de chlamydia sonucunda oluşabilir.
Unutmayın, tedaviden sonra, cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanırsanız, cinsel ilişki yoluyla bulaşan hastalıklara yakalanma tehlikenizi azaltmış olursunuz.
penite sarı veya beyaz renkte akıntı
anüste, kaşıntı, tahriş ve/veya akıntı
prostad bezlerinde ve yumurtalarda iltahaplanma.
Belsoğukluğu nasıl kapılabilir
içine girme yoluyla cinsel ilişkiyle (penisin, vajina, ağız veya anüse girmesi) ve daha nadiren;
yalama (bir taraf diğer tarafın anüsünü uyarmak için, ağzını ve dilini kullanırsa)
parmağınızı, enfekte olmuş bir anüse, vajinaya veya ağıza sokup, yıkamadan kendi organlarınızda kullanırsanız.
Belsoğukluğunu tespit etme testleri
Bir doktor veya hemşire, üreme organlarınızı muayene edecektir.
Bir sünger veya pamuk çubukla, enfekte olmuş yerlerden, -döl yolu, idrar yolu, anüs veya boğazdan- bir örnek alınır.
Kadınlar için rahim içi muayenesi yapılır.
İdrar örneği alınabilir.
Bu testler can yakmaz ancak, bazan rahatsızlık verebilir.
Eğer, anal sex yaptı iseniz, makattan örnek alınması açısından, bunu doktorunuza söylemeniz önemlidir. Aynı zamanda, doktorunuza oral sex yapıp yapmadığınızı da belirtin.
Belsoğukluğuna yakalandığınızdan şüphelendiğiniz andan itibaren, hemen kontrol olabilirsiniz.
Tanı ve tedavi
Alınan örnekler, belsoğukluğu enfeksyonunu kontrol etmek için, mikroskop altında incelenir. Bazı kliniklerde sonuçlar anında alınabilir. Alınan bir ikinci örnek ise, analiz için, labrotuara gönderilir, bu analizin sonucu genelde bir hafta içinde belli olur. Tedavi şart ve kolaydır. Size, tablet, sıvı veya enjekte yoluyla antibiyotik verilir.
Eğer, herhangi bir antibiyotiğe karşı allerjiniz varsa, veya hamile olma ihtimaliniz varsa, bunu doktorunuza söylemeniz önemlidir. Tedaviyi sonuna kadar sürdürmek ve bitirmek önemlidir.
Eğer, belsoğukluğuna yakalandığınız ortaya çıkarsa, size sorularınıza yanıt verecek ve hastalığı size anlatacak bir sağlık görevlisi görmeniz önerilebilir. Bu görevli size, cinsel ilişkiniz olan kimseler hakkında, gerekirse onların da muayene olup tedavi görebilmeleri için, sorular sorabilir.
Kliniğe dönüp, herşeyin normale döndüğünün olurunu almadan, içe girme yoluyla cinsel ilişkide bulunmamalısınız. Doktorunuz veya sağlık görevliniz size hangi cinsel münasebetlerde bulunup bulunamayacağınız hakkında bilgi verecektir.
Hastalık sonrası kontrolü
Belsoğukluğu tedavinizi bitirdikten sonra, hastalık sonrası kontrol için aile doktorunuza veya kliniğinize gidin.
Özellikle enfeksyonu yurt dışında kaptı iseniz, belsoğukluğu enfeksyonlarının bazıları, belli antibiyotiklere dayanıklıdır. Enfeksyonun tamamen geçtiğinden emin olmak için daha başka tesler yapılır. Eğer, geçmemişse, size farklı antibiyotikler yazılır.
Komplikasyonlar
Kadınlarda
Eğer, belsoğukluğu tedavi edilmezse, alt karın bölgesinde iltihaplı hastalıklara KBİH (pelvic inflamatory diseases (PID)) sebep olabilir. Bu yumurtalıklara giden kanalların iltihaplanmasıdır ve ateş, karın ağrısı veya bel ağrısına sebep olabilir. Cinsel ilişkide bulunmak rahatsızlık verebilir. KBİH kadınlarda kısırlığa veya dış gebeliğe sebep olabilir. BHİH konusunda ayrı bir sayfa mevcuttur.
Eğer, hamile iseniz ve doğum sırasında belsoğukluğuna yakalanırsanız, enfeksyonu bebeğinize bulaştırabilirsiniz. Bebeğiniz belsoğukluğu mikrobunun gözde olan enfeksyonuyla doğabilir. Bu antibiyotikle tedavi edilmelidir, çünkü körlüğe sebep olabilir. Ancak doğumdan önce sizin tedavi olmanız daha iyi olur.
Erkeklerde
Belsoğukluğu erkeklerde, yumurtaların ve prostat bezlerinin iltihaplanmasına, dolayısıyla ağrıya sebep olur. Tedavi edilmezse, idrar yollarının daralmasına veya abselerin çıkmasına sebep olur.
Belsoğukluğu başarılı bir şekilde tedavi edilirse, tekrar kapmazsanız, tekrar etmez.
Unutmayın, tedaviden sonra, cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanırsanız, cinsel ilişki yoluyla bulaşan hastalıklara yakalanma riskinizi azaltmış olursunuz.
Chlamydia
Chlamydia tedavi edilebilir, cinsel ilişki yoluyla bulaşan en yaygın bakteriyel enfeksyondur. eğer tedavi edilmezse, ileride çok ciddi sorunlara sebep olabilir (bakınız ’Komplikasyonlar’ bölümü). Chlamydia kadınlarda, döl yatağı enfeksyonudur. Hem kadın, hem de erkeklerde ise, idrar yollarının, makatın ve gözlerin enfekte olmasına sebep olabilir. Arada sırada, chlamydia, bogaz, akciğerler ve karaciğer gibi, vücudun başka organlarında da görülebilir.
Tanı ve tedavi
Kadınlarda
Enfeksonun belirtileri herhangi bir zamanda ortaya çıkabilir. Genelde, hastalığa maruz kaldıktan sonraki 1 ile 3üncü hafta arasındadır. Ancak, belirtiler uzun bir süre ortaya çıkmayabilir. Chlamydia’ya yakalanan kadınların büyük bir kısmında belirti görülmez. Olası belirtiler aşağıda sıralanmıştır:
vajina akıntısında hafif bir artma - bu iltihaplanmadan dolayıdır
daha sık idrara çıkma/idrar yaparken ağrı
karının alt kısmında ağrı
cinsel ilişki sırasında acı
düzensiz regli/adet kanaması
(eğer enfeksyon gözdeyse) gözlerde şişme ve tahriş/yanma
Erkeklerde
Enfeksonun belirtileri herhangi bir zamanda ortaya çıkabilir. Genelde, hastalığa maruz kaldıktan sonraki 1 ile 3üncü hafta arasındadır. Ancak, belirtiler uzun bir süre ortaya çıkmayabilir. Chlamydia’ya yakalanan erkeklerde kadınlardan daha fazla belirti gösterirler. Ancak, bazan erkeklerde de belirti görülmeyebilir. Olası belirtiler aşağıda sıralanmıştır:
peniste, bulanık/beyaz ve sulu, iç çamaşırda leke bırakan akıntı
idrar yaparken ağrı/yanma
(eğer enfeksyon gözdeyse) gözlerde şişme ve tahriş/yanma. Makatta chlamydia nadiren belirti gösterir.
