Kaza, saat 18.00 sıralarında Bağcılar O-3 karayolu Aksaray istikametinde yaşandı. Edinilen bilgiye göre, sağ şeritten ilerleyen Mehmet Barış D. idaresindeki 34 EP 9141 plakalı Kia kamyonet sağ şeritte duran 34 CSZ 499 plakalı Volkwagen minibüse arkadan çarptı. Çarpmanın etkisiyle kamyonettin ön tarafında bulunan sürücü Mehmet Barış Durusoy ve yolcu Esra S. aracın içinde sıkıştı.

İhbar üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri sıkışan sürücü ve yolcuyu araçtan çıkararak sağlık ekiplerine teslim etti. Ekiplerin yaptığı ilk müdahalenin ardından yaralılar en yakın hastaneye kaldırılarak tedavi altına alınırken, yaralı Esra S.'nin durumunun ağır olduğu öğrenildi. Öte yandan kaza nedeniyle karayolu üzerinden yoğunluk oluştu. Ekiplerin yaptığı çalışmaların ardından araçların kaldırılmasıyla yoldaki trafik akışı normale döndü.

Furkan Tan

Muğla İl Jandarma Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ve Milas JASAT ekipleri tarafından Milas'ta otomobillerin motor ve şasi numaraları üzerinde değişiklik yaparak resmi belgede sahtecilik yaptıkları iddia edilen şahıslara yönelik operasyon düzenlendi. Baharlı Mahallesi'nde bulunan sanayi sitesindeki bir işyerinde yapılan aramada farklı marka ve modelde 20 otomobilde yapılan ön incelemede motor ve şase numaralarında oynama yapıldığı tespit edildi. Olayla ilgili olarak M.Ö., G.Ö., K.Ö. ve E.B. isimli şahıslar gözaltına alındı. Jandarmadaki ifade işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şahıslar tutuklandı.

Oktay Çayırlı

Olay, geçtiğimiz Perşembe günü Urgan Mahallesi'nde bulunan bir sitenin otoparkında yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Turan Y. eşi ile işe gitmek için kucağındaki kızıyla birlikte oturdukları binadan çıktı. Anne ve baba çocuklarını yan bloktaki akrabalarına bırakmak için yürüdükleri esnada otoparktan hareket eden kadın sürücünün kullandığı otomobil, dönüş esnasında park halinde olan başka bir araca çarpınca sürücü bir anda panik yaptı. Yaşanan kaza anı ise güvenlik kamerasına yansıdı. Kontrolsüz bir şekilde hareket eden otomobil, kucağında 2 kaşındaki kızı D.Y. ile yürümekte olan Turan Y.'ye (36) çarparak altına aldı.

Çevredekilerin yardımıyla otomobilin altından çıkarılan baba ve kız yaralandı. Baba ve kızı daha sonra çağrılan ambulansla Karaman Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Tedavileri yapılan baba Turan Y.'nin kalça kemiğinde kırık, kızının ise yüzünde şişlikler oluştuğu öğrenildi.

Kazada ölümden dönen ailenin yakınları, otomobil sürücüsünden şikayetçi olacaklarını belirtti.

Ali Rıza Dağlı - Mehmet Dağlı

Olay, Samsun'un Canik ilçesi Karşıyaka Mahallesi Kanije Sokak'ta 19 Ağustos 2020'de meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Hüsame Ünveren (24) adlı genç sokak ortasında silahlı saldırıya uğradı. Saldırganlar yaralı gence yerde yatarken kafasına silah kabzası ile defalarca vurup tabanca ve tüfekle yine ateş etti. Bütün bu anlar cep telefonu ile saniye saniye görüntülenirken, saldırganlar daha sonra kaçtı. Silahlı saldırı sırasında Canik Belediyesi MHP Meclis Üyesi Cemil G. de kazara bacağından yaralandı. Vücudunun çeşitli yerlerine kurşun isabet edip, kafasına da darbe alarak ağır yaralanan Hüsame Ünveren 112 acil servis ekipleri tarafından özel bir hastaneye, Cemil G. ise Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Ameliyata alınan Hüsame Ünveren yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Samsun Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Bürosu ekipleri öldürme olayını Ahmet C.(27) ve Serkan T.'nin (18) gerçekleştirdiğini tespit etti.