Chlamydia nasıl bulaşır
Chlamydia aşağıda belirtilen yollardan bulaşabilir:
enfekte olmuş birisiyle cinsel ilişkide bulunarak
doğumda, anneden bebeğe
arada sırada, enfekte olmuş yerlerden parmaklar yoluyla, enfeksyonun gözlere bulaşması.
Chlamydia tespit etmek için testler
Bir doktor veya hemşire, üreme organlarınızı muayene edecektir.
Bir sünger veya pamuk çubukla, enfekte olmuş yerlerden bir örnek alınır.
Kadınlar için rahim içi muayenesi yapılır.
Erkeklerin yumurtaları, sağlıklı olup olmadıklarını anlamak için dıştan muayene edilir.
İdrar örneği alınabilir.
Bu tesler can yakmaz ancak, bazan rahatsızlık verebilir.
Chlamydia size bulaştığı andan sonraki birkaç gün içinde, sizde belirtileri görülmeden, yapılan teslerde ortaya çıkacaktır.
Tanı ve tedavi
Tanı ve tedavi
Alınan örnekler, analiz için, labrotuara gönderilir, bu analizin sonucu genelde bir hafta içinde belli olur.
Tanı konduktan sonrada, Chlameydia tedavisi kolay ve etkilidir. Size, antibiyotik haplar verilecektir.
Eğer, herhangi bir antibiyotiğe karşı allerjiniz varsa, veya hamile olma ihtimaliniz varsa, bunu doktorunuza söylemeniz önemlidir. Bu size yazılan antibiyotiği belirleyecektir.
Tedaviyi sonuna kadar sürdürmek ve bitirmek önemlidir. Eğer tedavi yarım bırakılırsa, en baştan başlamak gerekebilir.
Eğer, chlamydia’ya yakalandığınız ortaya çıkarsa, size sorularınıza yanıt verecek ve hastalığı size anlatacak bir sağlık görevlisi görmeniz önerilebilir. Bu görevli size, cinsel ilişkiniz olan kimseler hakkında, gerekirse onların da muayene olup tedavi görebilmeleri için, sorular da sorabilir.
Kliniğe dönüp, herşeyin normale döndüğünün olurunu almadan, içe girme yoluyla (penisin ağıza, anüse veya vajinaya girmesi) cinsel ilişkide bulunmamalısınız.
Hastalık sonrası kontrolü
Tedavinizi bitirdikten sonra, hastalık sonrası kontrolüne gitmeniz, başka enfeksyonlara yakalanmadığınızı ve sağlığınızın yerinde olduğunu anlamak açısından önemlidir.
Komplikasyonlar
Kadınlarda
Tedavi edilmezse chlamydia, alt karın bölgesinde iltihaplı hastalıklara KBİH (pelvic inflamatory diseases (PID)) sebep olabilir. Bu, yumurtaları rahme götüren tüplerin iltihaplanmasıdır. KBIH kısırlık veya doğurganlığı etkileyen sorunlara sebep olabilir. Birçok kısır kalma chlamydia ile ilgilidir.
Eğer bir kadın hamile iken chlamydiaya yakalanırsa, dış gebelik (rahimin dışında oluşan gebelik) veya erken doğum tehlikesi ortaya çıkar. Enfeksiyon, bebeğe geçebilir ve göz veya akciğerde iltahaplanmaya sebep olabilir. Chlamydia hamilelik sırasında güvenli bir şekilde tedavi edilebilir.
Chlamydia aynı zamanda kronik (uzun süreli) karın ağrılarına da sebep olabilir.
Erkeklerde
Erkeklerde, chlamydianın neden olduğu komplikasyonlar pek görülmez. Ancak, kısırlığa sebep olabilen, yumurtaların ağrılı bir şekilde iltihaplanmasına yol açabilir.
Erkeklerde ve kadınlarda
Reiters sendromu, chlamydia sonucunda oluşur. Gözde, eklemlerde iltahaplanmaya sebep olur, bazan da, ayak tabanında ve mahrem yerlerde kaşıntıya sebep olur.
Apandisit (appendiksin iltahaplanması) de chlamydia sonucunda oluşabilir.
Unutmayın, tedaviden sonra, cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanırsanız, cinsel ilişki yoluyla bulaşan hastalıklara yakalanma tehlikenizi azaltmış olursunuz.
Forum:
Genel Sağlık
Yorumlar
Yorum Yok

Yazar:
Maviş
Yemekten Sonra Yapilmasi Tehlikeli olan Şeyler
Birçoğumuzun yemekten sonra alışkanlık haline getirdiği davranışlar vardır. Bu alışkanlıklardan vazgeçmek her ne kadar zor olsa da, sağlığımız için dikkat etmeliyiz.
İşte yemekten sonra yapılması tehlikeli olan şeyler:
Sigara içmek Araştırmalar yemekten sonra içilen tek bir sigaranın 10 taneye bedel olduğunu kanıtlıyor. (Kanser riski de doğru orantıda artıyor.)
Meyve yemek Yemekten hemen sonra meyve yemek midenin hava ile dolmasına sebep oluyor. O yüzden meyvenizi yemekten 1-2 saat önce ya da sonra yemelisiniz.
Çay içmek Çay yaprakları yüksek oranda asit içerdiği için yemeklerden aldığımız proteinleri sindirmemizi zorlaştırır.
Kemer gevşetmek Yemekten sonra kemer gevşetmek bağırsakların bükülmesine ve bloke olmasına sebep olur.
Yürümekİnsanlar genellikle yemek yedikten sonra yürümenin ömrü uzattığına inanır. Halbuki bu doğru değil. Yürümek, sindirim sisteminin yediğimiz yemeklerden nütrientleri özümsememesine sebep olur. Yani yediğimiz yemeğin hiçbir anlamı kalmamasına…
Banyo yapmak Banyo yapmak kan akışını ellere, ayaklara doğru çoğaltır ve bu da midenin etrafındaki kan miktarını azaltır. Sonuç olarak, sindirim sistemini zayıflatır.
Uyumak Yemekten hemen sonra uyuduğumuzda, yediklerimizi yeterince sindiremeyiz. Bu da bağırsak iltihaplanmalarına ve mide rahatsızlıklarına sebep olur. Bunlara dikkat edersek, yediğimiz yemek hem faydalı olur hem de bize rahatsızlık vermez.
Birçoğumuzun yemekten sonra alışkanlık haline getirdiği davranışlar vardır. Bu alışkanlıklardan vazgeçmek her ne kadar zor olsa da, sağlığımız için dikkat etmeliyiz.
İşte yemekten sonra yapılması tehlikeli olan şeyler:
Sigara içmek Araştırmalar yemekten sonra içilen tek bir sigaranın 10 taneye bedel olduğunu kanıtlıyor. (Kanser riski de doğru orantıda artıyor.)
Meyve yemek Yemekten hemen sonra meyve yemek midenin hava ile dolmasına sebep oluyor. O yüzden meyvenizi yemekten 1-2 saat önce ya da sonra yemelisiniz.
Çay içmek Çay yaprakları yüksek oranda asit içerdiği için yemeklerden aldığımız proteinleri sindirmemizi zorlaştırır.
Kemer gevşetmek Yemekten sonra kemer gevşetmek bağırsakların bükülmesine ve bloke olmasına sebep olur.