Samsun polisi olayla ilgili şüphelileri yakalayarak gözaltına aldı ve 6 kişi tutuklanırken, 2 kişi ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Vahşi cinayetle ilgili tutuklu sanıklar Ahmet C.(27), Gökhan C.(34), Serkan T.(18) Caner Ş.(22), Cengiz A.(18), Engin C.D.(25) ile tutuksuz olan Berna G.(25) ve Emrecan E.'nin (21) yargılanmasına başlandı. Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasında tutuklu sanıklar bulundukları cezaevlerinden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya görüntülü olarak katıldılar.

<img alt="" src="cdn.iha/Contents/pool_file/2021/13/2829_aw281182-01.jpg"/>

Kendini savunan Caner Ş.," Serkan bir anda müktüle doğru tüfeği patlattı. Serkan ateş edince Ahmet ağabeyde silahı ile o bölgeye doğru ateş etti. Ben araçta tek başıma kalmıştım. Arka koltuktan ön koltuğa sıçrayarak aracı çalıştırıp kaçmak istedim. Engin gelip kolumu tuttu. Ağabey kaçalım dedim. Bu sırada Serkan gelerek tüfeği bize doğrultup 'Nereye lan' dedi. O korku ile araçtan indim. Rahmetliyi yerde yatarken gördüm. Maktül son darbeyi alınca sağa sola koşarak polis geliyormuş gibi izlenim oluşturdum. Polis geliyor sözleri ile maktülü bırakmalarını söyledim. Ahmet ve Serkan'ı araç bindirdikten sonra maktülün yanına gitmek istedim ancak maktülün yanındakilerin bana zarar vermesinden korttum. Hep birlikte araca binip kaçtık" şeklinde konuştu.

<img alt="" src="cdn.iha/Contents/pool_file/2021/13/98285_aw281182-04.jpg"/>

Olayda silah kullanan ve öldürme olayına karıştığı iddia edilen Serkan T.," Araç içinde 6 kişi olay yerine gittik. Araçta 3 tane pompalı tüfek vardı. Araçta bulunanlar Husame'nin yanına gidildiğini ve vurulacağını biliyorlardı. Ahmet C. aracın içinde biriyle konuştu ve 'tamam yerini öğrendik' dedi. Ben bunu tehdit ve daha önce yaşadığım darp nedeniyle yapmak zorunda kaldım. Ben olay sırasında rahmetliye doğru ateş etmedim, yere doğru ateş ettim. Bu nedenle maktüle yeniden otopsi yapılmasını talep ediyorum" şeklinde konuştu.

Suçlamaları kabul etmeyen Engin C.D., " Araçta Serkan T.'nin paçasından tüfeğin ucunun çıktığını gördüm. Neden tük taşıdığını sorduğumda hasımları olduğunu söyledi. Serkan bana aracı durdurması söyledi. Aracı durdurunca Serkan araçtan dışarı fırladı. Onun peşinden de Ahmet araçtan indi. Ben tam araçtan ineceğim sırada ateş sesi duydum. Serkan'ın kalabalığa doğru ateş ettiğini gördüm. Şoka girdim ve kaçmaya başladım. Benim amacım onları olay yerinden kaçırmak değildi. Benim bu olaya herhangi bir dahilim yok" dedi.