Yürümekİnsanlar genellikle yemek yedikten sonra yürümenin ömrü uzattığına inanır. Halbuki bu doğru değil. Yürümek, sindirim sisteminin yediğimiz yemeklerden nütrientleri özümsememesine sebep olur. Yani yediğimiz yemeğin hiçbir anlamı kalmamasına…
Banyo yapmak Banyo yapmak kan akışını ellere, ayaklara doğru çoğaltır ve bu da midenin etrafındaki kan miktarını azaltır. Sonuç olarak, sindirim sistemini zayıflatır.
Uyumak Yemekten hemen sonra uyuduğumuzda, yediklerimizi yeterince sindiremeyiz. Bu da bağırsak iltihaplanmalarına ve mide rahatsızlıklarına sebep olur. Bunlara dikkat edersek, yediğimiz yemek hem faydalı olur hem de bize rahatsızlık vermez.
Forum:
Genel Sağlık
Yorumlar
Yorum Yok

Yazar:
Maviş
Su güzellik verir
Su, doğanın insanlara sunduğu vazgeçilmez bir kaynak. Her damlasıyla vücudumuzda mucize yaratan güzellik ve sağlık kaynağı suyu doğru ve etkin kullanmak gerekiyor.
Yazın dayanılmaz sıcaklığıyla tanıştığımız şu günlerde suyun vücudumuz için önemli bir gereksinim olduğ u tartışılmaz bir gerçek. Özellikle vücudumuzun koruyucu tabakası olan derimizin yaz aylarında kuruyup dökülmesini engelleyen, elastikiyet, ipek gibi bir görünüm ve canlılık kazandıran tek yaşam kaynağı su. Cildimiz vücudumuzun dış etkenlere, virüs, bakteri ve toksik maddelere karşı en büyük silahı.
Derimiz, yaşamın zorlukları na karşı vücudumuzu koruyan elastik bir sınır. Cildimizde yer alan su, vücuttaki toplam suyun yüzde 20’sini oluşturur. Normal iklim koşullarında derimiz günde yaklaşık 400 ml su kaybeder. Derinin kusursuzluğ u, esnek ve elastik doğası değişik tabakalarındaki su miktarına bağlıdır. Epidermis adı verilen derimizin en üst katmanı nı oluşturan ölü hücreler, esnek kalabilmek için suyla birleşmesi gereken keratin adında lifli bir protein içerir. Yüzey kuru dukça esneklik kaybolur, su kaybı cildimizin erken yaşlanmasına yol açar. Bu yüzden cildin nemlendirilmesi büyük önem taşır.
Su cildi nemlendirir Su, mucizevi diye tanımlanan güzellik kremlerinin hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceğ ini yapar ve cilde yaşam katar. Su, cildi doğal olarak nemlendirir. Çünkü gerçek nemlendirme ancak derinin altından, yani doğal suyla olur. Derinin nemi çeşitli dış etkenlerle azaldığında, ki bu yaz aylarında artış gösterir, deriyi dışarıdan nemlendirmek yetersiz kalır. Derinin nem dengesini sağlamanın tek yolu ise yeterli ve sağlıklı miktarda su içmek.
Su cildi dirileştirir
Hücrelerin canlılığını sürdürebilmesindeki en önemli element su. Vücudumuzdaki su dengesinin de cilt üzerinde büyük bir etkisi bulunur. Su, sağlıklı bir cildin temel besin kaynağıdır. Güneş, hava basıncı ve klimaların yarattığı sağlıksız ortamlarda cildimizin doğal parlaklığını bol bol su içerek koruyabiliriz.
Su neden gerekli
Vücudumuzdaki tüm enzim reaksiyonları suyla yapılır. Suyun, enzim reaksiyonlarını hızlandırıcı işlevi bulunur. Vücut suyumuzun yüzde 90’ı, vücudun ana suyolu diye adlandırılan kan plazmasında yer alır. Yiyecekler hücrelere bu ana suyoluyla taşınır ve daha sonra geriye kalan atıklar böbreklerden süzülerek idrarla birlikte dışarıya atılır. Vücudumuza aldığımız suyun yüzde 20’sini ise buharlaştırırız. Sindirim sistemi, yiyecekleri işlemek için vücudumuza aldığımız suyun çoğunu kullanır.
Vücut, suyu kendini soğutmak için de kullanı r. Dışarıda sıcaklık 33 derecenin üstüne çıktığında ya da spor yaptığımızda vücut ısınır. Sağlık açısından vücut ısısı mutlaka dağıtılmalıdır. Sistem içerisinde kan, kaslardan deriye doğru pompalanır ve suyla birlikte ciltte nem oluşmasını sağlayarak vücudu soğutur. nsan vücudu üç ana elementten oluşur. Kas, organik doku ve yağ. Vücudumuza bu yağın yalnızca yüzde 3’ü gereklidir. Yağın yerleşim alanı böbrekler ve mide gibi hayati organizmaların içi ve etrafıdır. Değişik hormon seviyeleri nedeniyle erkek ve kadın vücudunda depolanan yağ oranı farklıdır. Kadınlar, erkeklere göre daha çok yağ depolar.
Forma girmek için su
Fazla kilolarımız estetik açıdan olduğu kadar sağlığımız açısından da tehlike taşıyor. Kilo verme amaçlı uygulanan bir diyette günde üç litre su içmenin büyük yararı var. Çünkü su, yağların parçalanarak dışarı atılmasında önemli rol oynar. Hiç kalorisi olmadığı için sanıldığının aksine şişmanlatıcı etkisi yoktur. Metabolizmamızı hızlandırdığı için alınan besinlerin yararlı kullanımına ve gereksiz metabolik atıkların vücut dışına çıkarılmasına yardımcı olur.
Sağlığın anahtarı su
Normal bir yetişkinin günde en az 1.5 litre, sporcuları n, hamilelerin ve emziren annelerin en az 2.5 litre su içmesi gerektiğini biliyoruz. Hiçbirimiz susuz bir hayatı düşünemezken sağlığımız için bu kadar önem taşıyan suyu acaba yeterince tanıyabiliyor muyuz? Suyunuzun nasıl olması gerektiği konusunda birkaç ipucu var:
• Yerleşim yerlerinden uzak, hijyenik koşullarda şişelenen, doğal kaynak suyu olmalı.
• Suyunuz bulanık olmamalı, renksiz ve berrak olmalı.
• İçeriğindeki mineral yapısı dengeli olmalı.
• Tüketiciler Avrupa’da “sodyum free” olarak adlandı rılan, içeriğinde 100 ml.’de 5 mg.’dan az sodyum bulunan suları tercih ediyor. Vücudun asit-baz dengesi için gerekli olan sodyum mineralinin gereğinden fazlası böbrek rahatsızlıklarına, ödeme ve kan basıncının artmasına neden olur. Pınar Denge’nin sodyum oranı 0.94 mg/lt.; Pınar Madran’ın sodyum oranı 2.00 mg/lt.; Pınar Yaşam Pınarım’ın sodyum oranı 2.00 mg/lt.
• Tokluk hissi verir.
• Vücutta gereksiz su toplanmasını önler. Çünkü vücut az su alınca bunu tehlike işareti sayar ve her damlayı saklar. Bu da el, ayak, ve bacakların şişmesine yol açar.
Sevgi bir yıldızdır yanıp sönen ,
Masmavi bir düştür .
Gökyüzünde hiç ölmeyen ,
Sevenlerin mumudur sevgi ,
Eriyip de hiç bitmeyen
Sevgi dolu bir Gün olması dileğiyle
Yüzünüz güleç, neşeniz bol,
Enerjiniz daima pozitif olsun
Su, doğanın insanlara sunduğu vazgeçilmez bir kaynak. Her damlasıyla vücudumuzda mucize yaratan güzellik ve sağlık kaynağı suyu doğru ve etkin kullanmak gerekiyor.
Yazın dayanılmaz sıcaklığıyla tanıştığımız şu günlerde suyun vücudumuz için önemli bir gereksinim olduğ u tartışılmaz bir gerçek. Özellikle vücudumuzun koruyucu tabakası olan derimizin yaz aylarında kuruyup dökülmesini engelleyen, elastikiyet, ipek gibi bir görünüm ve canlılık kazandıran tek yaşam kaynağı su. Cildimiz vücudumuzun dış etkenlere, virüs, bakteri ve toksik maddelere karşı en büyük silahı.
Derimiz, yaşamın zorlukları na karşı vücudumuzu koruyan elastik bir sınır. Cildimizde yer alan su, vücuttaki toplam suyun yüzde 20’sini oluşturur. Normal iklim koşullarında derimiz günde yaklaşık 400 ml su kaybeder. Derinin kusursuzluğ u, esnek ve elastik doğası değişik tabakalarındaki su miktarına bağlıdır. Epidermis adı verilen derimizin en üst katmanı nı oluşturan ölü hücreler, esnek kalabilmek için suyla birleşmesi gereken keratin adında lifli bir protein içerir. Yüzey kuru dukça esneklik kaybolur, su kaybı cildimizin erken yaşlanmasına yol açar. Bu yüzden cildin nemlendirilmesi büyük önem taşır.
Su cildi nemlendirir Su, mucizevi diye tanımlanan güzellik kremlerinin hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceğ ini yapar ve cilde yaşam katar. Su, cildi doğal olarak nemlendirir. Çünkü gerçek nemlendirme ancak derinin altından, yani doğal suyla olur. Derinin nemi çeşitli dış etkenlerle azaldığında, ki bu yaz aylarında artış gösterir, deriyi dışarıdan nemlendirmek yetersiz kalır. Derinin nem dengesini sağlamanın tek yolu ise yeterli ve sağlıklı miktarda su içmek.
Su cildi dirileştirir
Hücrelerin canlılığını sürdürebilmesindeki en önemli element su. Vücudumuzdaki su dengesinin de cilt üzerinde büyük bir etkisi bulunur. Su, sağlıklı bir cildin temel besin kaynağıdır. Güneş, hava basıncı ve klimaların yarattığı sağlıksız ortamlarda cildimizin doğal parlaklığını bol bol su içerek koruyabiliriz.
Su neden gerekli
Vücudumuzdaki tüm enzim reaksiyonları suyla yapılır. Suyun, enzim reaksiyonlarını hızlandırıcı işlevi bulunur. Vücut suyumuzun yüzde 90’ı, vücudun ana suyolu diye adlandırılan kan plazmasında yer alır. Yiyecekler hücrelere bu ana suyoluyla taşınır ve daha sonra geriye kalan atıklar böbreklerden süzülerek idrarla birlikte dışarıya atılır. Vücudumuza aldığımız suyun yüzde 20’sini ise buharlaştırırız. Sindirim sistemi, yiyecekleri işlemek için vücudumuza aldığımız suyun çoğunu kullanır.
Vücut, suyu kendini soğutmak için de kullanı r. Dışarıda sıcaklık 33 derecenin üstüne çıktığında ya da spor yaptığımızda vücut ısınır. Sağlık açısından vücut ısısı mutlaka dağıtılmalıdır. Sistem içerisinde kan, kaslardan deriye doğru pompalanır ve suyla birlikte ciltte nem oluşmasını sağlayarak vücudu soğutur. nsan vücudu üç ana elementten oluşur. Kas, organik doku ve yağ. Vücudumuza bu yağın yalnızca yüzde 3’ü gereklidir. Yağın yerleşim alanı böbrekler ve mide gibi hayati organizmaların içi ve etrafıdır. Değişik hormon seviyeleri nedeniyle erkek ve kadın vücudunda depolanan yağ oranı farklıdır. Kadınlar, erkeklere göre daha çok yağ depolar.
Forma girmek için su
Fazla kilolarımız estetik açıdan olduğu kadar sağlığımız açısından da tehlike taşıyor. Kilo verme amaçlı uygulanan bir diyette günde üç litre su içmenin büyük yararı var. Çünkü su, yağların parçalanarak dışarı atılmasında önemli rol oynar. Hiç kalorisi olmadığı için sanıldığının aksine şişmanlatıcı etkisi yoktur. Metabolizmamızı hızlandırdığı için alınan besinlerin yararlı kullanımına ve gereksiz metabolik atıkların vücut dışına çıkarılmasına yardımcı olur.
Sağlığın anahtarı su
Normal bir yetişkinin günde en az 1.5 litre, sporcuları n, hamilelerin ve emziren annelerin en az 2.5 litre su içmesi gerektiğini biliyoruz. Hiçbirimiz susuz bir hayatı düşünemezken sağlığımız için bu kadar önem taşıyan suyu acaba yeterince tanıyabiliyor muyuz? Suyunuzun nasıl olması gerektiği konusunda birkaç ipucu var:
• Yerleşim yerlerinden uzak, hijyenik koşullarda şişelenen, doğal kaynak suyu olmalı.
• Suyunuz bulanık olmamalı, renksiz ve berrak olmalı.
• İçeriğindeki mineral yapısı dengeli olmalı.
• Tüketiciler Avrupa’da “sodyum free” olarak adlandı rılan, içeriğinde 100 ml.’de 5 mg.’dan az sodyum bulunan suları tercih ediyor. Vücudun asit-baz dengesi için gerekli olan sodyum mineralinin gereğinden fazlası böbrek rahatsızlıklarına, ödeme ve kan basıncının artmasına neden olur. Pınar Denge’nin sodyum oranı 0.94 mg/lt.; Pınar Madran’ın sodyum oranı 2.00 mg/lt.; Pınar Yaşam Pınarım’ın sodyum oranı 2.00 mg/lt.
• Tokluk hissi verir.
• Vücutta gereksiz su toplanmasını önler. Çünkü vücut az su alınca bunu tehlike işareti sayar ve her damlayı saklar. Bu da el, ayak, ve bacakların şişmesine yol açar.
Sevgi bir yıldızdır yanıp sönen ,
Masmavi bir düştür .
Gökyüzünde hiç ölmeyen ,
Sevenlerin mumudur sevgi ,
Eriyip de hiç bitmeyen
Sevgi dolu bir Gün olması dileğiyle
Yüzünüz güleç, neşeniz bol,
Enerjiniz daima pozitif olsun
Forum:
Genel Sağlık
Yorumlar
Yorum Yok

Yazar:
Maviş
Hipertansiyon sürekli anormal derecede yüksek olan kan basıncıdır. Tansiyon atardamarlarınızdaki kanın basıncıdır.