Maktül ile arasında husumet olmadığını ileri süren Gökhan C., " Ailecek görüşmüşlüğümüz vardır. İddianamede ve bir takım beyanlarda bahsedilen Bafra bağlantısı ile kesinlikle meydana gelmedi. Ben aracım çizildiğinde kolluk kuvvetlerine başvuran kişiyim. Kesinlikle maktülün öldürülme olayını azmettirmedim. Suçsuzum beraatimi talep ediyorum" diye konuştu.

<img alt="" src="cdn.iha/Contents/pool_file/2021/13/35878_aw281182-02.jpg"/>

Olay yerinden kaçan sanıkların evine gittiği Berna G. ise " Ahmet benim erkek arkadaşımdım. Bahse konu ikamet Ahmet ile benim ortak kullandığım ikamettir. Ahmet eve yanında birkaç kişi ile geldi. Panik haldelerdi. Serkan'ın elinde tüfek vardı. Balkona çıktılar. Polis geliyor diyerek kaçtılar" şeklinde konuştu.

Öldürülen Hüsame Ünveren'in ailesi de sanıklardan şikayetçi olduklarını söylediler.

Tutuklu sanıkları Ahmet C., Emrecan E. ve Cengiz A.'nın avukatları olmadığını için bu celse ifadeleri alınmadı. Söz konusu sanıkların avukat tutmaları için ifadelerinin gelecek celse alınmak üzere kendilerine süre verildi. Tutuksuz sanık Emrecan E.'nin de ifadesinin gelecek celse alınacağı öğrenildi. Duruşma 7 Nisan'a ertelendi.

Muhammer Ay

Söke İlçe Kaymakamı Soner Zeybek mesajında “Bugün akşam saatlerinde Yenicami mahallesindeki bir adrese filyasyon çalışması yapmaya giden sağlık çalışanlarımıza filli ve sözlü olarak saldırıda bulunan şahıs Emniyet Müdürlüğümüz ekiplerince yakalanmış, tahkikata başlanmıştır. Pandemi sürecinde fedakarca çalışan sağlık ekiplerimize yapılan saldırıyı kınıyorum. Şahsı çok kısa sürede yakalayan Emniyet güçlerimizi tebrik ediyorum" dedi.

Söke Belediye Başkanı Levent Tuncel ise yayınladığı kınama mesajında; “İlçemizde görevli filyasyon ekibine yapılan saldırıyı üzüntüyle öğrendim. Büyük fedakarlıklarla ve özveri ile görev yapan sağlık çalışanlarımıza, yapılan saldırıyı kınıyorum. Bu vesile ile bu zorlu süreçte görev yapan sağlık camiasına minnet ve şükranlarımızı bir kez daha iletiyorum” ifadelerini kullandı.

İLGİLİ HABER<img src="cdn.iha/Contents/images/2021/13/3690016.jpg" alt="Sökede göreve giden filyasyon ekibine saldırı" width="780" height="429"/>Söke'de göreve giden filyasyon ekibine saldırı

Fethullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz darbe girişiminde Donanma Komutanlığı'nda eylemlere katılarak ‘Cebir ve şiddet kullanarak anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Hayrettin İmren, ‘Cumhurbaşkanlığına hakaret' suçundan tekrar hakim karşısına çıktı. Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesinde hakkında açılan davada İmren, duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS aracılığı ile bağlandı. Hakkındaki suçlama ile ilgili yaptığı savunmada, suçlamaları kabul etmediğini söyleyen Hayrettin İmren, "Yazılı savunmalarımı mahkemeye ibraz ettim, bu savunmalarımı aynen tekrar ederim. Olay günü ben kesinlikle Cumhurbaşkanına hakaret içeren bir söz söylemedim. Bu duruma olay günü uzun süre yanımda bulunan Uzman Çavuş Murat Dikkaya ve Emir Astsubayın İsmet Coşkun şahittir. Bu şahısların tanık olarak dinlenilmelerini talep ediyorum. Tanıklar 2 Nolu F Tipi Ceza infaz Kurumu'nda kalmaktadır. Suçsuzum, beraatimi istiyorum, mahkeme aksi kanaatte ise lehe hükümlerin uygulanmasını talep ediyorum” dedi.

Cumhuriyet Savcısı, Hayrettin İmren'in talebini reddederek 25 Ekim 2018 tarihinde verilen bazı tanıkların ifadelerine yer verdi. Cumhuriyet savcısı savunmaların alınmasının ardından verdiği mütalaada, Hayrettin İmren'in ‘Cumhurbaşkanı'na hakaret' suçundan cezalandırılmasını talep etti. Daha sonra kararını açıklayan mahkeme heyeti, Hayrettin İmren'in, 7 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi.

Fehime Kartal

Olay, Ankara-İstanbul yolu istikametinin 35'inci kilometresinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, dolu yağışının kayganlaştırdığı yolda kontrolden çıkan bir araç, önündeki tıra çarptı. Kazaya arkadan gelen 7 araç daha karıştı. Bölgeye çok sayıda sağlık, kurtarma ve polis ekibi sevk edildi. Kazada aynı araçta bulunan 2'si erkek toplam 4 kişi olay yerinde hayatını kaybetti, 3'ü ağır olmak üzere 5 kişi de yaralandı.

<img alt="" src="cdn.iha/Contents/pool_file/2021/13/84525_aw283902-02.jpg"/>

Yaralılar yapılan ilk müdahalenin ardından hastanelere kaldırıldı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

<img alt="" src="cdn.iha/Contents/pool_file/2021/13/68372_aw283902-06.jpg"/>

Ali Nargüner - Mustafa Cenik - Bayram Türüdü

Edinilen bilgiye göre Sahil Güvenlik Komutanlığı, geçtiğimiz cumartesi günü saat 05.45'te, Dikili ilçesi Denizköy açıklarında lastik bot içerisinde bir grup düzensiz göçmen olduğu bilgisini edindi. Bunun üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik botları tarafından Yunanistan unsurlarınca Türk kara sularına motoru sökülerek geri itilen lastik bot içerisindeki 24 düzensiz göçmen kurtarıldı.

Ayrıca pazar gecesi saat 23.45'te, Çeşme ilçesi açıklarında Yunanistan unsurlarınca Türk kara sularına geri itilen lastik bot içerisindeki 28 düzensiz göçmen ile dün saat 00.30'da Dikili ilçesi açıklarında yine Yunanistan unsurlarınca Türk kara sularına bırakılan can salı içerisindeki 19 düzensiz göçmen Sahil Güvenlik ekiplerince kurtarıldı.

Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu toplam 71 düzensiz göçmen, işlemlerinin ardından Göç İdaresi Müdürlüğüne sevk edildi.

Alınan bilgiye göre, Yaylacık Mahallesi, Emek Sokak'ta 5 katlı binanın zemin kattaki dairede henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. Evden dumanların yükseldiğini gören çevredekiler durumu itfaiye, sağlık ve emniyet ekiplerine haber verdi. İhbar üzerine yangına müdahale eden Trabzon Büyükşehir Belediyesine bağlı Akçaabat İtfaiye Grup Amirliği ekipleri üst katta dumanda mahsur kalan S.A., S,A. ve M.A ile M.U. isimli kadın ile yangında yaralanan Alzheimer hastası A.A.'yı binadan çıkartarak kurtardı. A.A. ambulans ile hastaneye kaldırılırken, yangının çıkış nedeniyle ilgili çalışma başlatıldı.

Akyazı Kuzuluk Mahallesi'nde 23 Haziran 2017 tarihinde Kadir Kaya ve babası Mehmet Kaya'nın sahibi olduğu yüzme havuzunda elektrik akımına kapılan Davut Mert Kaliç, Gökay Yıldırım Geç, Nurullah Önlütürk, Kadir Kaya ve Mehmet Kaya hayatlarını kaybetti. 5 kişiye mezar olan yüzme havuzu ile ilgili açılan davada yargılama sürecine devam edildi.

Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinde bugün görülen duruşmada, Akyazı Belediye Başkanı ve Kuzuluk eski Belediye Başkanı Bilal Soykan'ın da bulunduğu 6 sanık hakkında ‘Taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma' suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talebiyle dava açıldığı ve mahkeme dosyasıyla birleştiği okundu. Duruşmaya, yüzme havuzunun elektrik sistemiyle ilgilenen tutuksuz sanık K.D. katılmazken, Akyazı Belediye Başkanı Bilal Soykan, diğer sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları salonda hazır bulundu.

Ailelerin karşısına beni atmak doğru değildir

Duruşma sırasında söz hakkı verilen Akyazı Belediye Başkanı Bilal Soykan, “Ben yazılı ifademi verdim. Ben bu davaya ruhsatta bulunan imzamdan dolayı dahil oldum. Bizim verdiğimiz havuz basit bir havuzdu. E.G. adına küçük havuz için ruhsat verdik. Ancak yer sahibi Mehmet Kaya ruhsatın süresi bitince burayı büyüterek faaliyete devam etmiş.

Kazanın olduğu zaman ben başkan değildim. Buranın ruhsatsız çalıştırılmasına müsaade edilmiş. Bizim belediye başkanlığımız 2014'te bitti ve Kuzuluk Belediyesi Akyazı Belediyesiyle birleşti. Ben başkan olduktan sonra bu davaya dahil oldum. Benim bu kazada hiçbir şekilde dahilim yoktur. Ailelerin karşısına beni atmak doğru değildir. Kusurum olmadığı için beraatımı talep ediyorum” dedi.

Aqua Park'ın her iki girişinde de molozlar vardı. Faaliyette değildi

1995 yılında Akyazı Belediyesi Zabıta Müdürlüğüne başladığını belirten zabıta memuru A.R., “2015 yılında bir denetim gerçekleştirdik. Aqua Park'ın her iki girişinde de molozlar vardı. Faaliyette değildi. Mülk sahibine de ulaşılamadığı için herhangi bir tutanak tutulmadı. Üstüme atılı suçlamaları kabul etmiyorum ve beratımı talep ediyorum” diye konuştu.

Olaydan sonra iş yerine gittiğimizde iş yerinin hazırlık aşamasında olduğunu gördük

Söz konusu alanda ruhsat denetimi yapıldığını belirten zabıta memuru Ö.Ö., “S.O. ve M.Ö. iş yerine ruhsat denetimi yapmak için bölgeye gitti. O dönemde faaliyet olmadığı görüldü. Bildiğimiz kadarıyla iş yeri kapalıydı. Olaydan sonra orada bulunan restoranın açıldığı ve bir faaliyet içerisinde olduğu duyumu vardı. Olaydan sonra iş yerine gittiğimizde iş yeri faaliyette değildi ama hazırlık aşamasında olduğunu gördük. Herhangi bir kusurum yoktur beraatimi talep ediyorum” şeklinde konuştu.

Duruşma sırasında söz hakkı verilen diğer sanıklarda haklarındaki suçlamaları kabul etmediklerini belirterek, beraatlerini istedi. Müşteki avukatları ise şikayetlerinin devam ettiğini ve birleşen dosya bakımından davaya katılmak istediklerini talep etti. Görüşünü açıklayan cumhuriyet savcısı ise eksik kalan hususların giderilmesi talebinde bulundu.

Sanık, müşteki ve taraf avukatlarını dinleyen mahkeme heyeti ise sanıkların savunmalarında yaptıkları ve belirttikleri isimlerin tanık olarak dinlenmelerine, 2012 yılında verilen ruhsatın ve diğer iş yeri belgelerinin incelenmesine, taraf avukatlarının birleşen dosyaya katılmalarına karar vererek, duruşmayı 5 Ekim tarihine erteledi.

Orkun Kaya