Kan dolaşımı, içerisindeki basıncın sürekli olarak değiştiği kapalı bir sistemdir. Kalp dışarıya kan pompaladıkça her kalp atışı kasılma yüksekliğinde sistolik basınç denilen bir doruk noktasına yükselir. Daha sonra kalp atışından hemen önce ulaştığı diastolik basınç denilen bir alt seviyeye düşer. Diastolik basınç kalp atışları arasında gidip gelen bir basınçtır. Devir içerisindeki değişikliklere ek olarak fiziksel zorlama seviyesi, anksiyete, stres, duygusal değişiklikler ve diğer faktörler ile birlikte kan basıncı da sürekli değişme gösterir. Bu nedenle sadece bir kez yapılan ölçümler bir anlam ifade etmez ve kan basıncının farklızamanlarda istirahat halinde kontrol edilmesi gerekmektedir. Kan basıncı milimetre cıva (mmHg) olarak ölçülür. Hipertansiyon genellikle zorlanma halinde 140 mmHg veya daha fazla sistolik kan basıncı (büyük tansiyon) veya dinlenme halinde 90 mmHg veya daha fazla diastolik kan basıncı (küçük tansiyon) olarak tanımlanır.
Beslenme kontrolü ve egzersiz artışı gibi hayat tarzındaki değişiklikler kan basıncı artışıbulunan herkes için önemlidir.
160 mmHg veya daha fazla sistolik basınç ve/veya 100 mmHg veya daha fazla diastolik basınç durumlarında genellikle ilaç tedavisi önerilir.
Kan basıncı 140/90-160/100mmHg arasında olduğunda hayat tarzında değişikliklerin olması ve yüksek kolesterol, sigara veya geçmişteki bir felç veya kalp krizine yönelik bir risk bulunmaması koşuluyla tabletler gerekli olmayabilir.
90–109 mmHg’lik diastolik basınç orta yaşlı yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde 20’sinde bulunur. Gençlerde daha az yaşlılarda ise daha sık görülür. 110-129 mmHg’lik diastolik basınç yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde dördünde görülür. Ancak yüksek kan basıncıbulunan ama bunun farkında olmayan çok sayıda insan olduğuna inanılmaktadır.
Semptomlar
Genel inanışın aksine atardamar, böbrek, beyin, göz veya başka bir bölgede ikincil komplikasyonlar gelişmedikçe yüksek kan basıncı (hipertansiyon) çok ender olarak semptomlara neden olur. Komplike olmayan yüksek kan basıncı baş dönmesi, baş ağrısı,bitkinlik, burun kanamaları veya yüz kızarmasına neden olmaz.
Nedenler
Vakaların yaklaşık %90’ında hipertansiyonun nedeni bilinmemektedir, bu gibi vakalarda buna birincil (esansiyel) hipertansiyon denir. Birincil hipertansiyon çok yaygındır ve yetişkin nüfusunun yaklaşık yüzde yirmisini etkiler.
Yaşam tarzı ve genetik faktörlerin de payı olabilir. Erkekler de biraz daha yaygındır. Obez insanlar ve yüksek oranda alkol kullananların hipertansiyon geçirmeleri daha olasıdır. Stresinde bu durumda payı olabilir.
Az sayıda insanda hipertansiyonun altında yatan nedenler arasında Cushing sendromu, böbrek hastalığı veya nadiren adrenalin bezindeki adrenalin üreten hücrelerin tümöre yakalanması gibi nedenler bulunur. Kombine ağız yoluyla alınan gebelik önleyiciler hipertansiyona neden olabilir. Hamile kadınlarda pre-eklampsi ve eklampsi potansiyel olarak ölümcül olan yüksek kan basıncına sebep olur.
Kan basıncında meydana gelen genel bir artışın atardamarlara zarar verdiği bilinir; atardamarın zarar görmesi kan basıncının yükselmesine neden olabilir. Atardamar zedelenmesi atardamarların esnekliğini etkileyerek onları katı ve sert hale getirir. Ayrıca atardamarların daralmasına neden olabilecek bir atardamar hastalığı olan ateroskleroz gelişimine de yardımcı olur. Atardamarlar yaş ile birlikte daha sert hale geldiğinden bu durum yaşlı insanlarda daha sık görülür.
Teşhis
Kan basıncı iki rakam kullanılarak ölçülür; önce sistolik (kalbin kasıldığı ve kanı vücuda gönderdiği anda atardamarlardaki basınç) ve sonra da diastolik (her kalp atışı arasında kalbin kanla dolduğu anda atardamarlardaki basınç).
Kan basıncı şişirilebilir bir kolluk kullanılarak ölçülür. Bu kolluk kolun yukarı kısmını saracakşekilde yerleştirilir. Kolluk şişirilir ve doktor veya hemşire hava serbest bırakılırken kolluğun hemen altındaki atardamarı dinler. Kalp atışı duyulduğunda sistolik basınç kaydedilir. Ses kaybolduğunda ise diastolik basınç kaydedilir. Bazen otomatik bilgisayarlı kan basıncı ölçüm makinesi kullanılır.
Bazı kimseler doktor ziyaretlerinde gergin olurlar ve bu durum kan basıncında geçici bir yükselmeye sebep olabilir. Bu nedenle kan basıncı üç ayrı durumda ölçülene kadar genellikle hipertansiyon teşhisi konulmaz. Kan basıncının düzenli kontrol edilmesi gerekir. Yüksek kan basıncı teşhisi konulmuş ise doktorunuz kardiyovasküler hastalığı (kalp krizi ve felçlere neden olabilecek kalp ve kan dolaşımı durumu) geliştirme riski taşıyıp taşımadığınızıda değerlendirir. Bu ise diğer testleri gerektirecek olup bir uzmana havale edilebilirsiniz.
Tedavi
Hipertansiyon tedavisi yaşam tarzında yapılacak değişiklikler ile gerekli görüldüğünde ilaç tedavisini kapsar. Çoğu hafif hipertansiyon vakasında kan basıncını normale düşürmek için yemek alışkanlıklarını değiştirme, düzenli egzersiz, az yağlı besinler yeme, sigarayı bırakma ve gerekli ise tuz ve alkol alımını azaltma yeterlidir.
Bu değişikliklerin başarılı olmaması durumunda ilaç tedavisi gereklidir.
Hipertansiyon tedavisinde üç temel ilaç türü kullanılır:
İdrar sökücü ilaçlar idrara daha fazla su ve tuz katmak ve kan hacmini düşürmek üzere etki ederler ve böylece basıncı aşağı çekerler. İdrar sökücüler çoğu zaman yüksek kan basıncına yönelik ilk tedavi seçimidir.
Beta- blokerler kalbi yavaşlatıp, daha yavaş atmasını sağlayarak kalbin hormon ve sinir kontrolüne müdahale ederler; böylelikle basıncı düşürürler.
Şeker hastalığı geliştirme riskiniz bulunuyorsa kan damarlarınızı gevşetecek ACE inhibitörü denilen ilaçları kullanmanız tavsiye edilebilir.
Son olarak ayrıca kalp damarlarınızı gevşetecek ve kanın daha serbest akmasına yardımcı olacak kalsiyum kanalı blokeri almanız da önerilebilir.
Sorunun altında hormonal bozukluk gibi tıbbi bir neden yatıyorsa bu hastalığın tedavisi genellikle kan basıncının normal seviyeye düşmesi ile sonuçlanır.
Tedaviniz düzenli olarak gözden geçirilmelidir. Yaşam tarzınızda değişiklikler yaptıysanız (Hastalığın önlenmesine bakınız) ve kan basıncınız normal seviyeye düştüyse doktorunuz belirli bir deneme süresi için ilaç tedavinizi kesmenizi tavsiye edebilir.
Komplikasyonlar
Komplikasyonları diğer hastalıklara oranla daha sık ölüme ve ciddi yetersizliğe neden olduğundan hiç kimse yüksek kan basıncını görmezlikten gelemez. Uzun süreli yüksek basınçlar yaşlanma sürecini artırır ve kan damarları için çok zararlıdır.
Özellikle, atardamar sertleşmesinin atardamarların iç yüzeyindeki kolesterol plağı tortusu ve diğer materyaller ile ilişkilendirildiği öldürücü atardamar hastalığı ateroskleroz gelişimine katkıda bulunurlar.
Batı dünyasının iki büyük ölüm nedeni olan koroner tromboz ve felç büyük risklerdir ancak yüksek kan basıncı da kalp, böbrek ve gözlere ciddi derecede zarar verebilir. Hipertansiyon araştırılmalı ve her yetişkin düzenli kontroller yaptırmalıdır. Neyse ki etkili ve yerinde tedavi bu ciddi komplikasyonlara yönelik ilave riski büyük oranda ortadan kaldırabilmektedir.
Hastalığın Önlenmesi
Yaşam tarzınızda değişikler yapın: daha az tuz içeren sağlıklı yemekler yiyin ve gerekirse kilo verin. Sigarayı bırakın, düzenli olarak egzersiz yapın ve alkol ve kafein tüketimini azaltın.
Düzenli kan basıncı kontrolleri yapmak özellikle de ailenizde hipertansiyon geçmişi var ise çok önemlidir. Komplikasyonlar ortaya çıkmadan önce tavsiye veya tedavilere başlanabilir.
Sevgi bir yıldızdır yanıp sönen ,
Masmavi bir düştür .
Gökyüzünde hiç ölmeyen ,
Sevenlerin mumudur sevgi ,
Eriyip de hiç bitmeyen
Sevgi dolu bir Gün olması dileğiyle
Yüzünüz güleç, neşeniz bol,
Enerjiniz daima pozitif olsun
Kan dolaşımı, içerisindeki basıncın sürekli olarak değiştiği kapalı bir sistemdir. Kalp dışarıya kan pompaladıkça her kalp atışı kasılma yüksekliğinde sistolik basınç denilen bir doruk noktasına yükselir. Daha sonra kalp atışından hemen önce ulaştığı diastolik basınç denilen bir alt seviyeye düşer. Diastolik basınç kalp atışları arasında gidip gelen bir basınçtır. Devir içerisindeki değişikliklere ek olarak fiziksel zorlama seviyesi, anksiyete, stres, duygusal değişiklikler ve diğer faktörler ile birlikte kan basıncı da sürekli değişme gösterir. Bu nedenle sadece bir kez yapılan ölçümler bir anlam ifade etmez ve kan basıncının farklızamanlarda istirahat halinde kontrol edilmesi gerekmektedir. Kan basıncı milimetre cıva (mmHg) olarak ölçülür. Hipertansiyon genellikle zorlanma halinde 140 mmHg veya daha fazla sistolik kan basıncı (büyük tansiyon) veya dinlenme halinde 90 mmHg veya daha fazla diastolik kan basıncı (küçük tansiyon) olarak tanımlanır.
Beslenme kontrolü ve egzersiz artışı gibi hayat tarzındaki değişiklikler kan basıncı artışıbulunan herkes için önemlidir.
160 mmHg veya daha fazla sistolik basınç ve/veya 100 mmHg veya daha fazla diastolik basınç durumlarında genellikle ilaç tedavisi önerilir.
Kan basıncı 140/90-160/100mmHg arasında olduğunda hayat tarzında değişikliklerin olması ve yüksek kolesterol, sigara veya geçmişteki bir felç veya kalp krizine yönelik bir risk bulunmaması koşuluyla tabletler gerekli olmayabilir.
90–109 mmHg’lik diastolik basınç orta yaşlı yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde 20’sinde bulunur. Gençlerde daha az yaşlılarda ise daha sık görülür. 110-129 mmHg’lik diastolik basınç yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde dördünde görülür. Ancak yüksek kan basıncıbulunan ama bunun farkında olmayan çok sayıda insan olduğuna inanılmaktadır.
Semptomlar
Genel inanışın aksine atardamar, böbrek, beyin, göz veya başka bir bölgede ikincil komplikasyonlar gelişmedikçe yüksek kan basıncı (hipertansiyon) çok ender olarak semptomlara neden olur. Komplike olmayan yüksek kan basıncı baş dönmesi, baş ağrısı,bitkinlik, burun kanamaları veya yüz kızarmasına neden olmaz.
Nedenler
Vakaların yaklaşık %90’ında hipertansiyonun nedeni bilinmemektedir, bu gibi vakalarda buna birincil (esansiyel) hipertansiyon denir. Birincil hipertansiyon çok yaygındır ve yetişkin nüfusunun yaklaşık yüzde yirmisini etkiler.
Yaşam tarzı ve genetik faktörlerin de payı olabilir. Erkekler de biraz daha yaygındır. Obez insanlar ve yüksek oranda alkol kullananların hipertansiyon geçirmeleri daha olasıdır. Stresinde bu durumda payı olabilir.
Az sayıda insanda hipertansiyonun altında yatan nedenler arasında Cushing sendromu, böbrek hastalığı veya nadiren adrenalin bezindeki adrenalin üreten hücrelerin tümöre yakalanması gibi nedenler bulunur. Kombine ağız yoluyla alınan gebelik önleyiciler hipertansiyona neden olabilir. Hamile kadınlarda pre-eklampsi ve eklampsi potansiyel olarak ölümcül olan yüksek kan basıncına sebep olur.
Kan basıncında meydana gelen genel bir artışın atardamarlara zarar verdiği bilinir; atardamarın zarar görmesi kan basıncının yükselmesine neden olabilir. Atardamar zedelenmesi atardamarların esnekliğini etkileyerek onları katı ve sert hale getirir. Ayrıca atardamarların daralmasına neden olabilecek bir atardamar hastalığı olan ateroskleroz gelişimine de yardımcı olur. Atardamarlar yaş ile birlikte daha sert hale geldiğinden bu durum yaşlı insanlarda daha sık görülür.
Teşhis
Kan basıncı iki rakam kullanılarak ölçülür; önce sistolik (kalbin kasıldığı ve kanı vücuda gönderdiği anda atardamarlardaki basınç) ve sonra da diastolik (her kalp atışı arasında kalbin kanla dolduğu anda atardamarlardaki basınç).
Kan basıncı şişirilebilir bir kolluk kullanılarak ölçülür. Bu kolluk kolun yukarı kısmını saracakşekilde yerleştirilir. Kolluk şişirilir ve doktor veya hemşire hava serbest bırakılırken kolluğun hemen altındaki atardamarı dinler. Kalp atışı duyulduğunda sistolik basınç kaydedilir. Ses kaybolduğunda ise diastolik basınç kaydedilir. Bazen otomatik bilgisayarlı kan basıncı ölçüm makinesi kullanılır.
Bazı kimseler doktor ziyaretlerinde gergin olurlar ve bu durum kan basıncında geçici bir yükselmeye sebep olabilir. Bu nedenle kan basıncı üç ayrı durumda ölçülene kadar genellikle hipertansiyon teşhisi konulmaz. Kan basıncının düzenli kontrol edilmesi gerekir. Yüksek kan basıncı teşhisi konulmuş ise doktorunuz kardiyovasküler hastalığı (kalp krizi ve felçlere neden olabilecek kalp ve kan dolaşımı durumu) geliştirme riski taşıyıp taşımadığınızıda değerlendirir. Bu ise diğer testleri gerektirecek olup bir uzmana havale edilebilirsiniz.
Tedavi
Hipertansiyon tedavisi yaşam tarzında yapılacak değişiklikler ile gerekli görüldüğünde ilaç tedavisini kapsar. Çoğu hafif hipertansiyon vakasında kan basıncını normale düşürmek için yemek alışkanlıklarını değiştirme, düzenli egzersiz, az yağlı besinler yeme, sigarayı bırakma ve gerekli ise tuz ve alkol alımını azaltma yeterlidir.
Bu değişikliklerin başarılı olmaması durumunda ilaç tedavisi gereklidir.
Hipertansiyon tedavisinde üç temel ilaç türü kullanılır:
İdrar sökücü ilaçlar idrara daha fazla su ve tuz katmak ve kan hacmini düşürmek üzere etki ederler ve böylece basıncı aşağı çekerler. İdrar sökücüler çoğu zaman yüksek kan basıncına yönelik ilk tedavi seçimidir.
Beta- blokerler kalbi yavaşlatıp, daha yavaş atmasını sağlayarak kalbin hormon ve sinir kontrolüne müdahale ederler; böylelikle basıncı düşürürler.
Şeker hastalığı geliştirme riskiniz bulunuyorsa kan damarlarınızı gevşetecek ACE inhibitörü denilen ilaçları kullanmanız tavsiye edilebilir.
Son olarak ayrıca kalp damarlarınızı gevşetecek ve kanın daha serbest akmasına yardımcı olacak kalsiyum kanalı blokeri almanız da önerilebilir.
Sorunun altında hormonal bozukluk gibi tıbbi bir neden yatıyorsa bu hastalığın tedavisi genellikle kan basıncının normal seviyeye düşmesi ile sonuçlanır.
Tedaviniz düzenli olarak gözden geçirilmelidir. Yaşam tarzınızda değişiklikler yaptıysanız (Hastalığın önlenmesine bakınız) ve kan basıncınız normal seviyeye düştüyse doktorunuz belirli bir deneme süresi için ilaç tedavinizi kesmenizi tavsiye edebilir.
Komplikasyonlar
Komplikasyonları diğer hastalıklara oranla daha sık ölüme ve ciddi yetersizliğe neden olduğundan hiç kimse yüksek kan basıncını görmezlikten gelemez. Uzun süreli yüksek basınçlar yaşlanma sürecini artırır ve kan damarları için çok zararlıdır.
Özellikle, atardamar sertleşmesinin atardamarların iç yüzeyindeki kolesterol plağı tortusu ve diğer materyaller ile ilişkilendirildiği öldürücü atardamar hastalığı ateroskleroz gelişimine katkıda bulunurlar.
Batı dünyasının iki büyük ölüm nedeni olan koroner tromboz ve felç büyük risklerdir ancak yüksek kan basıncı da kalp, böbrek ve gözlere ciddi derecede zarar verebilir. Hipertansiyon araştırılmalı ve her yetişkin düzenli kontroller yaptırmalıdır. Neyse ki etkili ve yerinde tedavi bu ciddi komplikasyonlara yönelik ilave riski büyük oranda ortadan kaldırabilmektedir.
Hastalığın Önlenmesi
Yaşam tarzınızda değişikler yapın: daha az tuz içeren sağlıklı yemekler yiyin ve gerekirse kilo verin. Sigarayı bırakın, düzenli olarak egzersiz yapın ve alkol ve kafein tüketimini azaltın.
Düzenli kan basıncı kontrolleri yapmak özellikle de ailenizde hipertansiyon geçmişi var ise çok önemlidir. Komplikasyonlar ortaya çıkmadan önce tavsiye veya tedavilere başlanabilir.
Sevgi bir yıldızdır yanıp sönen ,
Masmavi bir düştür .
Gökyüzünde hiç ölmeyen ,
Sevenlerin mumudur sevgi ,
Eriyip de hiç bitmeyen
Sevgi dolu bir Gün olması dileğiyle
Yüzünüz güleç, neşeniz bol,
Enerjiniz daima pozitif olsun
Forum:
Genel Sağlık
Yorumlar
Yorum Yok

Yazar:
Maviş
Ciğer kebabı adana
150 gr karaciğer (keçi karaciğeri)
50 gr kuyruk yağı
Orta boy domates
Orta boy soğan
Bir tutam maydonoz
Bir tutam nane
Sumak
Tuz
Kimyon
Pul biber
Yeşil biber
Ciğerler küçük küpler şeklinde doğranır. Aynı şekilde yağlar da doğranır. Sonra ince şişlere bir ciğer bir yağ şeklinde dizilir. Bir şişe üç ciğer 2 adet kuyruk yağı dizilir. Mangal kömürü yakılır, sonra şişler dinlenmiş köz üzerinde pişirilir. Salatayla beraber sıcak sıcak servis yapılır
ADANA MUTFAĞI
150 gr karaciğer (keçi karaciğeri)
50 gr kuyruk yağı
Orta boy domates
Orta boy soğan
Bir tutam maydonoz
Bir tutam nane
Sumak
Tuz
Kimyon
Pul biber
Yeşil biber
Ciğerler küçük küpler şeklinde doğranır. Aynı şekilde yağlar da doğranır. Sonra ince şişlere bir ciğer bir yağ şeklinde dizilir. Bir şişe üç ciğer 2 adet kuyruk yağı dizilir. Mangal kömürü yakılır, sonra şişler dinlenmiş köz üzerinde pişirilir. Salatayla beraber sıcak sıcak servis yapılır
ADANA MUTFAĞI
Forum:
Dünya Mutfakları
Yorumlar
Yorum Yok

Yazar:
Maviş
Turunç kabuğu reçeli
10 adet orta boy turunç
1 kg şeker
1/2 litre su
1/2 çay kaşığı limon tuzu
1 İlk önce turunçlar yıkanır. Turunçların kırmızı üst kabukları çok ince bir rende yardımı ile kazınır, sonra beşe bölünerek dilimler halinde soyulur.
2 Soyulmuş olan kabuklar yıkandıktan sonra haşlanır ve hemen ardından soğuk suya atılarak soğutulur.
3 Kabukların suyu, bir gün içinde 3-4 kere değiştirilir. Bu işlem 3-4 gün tekrarlanır ve böylece kabukların acılığı gider.
4 Daha sonra kabuklar, kaim bir iğne yardımı ile rulo şeklinde kıvrılarak iplere halka halka dizilir.
5 Sonraki aşamada kabuklar pişirileceği kaba alınıp üzerine 1 kg. şeker ve V2 litre su ilave edilerek ateşe konur ve şeffaflaşıp da istenilen kıvama gelinceye kadar kısık ateşte kaynatılır.
6 Kabuklarla beraber ballaşan şurup, reçel kıvamını aldıktan sonra bala V2 çay kaşığı limon tuzu ilave edilerek 3-5 dakika daha kaynatılır. Daha sonra ateşten indirilerek 7-8 dakika dinlendirilir.
7 Balın içerisindeki turunç kabuğu halkaları bir süzgeçli kaşık yardımıyla balın içerisinden alınarak temiz ve kuru bir kaba aktarılır, geriye kalan bal da süzülerek üzerine dökülür.
8 Soğuduktan sonra ipleri çıkarılarak yenmeye hazır hale getirilen tatlımız, tercihen sade yada balıyla beraber tabaklara konularak servis yapılır
adana mutfağı
10 adet orta boy turunç
1 kg şeker
1/2 litre su
1/2 çay kaşığı limon tuzu
1 İlk önce turunçlar yıkanır. Turunçların kırmızı üst kabukları çok ince bir rende yardımı ile kazınır, sonra beşe bölünerek dilimler halinde soyulur.
2 Soyulmuş olan kabuklar yıkandıktan sonra haşlanır ve hemen ardından soğuk suya atılarak soğutulur.
3 Kabukların suyu, bir gün içinde 3-4 kere değiştirilir. Bu işlem 3-4 gün tekrarlanır ve böylece kabukların acılığı gider.
4 Daha sonra kabuklar, kaim bir iğne yardımı ile rulo şeklinde kıvrılarak iplere halka halka dizilir.
5 Sonraki aşamada kabuklar pişirileceği kaba alınıp üzerine 1 kg. şeker ve V2 litre su ilave edilerek ateşe konur ve şeffaflaşıp da istenilen kıvama gelinceye kadar kısık ateşte kaynatılır.
6 Kabuklarla beraber ballaşan şurup, reçel kıvamını aldıktan sonra bala V2 çay kaşığı limon tuzu ilave edilerek 3-5 dakika daha kaynatılır. Daha sonra ateşten indirilerek 7-8 dakika dinlendirilir.
7 Balın içerisindeki turunç kabuğu halkaları bir süzgeçli kaşık yardımıyla balın içerisinden alınarak temiz ve kuru bir kaba aktarılır, geriye kalan bal da süzülerek üzerine dökülür.
8 Soğuduktan sonra ipleri çıkarılarak yenmeye hazır hale getirilen tatlımız, tercihen sade yada balıyla beraber tabaklara konularak servis yapılır
adana mutfağı
Forum:
Dünya Mutfakları
Yorumlar
Yorum Yok

Yazar:
Maviş
Adana Çorbası
2000 gr. et suyu (8 bardak)
200 gr. kıyma
100 gr. nohut (1/2 bardak)
1 orta domates
1 çorba kaşığı salça
1 kahve fincanı sirke
2 kahve kaşığı kekik
Tuz, biber
Yapılışı :
Bir tencereye et suyu konur, buna bir gece suda ıslatılmış ve vn muşuncaya kadar haşlanmış 10 gr nohut, küçük doğranmış ve 5 dakika kadar pişirilerek püre haline getirilmiş bir domates veya 1 çorba kaşığı domates salçası ve yarım çorba kaşığı tuz koyarak kavuntılır. Diğer taraftan 200gr kıymaya bir miktar tuz ve karabiber konu rak yoğurulur ve küçük köftecikler yapılır. Bu köfteler nohutlu et suyuna atılarak 20 dakika haşlanmaya bırakılır. Sonra, tencere ateşten alınarak çorbaya 1 kahve fincanı sirke, kekik ilâve edilir. Servis yapılır.
ADANA MUTFAĞI
2000 gr. et suyu (8 bardak)
200 gr. kıyma
100 gr. nohut (1/2 bardak)
1 orta domates
1 çorba kaşığı salça
1 kahve fincanı sirke
2 kahve kaşığı kekik
Tuz, biber
Yapılışı :
Bir tencereye et suyu konur, buna bir gece suda ıslatılmış ve vn muşuncaya kadar haşlanmış 10 gr nohut, küçük doğranmış ve 5 dakika kadar pişirilerek püre haline getirilmiş bir domates veya 1 çorba kaşığı domates salçası ve yarım çorba kaşığı tuz koyarak kavuntılır. Diğer taraftan 200gr kıymaya bir miktar tuz ve karabiber konu rak yoğurulur ve küçük köftecikler yapılır. Bu köfteler nohutlu et suyuna atılarak 20 dakika haşlanmaya bırakılır. Sonra, tencere ateşten alınarak çorbaya 1 kahve fincanı sirke, kekik ilâve edilir. Servis yapılır.
ADANA MUTFAĞI
Forum:
Dünya Mutfakları
Yorumlar
Yorum Yok

Yazar:
Maviş
Kaynar
Malzemeler. 50 gr. yedi türlü baharat, l kg. şeker, 200 gr. ceviz içi, 2 kaşık tarçın.
Hazırlanışı: Baharatlar bir tülbente sarılır. Baharatlar ve şeker 4 litre su konulan tencereye eklenerek kıvam alıncaya kadar kaynatılır. Sıcak olarak servis yapılan kaynarın üzerine ceviz içi ve tarçın serpilir.
ADANA MUTFAĞI
Malzemeler. 50 gr. yedi türlü baharat, l kg. şeker, 200 gr. ceviz içi, 2 kaşık tarçın.
Hazırlanışı: Baharatlar bir tülbente sarılır. Baharatlar ve şeker 4 litre su konulan tencereye eklenerek kıvam alıncaya kadar kaynatılır. Sıcak olarak servis yapılan kaynarın üzerine ceviz içi ve tarçın serpilir.
ADANA MUTFAĞI
Forum:
Dünya Mutfakları
Yorumlar
Yorum Yok

Yazar:
Maviş
Palıza
Malzemeler: 200 gr. nişasta, 250 gr. şeker, 1/2 litre süt veya su, yeterince tarçın.
Hazırlanışı: Süt ve şeker eriyene kadar kaynatıldıktan sonra nişasta ilave edilir. Malzeme kaynayıp da koyu muhallebi kıvamını aldıktan sonra, tarçınla süslenerek servis yapılır.
ADANA MUTFAĞI
Malzemeler: 200 gr. nişasta, 250 gr. şeker, 1/2 litre süt veya su, yeterince tarçın.
Hazırlanışı: Süt ve şeker eriyene kadar kaynatıldıktan sonra nişasta ilave edilir. Malzeme kaynayıp da koyu muhallebi kıvamını aldıktan sonra, tarçınla süslenerek servis yapılır.
ADANA MUTFAĞI
Forum:
Dünya Mutfakları
Yorumlar
Yorum Yok
Hoşgeldin, Ziyaretçi
Forumda Ara
Forum İstatistikleri
Kimler Çevrimiçi
Toplam: 42 kullanıcı aktif
Bing, Google
0 Kayıtlı
» 40 Ziyaretçi
» 40 Ziyaretçi
Son Aktiviteler
Avantajlı Fiyatlarla Futb...
Son Yorum:
nullsix
•
Dün, 12:06 PM
Erzurum’un İklimine Uygun...
Son Yorum:
aysuyigiter
•
09-13-2025, 09:02 PM
En iyi Kamp Yerleri ve Ka...
Son Yorum:
tovirniers
•
09-13-2025, 02:03 PM
Elektronik Kart Dizgisi Ü...
Son Yorum:
aysuyigiter
•
09-13-2025, 01:11 PM
Portekiz Dijital Göçebe P...
Son Yorum:
aysuyigiter
•
09-13-2025, 12:48 PM
Erciva Bungalov İle Doğay...
Son Yorum:
aysuyigiter
•
09-12-2025, 05:44 PM
Sosyal Medyada Güvenilir ...
Son Yorum:
aysuyigiter
•
09-12-2025, 04:19 PM
Pandora Shops ile Doğal T...
Son Yorum:
aysuyigiter
•
09-12-2025, 12:47 PM
SMH Makine ile Eşsiz Waff...
Son Yorum:
aysuyigiter
•
09-12-2025, 11:53 AM
BiPencere İle En Uygun Fi...
Son Yorum:
aysuyigiter
•
09-12-2025, 10:19 AM